KURAN’A ATILAN TEKME

Milli Eğitim Bakanlığında memurdum, 1978 yılında öğretmen oldum. 25 yılda öğretmenlik yaptım, bu süreçte eğitimin problemleri bitmedi, arttı. Ak Parti döneminde üniversite, okul, derslik, araç, gereç, kitap vs. gibi nicelikle ilgili eksiklikleri giderilse de özellikle eğitimin manevi yönü ve kalite hep eksik kaldı. Her ne kadar birtakım dini içerikli dersler konuldu, imam hatip liseleri açıldı ise de bu gün yeterince milli ve yerli insan yetiştiremediğimizde ortadadır. Bunun çok sayıda örneği verilebilir. En son örnekte Antalya’nın Serik ilçesinde bir okulda Kuran-ı Kerim’e top oynar gibi tekme atan örgencinin hali… %99’u güya Müslüman ve din dersi de mecburi olan bu ülkenin bir okulunda dinimizin kutsal kitabına atılan tekme, eğitimin manevi yönden ne kadar eksik olduğunu, müfredatların yetersizliğini açıkça göstermektedir. Aslında bu durumun esas sorumlusu da yaklaşık 100 yıldır ülkemizdeki dinden uzaklaştırma politikalarının olduğunu söylemeliyiz. 1980 yılına kadar bu ülkede din dersi seçmeli dersti. Yani isteyen seçer, istemeyen seçmezdi. Burada dini eğitim veren gerek öğretmenlerin ve gerekse cami ve Kuran kursu hocalarının çoğunluğunun bu işi bilinçsizce yaptığını öğrencilere, cemaate sevdirmediklerini de düşünüyorum. Dört yıl Konya İmam Hatip Lisesinde çalışırken öğrencilerimizin ve kurslarda dini eğitim alan yakınlarımızın şikayetlerinden bu kanaate vardım. Haçlı misyonerler harıl harıl çalışırken medya ve sosyal medya bu kadar etkinken, örfün, adetin gelenek ve göreneğinde alabildiğince zayıflatıldığı bu günde bizi biz yapan değerlerimizi yaşatabilmemiz de giderek zorlaşıyor. Bir eğitimci ve hukukçu olarak aklım almıyor. İmam Hatip Liselerinde dahi deist örgenciler varmış. Yani Allah var ama dinler yok diyen örgencilerin olduğu İslami eğitim veren okullar… Bir yerlerde bir eksiklik var. Bu böyle gitmez, gidemez. Acilen bu işin düzeltilmesi ve hemen ilk ve ortaöğretimdeki ve dini eğitim veren okullar ile dinle ilgili eğitim veren kurumlardaki müfredatların düzeltilmeleri gerekir. Ayrıca din öğreticiliği ve eğiticiliği yapan öğretmen ve hocalardaki anlayışın değiştirilmesi gerekir. Din adamları toplumun örnek aldığı kişilerdir. Gerçektende iyi manada örnek olmalıdırlar. İmamlar namaz kıldırma memurları değil gerçekten topluma rehber olmalıdır. Manevi yönden toplumun eğitilmesi için devlet destekli film ve diziler yapılmalıdır. Sosyal medyanın aile düzeni ve din karşıtı değerlerimize aykırı yıkıcı faaliyetleri önlenmelidir. İlk ve ortaöğretimdeki sınıf geçme ve sınav yönetmeliği değiştirilmeli, öğretmeyen, eğitmeyen, çoğunluğu boş, bomboş insanlar yetiştiren, sınıfta kalmanın olmadığı bu sistemden vazgeçilmeli, insanları yeteneklerine göre öğreten, eleyen, eğiten, öğretmen merkezli eğitim sistemine geçilmelidir. Eğitimde öğretmenlere ve okul müdürlerine daha çok yetki ve imkan verilmelidir. Unutulmasın ki bir milleti ayakta tutan değerleri ve eğitim sistemidir.