DİĞER KATEGORİLER

KÜRESEL LİDERLİK: RECEP TAYYİP ERDOĞAN MODELİ-2

KÜRESEL LİDERLİK: RECEP TAYYİP ERDOĞAN MODELİ-2- Adem ESEN- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Üçüncü bölümde ise; küresel liderlik- dönüşüm ve paradigma geliştirmede Recep Tayyip Erdoğan model olarak ele alınmıştır.
Yazar bu bölümde önce dünyada isimleri hala anılan liderlerle ve hayatta olan bazı liderlerin liderlik özelliklerini incelemiştir. Hindistan’ın kurucu lideri M. K. Gandhi (1869-1948), Azerbaycan’ın kurucu lideri Haydar Aliyev (1923-2003), KKTC lideri Rauf R. Denktaş (1924-2012), Bosna-Hersek lideri Aliya İ. Begoviç (1925-2003), ABD eski başkanı G. W Bush (1946-…), Rusya Federasyonu başkanı V. Putin (1952-…) ve ABD eski başkanı B. H. Obama (1961-…)’nın özellikleri değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeler doğrultusunda her bir lider için liderlik kuramları ve lider özellikleri içeren matrisler oluşturulmuştur.
Yazar liderlik kavramını R. Tayyip Erdoğan üzerinden incelerken sosyal olgular, toplumsal yapılar ve bağlamlar bakımından değerlendirmek amacıyla nitel bir araştırma yapmıştır. Veri kaynağı olarak arşivsel dokümanlar ve kayıtlar olarak biyografik kaynaklar kullanılmıştır. Araştırmada yarı yapılandırılmış mülakat soruları hazırlanarak yeterli sayıda görüşmeci ile derinlemesine mülakat yapılmıştır. N-Vivo 12 Analiz programı kullanılarak ampirik veriler analiz edilmiştir. Her görüşmeciye yöneltilen her bir sorunun sonunda mülakatı yapan araştırmacı tarafından konunun nasıl anlaşıldığı açıklanarak katılımcı teyidi alınmış, böylelikle araştırmanın güvenilirlik derecesi artırılmıştır. Mülakat yapılan kişilerin Türk siyasi tarihinde aktif rol almış oldukları belirlenmiştir. Böylece liderlik çalışmalarındaki bilimsel metotlar bu tezde gereğince yer almaktadır.
Analiz sonuçlarına göre; Erdoğan’ın diğer liderlere göre fark yaratan lider özellikleri arasında, lider özelliklerine doğuştan sahip olması ve bu özellikleri zaman içinde daha da pekiştirmesi gelmektedir. Ayrıca kişisel özelliklerinin liderlik özellikleri ile uyum içinde olması, risk alan, meydan okuyan bir lider özelliği taşıması, beden ile rakiplerine üstünlük sağlaması ve strateji belirleme özelliğinin güçlü olması, teşkilatçı (organizatör) olması ve hizmetkar liderlik özelliklerini taşıması sonuçları ortaya çıkmıştır.
Lider olmak kolay bir iş değildir. Önce liderlik özellikleri ile donanımlı olmak gerekir. Bu özelliklerini Erdoğan gençliğinden itibaren teşkilatların her kademesinde görev alarak liderliğini geliştirdiği görülmektedir. Belki Kasımpaşalı olması, hem ülkemizin kültürünün bir karması hem de ülkemizdeki diğer kültürlerden olanlara karşı güven sağlamasını sağlamıştır. Gençlikten kadın kollarına kadar siyasi teşkilatları harekete geçirme, kitleleri yönlendirme, meydanlarda mitinglerde coşku oluşturma ve gerekli yerlerde tavır alabilme yeteneğini kazanmıştır. Ülke içindeki siyasi gücü (son yirmi yıldaki tüm seçimleri kazanma ve rakiplerinin bazen top yekün karşısında olmaları halinde bile) ile karizması sınırlı kalmayıp “one minute” olayından, BM’deki “dünya beşten büyüktür” haykırışından son Rusya-Ukrayna savaşındaki konumu ve tahıl koridorundaki başarısı onu küresel liderliğe taşımıştır.
Gerek ülke içinde gerekse ülke dışında yaşanan siyasi olaylar farklı şekilde yorumlanabilir. Ancak içteki vesayet odaklarının çoğu kez dışardakilerle el ele tutuşup ülkenin önüne kurdukları tuzaklar Gezi olayları, 15 Temmuz hain kalkışması, 367 krizi gibi pek çok bilinen gizli ve açık tuzakları demokrasinin yeni geliştiği bir ülkede, üstelik her on yılda farklı şekillerde demokrasinin önünün kesildiği bir ülkede siyasi süreklilik sağlamak herhalde kayda değerdir.
Suriye krizi gibi sadece göçle ilgili olmayıp, belki bazı ülkelerin sınır değişiklikleri yapma istekleri, ülkenin çevresinde terör odakları oluşturma fiili eylemlere ciddi tedbirler alınmış ve Türkiye hakkındaki olumsuz emeller bertaraf edilmiştir.
Erdoğan’ın küresel lider özellikleri olarak en başta Türkiye’de emperyalizm ve batının ülkenin siyasetine karışmasına karşı bağımsız bir politika geliştirmesi gelmektedir. Yine ülkenin, proaktif bir dış politika sürdürmesi, Türk devletlerinin yeni bir yapıya kavuşturularak Türk Devletleri Teşkilatının kurulması, Afrika’da Türkiye’nin büyükelçiliklerinin sayısını artırılması, ticari ilişkilerin artırılması, milli gelirine göre en fazla sosyal yardım yapan ülke olması, İslam ülkeleri ile bazen sıkıntılı süreçlere girilse de bu sıkıntıların telafi edilme fırsatlarının kollanması, Balkan ülkeleri ve Rusya ile ilişkiler, AB ilişkileri gibi çok çetrefilli konularda bir yandan ülkenin menfaatlerinden ve güvenlikten hiçbir taviz vermeyip diğer yandan ilişkilerin sürdürülmesi aslında Türkiye dışındaki halkların da kendisine yakınlık duymasını ve dünya liderleri içinde saygınlık kazanması olarak algılanmaktadır. Nitekim İngiltere’de bir üniversitede toplantıda, Yunanlı bir genç, Türk başbakanı ( o dönemde Erdoğan başbakan idi) gibi bizim de liderimiz olsa, diye bize güçlü lider hasretini dile getirmişti. Gerçekten, İngiltere ve İskoçya’daki son siyasi liderler, diğer Avrupa ülkelerinde Fransa’da Makron lider olmaya çalışıyor, ama Almanya’daki liderler de dahil olmak üzere küresel liderlik özelliği gösteren bir Avrupa lideri herhalde bulmak zordur. (Devam gelecek)