DİĞER KATEGORİLER

Küreselleşme ve Kültürel Değerlerin Korunması

Küreselleşme ve Kültürel Değerlerin Korunması- Evren ATCI- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Günümüzün hızla değişen dünyasında küreselleşme, sınırların şeffaflaştığı, ülkelerin ekonomik, politik ve kültürel anlamda birbirine daha da yaklaştığı bir süreç olarak tanımlanabilir. Bu olgu, teknoloji, iletişim ve uluslararası ticaret sayesinde her geçen gün daha da etkili hale geliyor. Ancak, bu dinamik dünya düzeni, beraberinde önemli bir soruyu da getiriyor: Küreselleşmenin etkileri altında kültürel değerlerimiz nasıl korunabilir? Sorusunu gündeme getiriyor.
Bir yandan küreselleşme, farklı kültürler arası etkileşim ve diyaloğu artırarak çok sesliliği teşvik ediyor. İnsanlar, farklı cograflardaki yaşam tarzlarını, gelenekleri ve mutfak kültürlerini tanıma fırsatı buluyor. Ancak, bu durum aynı zamanda yerel kültürlerin evrensel olan karşısında ezilmesi riskini de beraberinde getiriyor. Örneğin, geleneksel el sanatlarımızın fabrikasyon ürünlerle yer değiştirmesi ya da anadilimizin yabancı kelimelerle yoğun şekilde kirlenmesi, bu durumun çarpıcı örneklerindendir. Peki, bu denge nasıl kurulabilir? Küreselleşmeye karşı koymak mümkün müdür? Bu noktada aklımıza ilk gelmesi gereken eğitimdir. Özellikle de değerler eğitimi. Bu noktda genç nesillere kendi öz değerlerimizi anlatan bir ders içeriklerinin sunulması kısacası müfredat programının bu çerçevede oluşturulması hayati önem taşıyor.
Sınav Odaklı bir bakış açısından değer odaklı bir bakış açısına geçiş
Türkiye’deki eğitim sistemi her ne kadar ülke yöneticilerinin değerleri sürekli olarak önceleyen bir yapısı olsa da maalesef ki sınav odaklı bir bakış açısı ile yürüdüğünden yanındaki akranını potansiyel bir rakip olarak gören çocuklarımız için değerler çok fazla birşey ifade etmemekte tabi bu durum kişinin sosyokültürel yapısıyla da çok ilgili toplumsal değerlerin ilk tohumnlarının aile de atıldığını hepimiz biliyoruz.Ailenin bireye verdiği değer sistemi okul ve sosyal çevre ile gelişerek bir değerler manzumesine dönüşüyor. Bu noktada genç nesillere, köklerimizi anlatan bir müfredat sunmak çok önemlidir. Halk hikayeleri, geleneksel sanatlar ve tarih, sadece birer bilgi değil, aynı zamanda kimliğimizin temel taşlarıdır. Bu nedenle, okullarda yerel ve ulusal kültüre dair bilinç oluşturacak derslerin önemsenmesi gerekir. Küreselleşme, kaçınılmaz bir gerçeklik. Ancak, bu süreçte kendi kültürel kimliğimizi kaybetmemek için bilinçli adımlar atmamız gerekiyor. Çünkü bir milletin kültürel değerleri, onun tarihî, kimliği ve geleceğidir. Dolayısıyla, kültürel mirasımıza sahip çıkmak, sadece geçmişe saygı duymak değil, aynı zamanda gelecek nesillere bırakılacak en değerli mirastır.