DİĞER KATEGORİLER

LİYAKATLİ İNSAN YETİŞTİRMEK

LİYAKATLİ İNSAN YETİŞTİRMEK- Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Belki tüm dünya devletlerinin gözünde birikimli insan esastır. İnsandaki birikimin milli duygularımızla, örf ve adetlerimizle, inancımızla, ve diğer insanı insan yapan değerlerle bezenmesi çok daha anlamlı ve önemlidir.
Nedir bu liyakat. Kendisi sık sık kullanılan ancak realitede yanına pek uygulanmayan liyakat. Liyakat, layık olmak, ehil olmak, yaraşır olmak, uygun olmak, yeterli olmak, yetenekli olmak, uzman olmak, karakterli olmak. Hulasa bütün insani değerleri üzerinde taşıyor olmak. Toplumumuza tersinden bir baktığımızda liyakatli öğrenci, öğretmen, idareciler, yerel yönetimler, milletvekilleri, Kabine üyeleri ve diğer bizi yöneten büyüklerimiz olsa toplum ne olur?
Liyakatli öğretmen yetiştirdiği liyakatli öğrenciler ve ileride edineceği mesleklerin konumu. Çalmayan çırpmayan, kul hakkını gözeten ve yaptığı işin hakkını fazlasıyla veren insanlar. “İnsanları aldatan bizden değildir” hadis-i şerifinin derinliğini bilen insanların ticaret yaptığını bir düşünün. Evladına helal lokma yedirmeyi şiar edinen liyakatli bir anne ve baba düşünün. Bunların yetiştirdiği yeni liyakatli nesil, herkes gibi kurallara uyar. Hak ettiğim zaten yasalarla benim, hak etmediği almak için uğraş vermeliyim, demez. Cinayet işlemez, inşaatı fenni usullerine uygun yapar, kolon kesmez, kul hakkına zinhar girmez.
Liyakatin tüm insanlığa faydası var. Dünyadaki yeniden yapılanmalar bir ilim çerçevesinde, akil insanların yönlendirmesi ile yapılır. Peki tam tersi olursa, liyakatin yerini adam kayırma alırsa ne olur? Toplum ivmeli bir şekilde kaosa sürüklenir.
Burada ilk çözeceğimiz olay, liyakatli nesil yetiştirmek. Fen ilimlerini fazlasıyla bilen ancak bunu milli ve manevi değerlerle süslemeyen bir nesil var.
Geleceğimizi teslim edeceğimiz yeni nesil nereye gidiyor Allah (c.c) aşkına? Sigaraya başlama yaşının 7'lere kadar düştüğü bir nesilden bahsediyoruz. Nahoş şeylerden bahsetmek istemeyiz ancak lise çağında sigarayla barışık olmayan gençler, bir sınıfta parmakla gösterilecek kadar azalmış. Yok olmaya doğru gidiyor.
Lise çağındaki gençlerimizin birçoğu içki ile tanışmış vaziyette. Daha da ileriye gitmek istemeyiz ancak uyuşturucu belası da SOS veriyor. Allah esirgesin en tehlikelisi de bu olsa gerektir. Canımız, ciğerimiz, medarı iftiharımız gençlerimiz elden gitmemeli. Kendi tabirleri ile takıldıkları kafe, bilardo salonları ve diğer mekanlar bu tür alışkanlıklar için gayet müsaitler. Şöyle bir düşünecek olursak 20-30 sene önce Avrupa'da, Amerika'da gördüğümüz bütün kötü alışkanlıkların hepsi cennet vatanımızda görülüyor. Genç nüfusumuzla övünürken bugün doğurganlık oranındaki düşüşten şikayet etmekteyiz. Ülkemize gelen sığınmacıların doğurganlık oranları bir hayli yüksek. O cenahta bir problem görünmüyor.
Ne günlere kaldık, erkek arkadaşı olmayan kızlarımız kendinde bir eziklik duyarak strese giriyor ve psikoloğa gidiyor. Liyakat olgusu beşeri münasebetlerde ve evliliklerde zaten yok. Eskiden görücü usulünü şiddetle eleştiren ünlü kesimden farklı söylemler geliyor. Kafa sapmaya değmiş olacak ki evliliklerin, ailelerin kültürleri ve inisiyatifleri dikkate alınarak yapılması gerektiğini vurguluyorlar. Görücü usulü iyidir diyorlar. Günümüz dünyasının hızına yetişilmiyor ki. Tanışma, flört ve evlenme bir ay, anlaşmalı boşanmalar da bir hafta sürüyor.
O zaman alternatifimiz yok. Liyakat ehli insanlar, anneler, babalar, idareciler ve toplumun tamamını yetiştireceğiz ki ufuktaki geleceğimizi daha güvenli düzleme oturtabilelim. Ülke için baldıran şerbeti içilecekse de bunun kararını o liyakatli memleket evlatları versin.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar'ın ve Kur Korumalı Mevduat Hesapları'nın kararlarını bu liyakatli ekip versin.
Evlenmelerin pek düşünülmediği, boşanmaların arttığı bir ortamda Sayın Cumhurbaşkanı'nın özenle vurguladığı nüfusun artış hızının düşmesi ve doğum oranları uzun vadede sıkıntıya sebep olacağa benziyor.