KUR ATAKLARI VE BRETTON WOODS SİSTEMİ- Behçet BÜYÜKGÖKMEN- Yeni Meram Gazetesi
Kur ataklarının yakıcı etkilerini yaşamaya devam ediyoruz. Hemen baştan söyleyeyim ki sistemik bir sorunumuz var ve bu nedenle daha uzun zamanlar bu acılara katlanmak zorunda kalacağız.
Geçen hafta spekülasyona ve üç beş çakalın manipülatif hamlelerine neden maruz kaldığımızı ve daha acısı canımızın yanmasına bir türlü mani olamayışımızı 24 Ocak 1980 kararları üzerinden izah etmeye çalışmıştım.
Bugün kısaca bir başka büyük kıskaçtan (küresel) ve bunun sonucu ortaya çıkan savunmasız yapıdan söz etmeye çaba sarf edeceğim.
Büyük bir küresel tezgah hakkında yazdığımın farkında olarak mümkün olduğunca anlaşılabilir bir özet sunacağım.
Yıl 1944 ikinci dünya savaşı bitmeye yakın ve sonuçlar az çok belirgindir. Yeni hegemon Amerika yeni bir küresel düzen için düğmeye basmıştır. Burada ele aldığımız konu gereği yeni düzenin sadece parasal bölümü ilgi alanımızda olacaktır. Yeni parasal düzen kısaca ve kabaca şöyle olacaktır.
Temmuz 1944 ABD'nin küçük bir kasabasında BM para ve finans konferansı toplanır. Burada ortaya para ( daha doğrusu USD dolar) merkezli yeni iktisadı sistem çıkar. Bu sistem Bretton Woods sistemi olarak anılacaktır.
Uluslararası para sisteminin kurallarını belirleyen bu anlaşma, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) kurulmasına karar vermiştir. Bu kurumlar, 1946'da, yeterli sayıda ülke anlaşmayı imzalayınca faaliyete geçmiştir. Bu konferansta altına dönüştürülebilen tek para biriminin dolar olmasına, diğer para birimlerinin değerlerinin de dolara göre ayarlanmasına karar verilmiştir
Bretton Woods sisteminin temel özellikleri:
a-)Dolar altına dönüştürülebilen tek para birimidir.
b-) Ulusal paraların değerleri dolara göre ayarlanmış ve değerler IMF'ye kaydedilmiştir.
c-) Ülkeler ulusal paralarının belirlenmiş kurlarında %1'lik oynama yapabilirler ve bu sınırda istikrarlı kalabilmeleri için Merkez Bankaları döviz alıp satabilirler
Bu modele göre ABD dışındaki tüm üye ülkelerin milli para birimleri Amerikan Doları cinsinden tanımlanır ve Amerikan parasının farklı ülkenin para birimine değil 1 ons ağırlığındaki altına 35 dolar fiyatından sabitlenmiştir.
Sistem sürekli ABD'nin lehine çalışmış bir ons altın yaklaşık olarak önce 37 daha sonra 41 dolar olarak belirlenmiş ve nihayet Amerika tam bir haydut devlet mantığı ile tek taraflı olarak dolar karşısında altın bulundurma yükümlülüğüne son vermiştir. 1971 senesinde amiyane tabiri ile "üttüm oynamıyorum." demiştir. Bu küresel finans kapitalizminin dünyaya attığı büyük bir kazıktır. Bugün ABD küresel hegominik gücünü doların küresel rezerv para olmasına borçludur. Ulusal MB ne kadar USD doları rezervi bulundurursa o kadar sistemi beslemiş olmaktadır.
.
Kuruluşlarında itibaren IMF'ye ve Dünya Bankası'na üye olan (1947) Türkiye IMF'den aldığı yardımlarla ülke içinde siyasetini sürdürmüştür. Türkiye yapılan araştırmalara göre IMF ile en çok Destekleme Düzenlemesi (Stand-By) anlaşması yapan ülkeler arasında gözükmektedir.
Sanırım bugün halâ neden kur ataklarının kurbanı olduğumuz biraz anlaşılmış olmaktadır.
İçeriden ve dışarıdan yükselen dövizi bahane ederek hükumeti devirmeye çalışan ve kirli bir dil kullananlar neden zıvanadan çıkıyor, onları bu hale düşüren ne ola ki ??? Merak edenler için kısa bir not.
Dünya altın konseyinin IMF verilerine dayanan derlemesine göre Türkiye 583 ton ile en fazla altın rezervine sahip on ikinci ülke konumunda bulunuyor
(31 Temmuz 2020 itibariyle.)
Fincancı katırları bunun için ürküyor olmasın (!)