DİĞER KATEGORİLER

M. ŞEREFEDDİN YALTKAYA VE İCTİMAİ KELAM

M. ŞEREFEDDİN YALTKAYA VE İCTİMAİ KELAM-Adem Esen-Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Geçtiğimiz Cumartesi günü Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi M. Şerefeddin Yaltkaya ile ilgili bir program düzenledi. Konya’da olmam dolasıyla bunu takip etme imkanım oldu. Dr. Cemil Paslı konu ile ilgili yaptığı doktora çalışmasını sundu. (M. Şerefeddin Yaltkaya’ın İctimai Kelam Projesi, Çimke yayınevi, Konya, Nisan 2024, 247 sayfa) Kendisine ve emeği geçenlere teşekkür deriz.

Yaltkaya ile ilgili yedi doktora ve yüksek lisans tezi yazılmıştır. Bakınız: (https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp)

  1. Şerefeddin 1879 doğumludur, Cerrahpaşa Camii imamımın oğludur, hafızdır, ailesi tasavvufla ilgilidir. Bir süre tıp derslerini takip etmiş sonra dini ilimlere devam etmiştir. 1924-33 yıllarında Darülfünun İlahiyat Fakültesi hocalığından sonra İlahiyat Fakültesi kapatılınca İslam Tetkikleri Enstitüsünde çalışmasını sürdürmüştür. Bir süre Diyanet İşleri Başkan yardımcılığı yapmış, arkadaşı Hasan Âli Yücel’in ısrarıyla Diyanet İşleri Başkanı olmuş ve 1942-1947 arasında bu görevde olmuştur. 23 Nisan 1947’de vefat etmiştir. İki yüz civarında eserleri arasında kelam, tarih eserleri Şeyh Bedreddin, Molla Lütfi, İbn Sina, İbn Seb’in ve bazı alimlere dair kitapları vardır. Diyanet’teki hizmetleri sırasında Vaazlar ve Hatiplik ve Hutbeler kitaplarını yayınlamıştır. Arapça ve Farsça yanında Fransızca bilmesi ile Batı kütüphanelerinden orijinal çalışmalar yapabilmesi ve Batılı araştırmacılarla bilgi alışverişi yapmasına imkan tanımıştır.

1914-1918 yıllarında çıkan İslam Mecmuasına dönemin pek çok fikir adamı arasında Yaltkaya’nın da yazılara yayınlanmıştır. (Bu mecmua hakkında Hakkı Tarık Us koleksiyonuna bakılabilir. http://www.tufs.ac.jp/common/fs/asw/tur/htu/) Mecmua, İttihat ve Terakki’ye yakındır.

Döneminde Ziya Gökalp içtima-i usul-i fıkıhı savunur. E. Durkheim dinin sosyal barışı sağlayan esas kurum olduğunu belirtir. Yaltkaya kelamı klasik ve yeni kelam anlayışından içtima-i ilm-i kelama yönelmiş ve bu konuyu geliştirmeye çalışmıştır. Gökalp ve Dukheim’den etkilenmiştir. Şu da hatırlanmalı; Yaltkaya’nın yaşadığı 19. yüzyıl sonralı Osmanlılarda modernleşme ve Batılılaşma hareketlerinin zirve yaptığı ve pozitivist bilimin rağbette olduğu, ilimle ilgili yaklaşımlarda kararsızlık ve tereddütlerin yaşandığı karışık ve zorlu bir dönemdedir. O’nun dini fikirdeki değişim ve ıslahat beyannamesindeki rolü olmuştur.

Yaltkaya, materyalist ve pozitivistlerin bilginin tek kaynağı olarak deney ve akılı benimsemelerine karşılık sezgiyi benimser. Bununla ilgili “Cenabı Hak bilinmez sezilir” makalesini yazmıştır. Müslümanların yaşadıkları çağa karşı duyarsız kalamayacaklarından hareket ederek Batıda meydana gelen gelişmelerin etkisiyle de gelişmeleri yorumlamaya girişir. Hayata dokunan bir dini benimser. “Kutsiyetin kaynağı, içtimadır” görüşüyle ortak vicdanı kuşatan bir anlayışı tercih eder. Yaltkaya’nın ictimai kelam düşüncesi kendisinden sonra gelen kelamcılar tarafından takip edilmediğinden kendisine özgü kalmıştır.

Osmanlının son döneminde sadece devlet yönetiminde değil eğitim alanında da yenileşmeler görülür. Nitekim Mekteb-i Mülkiye, Mekteb-i Hukuk, Medresetül-Kudat, Mühendishane-yi Hümayun gibi eğitim kurumlarında Batı düşüncesinin ve ilmi gelişmelerinin etkileri barizdir. Aslında Batıda da ortaya çıkan bilim alanları İktisat, sosyoloji alanındaki metodoloji ile birlikte bazıları tamamen kopyacılıkla meşgul olurken, bazıları bunları kendi bünyemize uydurmaya çalışmıştır. Kelam konusunu da ilim adamları yeni ortaya çıkan görüşlerden etkilendikleri muhakkaktır. Zira her dönemde etkilenme söz konusudur. Bu sebeple değerlendirmelerde ölçülü olmak gerekir. Hatta bazı tartışmaların “havas” yani konunun uzmanları içinde kalması gerekir. Bu tartışmaların halk kitlesine “avam”a yayılması ciddi sıkıntılara yol açar. Çünkü geniş halk kitlelerinin bu konuları düşünmeye vakti ve ihtiyacı yoktur. Onlar günlük işleriyle meşguldür.

Tek Parti döneminde ezanın Türkçeleştirilmesinden tutun pek çok konuda din hakkındaki politikalar ile dönemin ortamında dünyada yaygın olan pozitivizm, materyalizm, evrimcilik, nihilizm, inkarcılık (ateizm vs) ile teknik değişmeler ve dikkate alınarak konuyu ele almak gerekir. Zira şahıslar ve olaylar dönemlerine göre değerlendirilir. Burada iki dünya savaşı arasında Avrupa’da ve ülkemizde yaygın olan akımları da dikkate almak gerekir. Zira din ve tanrıya bakışta pozitivizm, materyalizm, sosyal Darwinizm gibi akımlar entelektüel çevrelerde etkili olduğu gibi resmi eğitim müfredatlarında da yerini aldığı görülmektedir. (Bu konuda bir çalışma: Ragıp Ergün, Tek Parti Döneminde sosyal Darwinizm (1860-1945) https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp) Ayrıca ırkın ıslahı (Öjenizm) ve evrim teorileri de dikkate alındığında Yaltkaya’nın fikirleri anlaşılabilir.