DİĞER KATEGORİLER

Kulluk vazifemizi ne kadar yapıyoruz?

Kulluk vazifemizi ne kadar yapıyoruz?- Hüseyin TOPTAŞ- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6
Mevdudi Rabbimize karşı kulluk vazifemizi yerine getirme konusunda hizmetçi ile efendisi arasındaki yaşantıya dikkat çekerek şunları söyler: Bir hizmetkâr efendisi tarafından kendisinden istenen görevleri yerine getirmek yerine, onun karşısında ellerini kavuşturup sürekli ismini tekrar ediyorsa onun için ne dersiniz? Efendisi ona yükümlülüklerini yerine getirmesini istiyor o ise olduğu yerde duruyor. Efendisinin istekleri karşısında yalnızca evet efendim diyerek saygı gösteriyor ama kendisinden istenenleri yapmıyor. Bu saygılı duruş o kişinin efendisine hizmet ettiğini gösterir mi? Sabahtan akşama kadar Kur’an’daki ilahi emirleri okuyan, fakat onları uygulamak için kendini yormayan, tesbih çekerek sürekli Allah’ın adını anan, hiç durmadan namaz kılan, güzel sesiyle kur’an okuyan birisi için bu amelleri hayatının diğer safhalarında hissettirmiyorsa, emir ve yasaklar ile ilgili kendisinden yapması istenilen vazifeleri yapmıyorsa hatta tam tersi hareketler sergiliyorsa bu kimse için Rabbine karşı görevlerini tam yapan birisi diyebilir miyiz? Bir başkasını düşünelim. Efendisinin kendisine verdiği görevleri ihmal ederek başka insanların verdikleri görevleri yapan bir hizmetkarınız olsa ne yapardınız? Verdiği selamı yüzüne fırlatmaz mıydınız?  gece gündüz namaz kılan, oruç tutan bir kişi Allah’ın emirlerine karşı gelen, onları ihmal eden ve inançsızlara uyanlarla birlikte hareket ediyorsa bu insanların namazlarının, tesbihlerinin, oruçlarının gerçek ibadet olduğunu düşünebilir miyiz? Efendisini her gördüğünde saygıda kusur etmeyen, Ama efendisinin düşmanları ile birlikte hareket eden, gece efendisinin evini soyan gündüz de en sadık adamıymış gibi efendisinin karşısında el bağlayan bir kişi için saygısına bakarak efendisine ne kadar değerlendirmesi yapabilir miyiz? Efendi hizmetkar arasındaki ilişkilerde değerlendirmeyi sadece saygı üzerinden yaparsak yanılırız. Aynen bunun gibi Müslümanın yaptığı ibadetleri de sadece dış görünüşe bakarak değerlendirirsek yanılırız. Mü’min hayatında attığı her adımda Allah’ın kanunu takip etmelidir. İbadet Allah tarafından gösterilen yolu takip etmek ve çocukluktan ölüme kadar O’nun emirlerine uygun hayat yaşamaktır. Bu ibadetin tatili yoktur, sürekli yerine getirilmelidir. Şu zamanlarda Allah’ın kuluyum, şu zamanlarda değilim diyemeyiz. Namaz, oruç, Hac, Zekat gibi ibadetler hayatımız boyunca sürdüreceğimiz daha büyük ibadete bizi hazırlar. Onlar hayatlarımızı ibadete çevirmenin araçlarıdır. İbadet insan vücudu gibidir: ruhu olan, hareket eden ve çalışan bir insan vücudu gibi; fakat eğer ruhu yoksa bir cesetten farksızdır. Bir cesedin de elleri, ayakları, gözleri ve burnu vardır fakat biz onu toprağa gömeriz çünkü ruhtan yoksundur. Allah’ın iradesine uygun olarak yaptığınız her şey ibadet sayılır. Hayatımızı ibadet ile geçirme temennisi ile…