DİĞER KATEGORİLER

KURBAN BAYRAMI: HAKİKATİN DERİNLİKLERİNE YOLCULUK

KURBAN BAYRAMI: HAKİKATİN DERİNLİKLERİNE YOLCULUK -Medine EKMEKCİ-Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Kurban Bayramı, Müslümanlar için önemli bir dini bayramdır ve yılda bir kez kutlanır. Bu bayram, Hz. İbrahim'in Allah'ın emriyle oğlunu kurban etme niyetiyle imtihan edilmesini anmak amacıyla gerçekleştirildiği bilinse de aslında kurbanın Hz. Adem ile başlamıştır.

Kurban Bayramı sadece kurban kesmekle sınırlı kalmaz; aynı zamanda birçok hakikati içinde barındırır. Bu köşe yazısında, Kurban Bayramı'nın hakikat boyutuna birlikte bir yolculuk yapalım.


"Nefsini kurban edemeyen, nefsinin kurbanı olur"
Gelin bu bayram “nefsimizi” kurban edelim.
Her ne kadar kurban bayramında herkes bir hayvan kesilecek zannetse de biraz mantıklı düşünüldüğünde   gerçekte kurban edilmesi gerekenin bir hayvan olamayacağı kanaatine varıyor insan.
“Hakikate göre kurban, kurbiyetin başlaması demektir. Kurbiyet, yakine ermek, kesin ve net bilgiye ulaşmak anlamına gelir. Bu farkındalığa erişen kişi benlik zannından kurtulur ve nefsini kurban ederek kendine (özüne) gelir. 

Hakikate göre kurban bayramı ise farkındalığı yükselen kişinin benlik zannından kurtularak, kendine gelmesinin akabinde, yaşadığı bir çeşit içsel coşku ve kutlama halidir. Her yıl kutlanan kurban bayramı ise bu halin sembolik bir anlatımıdır sadece.” Derdi hocam..
Bayramın son günündeyiz. Teşrik tekbirlerinin muazzam derinliğini inşallah zerrelerimize kadar hissederiz.

Başka bir yazımda pozitif momentumdan bahsetmiştim. Şöyle ki; Hz. İbrahim tamamen tevekkülde olduğunda artık böyle bir imtihan yaşama zorunluluğu kalkıyor. Hz. İsmail’e hayırlı, kutlu bir ömür ikram ediliyor.

Öyle ki bir babaya muazzam bir iftihar vesilesi olacak bir evlat oluyor. Yani, bağımlılıklarımızı fark edip özgürleştiğimizde bizim deyimimizle en kötü senaryomuzu okeylediğimizde artık bu imtihana ihtiyacımız kalmıyor. Yani nötürlendiğimizde.. Hani Yunus Emre’nin: Kahrın da hoş lütfun da hoş Ya Rabbi! dediği gibi..

Her şeyin iki veçhi vardır sırrınca.. Külfeti gidiyor da; rahmet rahmet nimeti geliyor. Ne büyük müjde değil mi?

Şimdi Pozitif momentuma kısaca tekrar değinelim. Şöyle bir hortum düşünelim; Bir kapılıyoruz ki, O dönüşte sadece huzur var, sevinç var, başarı var, duaların tek tek kabul oluşu var.

Pozitif momentumumuzu güçlendirmek için, Bayramlar öyle güzel hediyeler ki. Enerjimizle sevincimizin düğününü yapıverelim bayramda. Çünkü biliyoruz ki artık şu ruh nerede titreşirse onu artırır. O yüzden bayramlarda mutlu olmak sevaptır.

Akraba ziyaretleriyle bu mutluluğu katlandırmak, ruhlara gıdadır. Allah bizi değerli kılmış da Sevinç günü ikram eylemiş.

Sevdiklerimize sarılırken şöyle sımsıkı sarıldığımızda şifalanmaz mı geçmişimiz? Ve öperken elleri üçüncü gözlere denk geldikçe pamuk tenler değişmez mi geleceğimiz şekillenmez mi hayallerimiz?

Çok şükür iyi ki bayramlar var. Rabb’im kulunu biliyor da veriyor. O zaman mutlu olalım. Dua edelim, şükredelim. Sevinelim sevindirelim bol bol. Toplu Sevinç muazzam bir gıdadır ruhlara.

İnşallah gerçek anlamda Kurban Bayramı’nı hakkıyla ihya edip idrak edenlerden oluruz.