DİĞER KATEGORİLER

MAKAMIN GÖLGESİNDE KAYBOLANLAR

MAKAMIN GÖLGESİNDE KAYBOLANLAR- Medine EKMEKCİ- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Eski bir bakandan bir konferansta konuşma yapması istenmişti. Elinde kağıt kahve bardağı ile kürsüye çıktı ve konuşmasına başladı.
Ama kafasının başka yerde olduğu anlaşılıyordu.Daha bir iki cümle söylemiş iken durdu, kahve bardağından bir yudum aldı ve sonra bir süre bardağı kaldırıp baktı.
Derin bir nefes aldı ve; “Biliyor musunuz ne düşünüyorum?” diye sordu, “Bu konferansta geçen yıl da, hem de aynı kürsüde konuşmuştum.
Tek bir fark vardı; o zaman hala bakanlık görevim sürüyordu. Buraya gelirken bana business class bileti alınmıştı, hava alanında beni bir limuzin ve eskort araba bekliyordu. Beni önce bir otele götürmüşlerdi.
Otel müdürü otelin kapısında karşılamış ve kral dairesine çıkarmıştı. Ertesi sabah lobide benim odadan inişimi bekleyen bir heyet vardı.
Yine aynı limuzinle beni bu salona getirmiş, özel bir kapıdan içeri almışlardı. Çok şık bir bekleme odasında konferans saatini beklerken porselen bir bardakta kahve ikram etmişlerdi. Sonra beni salona aldılar ve en ön sırada ayrılan yerime geçmiştim.”
Eski bakan derin bir nefes aldı, seyircilere gülerek bir süre baktı ve devam etti.
“Fakat bu yıl karşınızda bir bakan olarak bulunmuyorum.”
Bir an durdu ve sonra “Dün buraya kendim aldığım uçak bileti ile uçtum. Beni hava alanında kimse karşılamadı. Otele taksi ile geldim. Odama kendim çıktım.
Sabah buraya yine taksi ile geldim. Kapıdan girerken güvenlikten geçtim, hüviyetimi alıp listede olduğuma emin olmadan salona almadılar bile.
Sonra bulabildiğim yere oturdum. Canım kahve istedi ve görevliye sordum; bana dışarıda kahve makinesi olduğunu söyledi. Ben de çıkıp şu gördüğünüz kağıt bardağa kahveyi kendim doldurdum.” Seyirciler gülmeye başlamıştı.
“Sanıyorum geçen yıl porselen bardak bana sunulmamıştı. Makamıma sunulmuştu. Benim asıl bardağım işte bu.”
Konuşmanın bu noktasında gülüp alkışlayan seyircilere kahve bardağını kaldırıp gösterdi.
Alkışlar bitince de şunları söyledi: “Size verebileceğim en iyi ders bu işte. Bütün o övgüler, hizmetler, avantajlar rütbeniz, rolünüz, makamınız içindir. Hiç biri size ait değildir. Ve bir gün görevinizi bitirdiğinizde, porselen bardak bile halefinize verilir.
Günümüzde, makam ve koltuk öylesine bir cazibe merkezi olarak tanıtılıyor ki, küçücük bir sorumluluk için, aday olanlar, birbirleri hakkında neler neler söylüyorlar. Değer mi peki?
Günümüzde makam için her şeye değer diyenler, o amansız yarış içerisinde, o toz duman arasında, ne söylenenleri duymak istiyor, nede yanlış yapıyorsun diyenleri görmek!  
Gücünü makamından alanlar, makamları ellerinden alınınca güçsüz kalırlar, makama güç verenler makamları olmasa da o makamlar, o idareciyle güçlüdür. En önemlisi “gönüller de olabilmektir.”
Makam hastalığına tutulanlar, makamın gölgesinde kendi kimliklerini kaybederler. Makamları gidince, geride sadece bir gölge kalır. Toplumların ilerlemesi için, makamların değil, liyakatin ön plana çıktığı bir sisteme ihtiyacımız var. Bu da ne kadar mümkün bilemiyorum..
Ha bu arada en güzel makam, en güzel statü “Allah’a kul olmak”tır. Vesselam.