DİĞER KATEGORİLER

KRİPTO PARA

KRİPTO PARA- Adem ESEN- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6
  Bugünlerde kripto para dilen dijital para çok dikkat çekmektedir. Önce para ve bunun fonksiyonları ile ilgili genel bilgi verip, sonra kripto para konusunu değerlendirmek gerekir. Para alışverişlerde değişim aracıdır. İnsanoğlu alışverişte takasın (trampanın) zorluğunu görerek parayı keşfetmiştir. Deri gibi bazı maddeleri, uzun süre de altın ve/veya gümüşü, bakır, nikel gibi madenleri para olarak kullanmıştır. Altın ve gümüş genellikle “tabii para” olarak görülür. Zira bunların tabiatta diğer madenlere göre az bulunuşu değerlerini artırmaktadır. Mesela, Peygamberimiz İran gümüşü ve Bizans altınını kullanmıştır. Emevi halifesi Abdülmelik b. Mervan döneminde ise kendi paralarını basmışlardır. Daha sonra Osmanlı’nın son dönemlerine doğru dünyada kağıt paralar ortaya çıkmıştır, ama bu paralar altını temsil etmekteydi. 1944 yılında Bretton Woods kararları ile kağıt para (ABD doları) altına bağlanmış, ama bu politika takip edilemediğinden 1970’lerin başında kağıt para ile altın arasındaki ilişki tamamen koparılmıştır. Yani günümüzde para emisyonunun altınla ilgisi yoktur. Amerikan doları da dünyada rezerv para olarak kullanılmaktadır. Bu sebeple dolarizasyon ekonomilerin en büyük sıkıntılarından birisidir. Yani komşumuz bir ülke ile ticaret yaparken dolar kullanıyoruz. Tabii bunun ABD lehine, diğerlerinin de aleyhine pek çok yönleri ortaya çıkmaktadır. Yani iktisadi işlemlerin tarafı olmayan, ama parası uluslararası niteliğinden dolayı bu ülke bundan ciddi olarak karlı çıkıyor. Tabii bu nereye kadar sürecek, tartışmalar bunun üzerinde de cereyan ediyor. Bir de günümüzde kripto para adı altında dijital ortamda üretilen para piyasaya çıkmıştır. Bazılarına göre bu parayı cazip kılan, dolarizasyon tepkisidir. Para alışverişlerde değişim (mübadele) aracı olmak yanında ödeme, değer saklama ve değer takdir etme fonksiyonları da vardır. Para faiz konusunda da önemli bir oda noktası olduğundan İslam alimleri “semeniyet” yani fiyat ölçüsü olma hususuna vurgu yapmaktadırlar. (Bak: Hasen el-Haseni. İslam’da Para. Çeviri: A. Esen) Yani faiz illeti de buna dayanır. Yukarıdaki özellikleriyle para, devlet tarafından kabul edilen ve piyasalarda geçerli olan bir iktisadi araçtır. Klasikler paranın peçe olduğu vurgusunu yaparlar. Daha sonra Keynesci ve parasalcı görüşlerle para talebi teorileri gelişmiştir. Kripto paralarda “para nasıl üretiliyor? Hangi yetki ile üretiliyor? Mübadele taraflarının haklarını koruyabilir mu?” gibi sorulara “para”nın hem iktisadi fonksiyonları hem de hukuki kuralları çerçevesinde olumlu cevap çok zordur. Buna göre kripto parayı kamu otoritesi olan devlet kabul etmediği ve kullanımını sağlam esaslara bağlamadığı sürece teşvik etmek veya alım-satımını yapmak doğru değildir. Dijital paralara duyarsız kalmak da mümkün değildir. Bu paralar hakkında bilimsel çalışma yapmak ve merkez bankalarının bunun üzerinde çalışma yapmak da ihmal edilemez. Nitekim TCMB gibi resmi kuruluşlar ile IBS- Uluslararası Ödemeler Bankası gibi uluslararası kuruluşlar bu alanda da çalışma yapmaktadır. Ancak netliği ortaya çıkıncaya ve tüm toplum tarafından kabul edilip, yasalarla kayıt altına alınıncaya kadar bu paraya bireylerin veya kurumların yatırım yapmaları hem rasyonel hem de ahlaki görmek mümkün değildir. Nitekim Din İşleri Yüksek Kurulu da dini bakımdan bunun caiz olmadığı yönünde görüş vermiştir. Bu konuda soru soranların önemli bir kısmında “kolaydan para kazanma” hırsının olduğu görülmektedir. Zira sanal dünyada sanki dünya kripto paraya geçiyor, gibi reklamlarla bu para özendirilmektedir. Ancak bunun saadet zincirleri gibi sonunun hüsran olacağı kaçınılmazdır. Kripto para hırsını “defineciler”e de benzetmek mümkündür. Çünkü defineciler yerin altını merak ederek her gün yeni bir hülya ile uyanırlar, orayı burayı rastgele karıştırırlar. Tarihi eserlere, tabiata zarar verirler. Ama umduklarının pek azına kavuşabilirler, en fazla… Bunların benzerleri kumarbazlardır. Kumar oynayanlardan zengin olan veya mutlu olan var mı? İnsan bir kere tamahkar olmaya başladı mı, onu frenlemek zordur. Bu tamahkarın karşısına elbette bir de sahtekar çıkmaktadır. Her ikisi de çok kolay anlaşabilmektedir. Ayda veya uzayda arsa satışları da başladı, zaten Kilise cennette satışları hiç kesmedi… Mevlana’nın sözleriyle: “Herkes bir hayale kapılmış, o hayalin maskarası olmuş, yine o hayal sevkiyle ve define bulmak ümidiyle köşeyi, bucağı kazmaya kalkışmıştır. Bir şahıs, hayal sevkiyle olan teşebbüsünü büyük tutar, dağlardaki madenlere teveccüh ederek onları işletmeye kalkar. Diğer bir inci avlama hayaliyle denize dalar, kumlara yapışık istiridyeleri bıçakla kesip boynunda asılı torbaya doldurmak için birçok meşakkat çeker. Üçüncü bir şahıs, papaz yahud tarik-i dünya olmak için kiliseye manastıra kapanır, dördüncü kimse de hırs ile çiftçilik tarafına gider” (Mevlana, Mesnevi, beyit 16514-17). “İnsan çalışmasının karşılığından başka bir şey elde edemez” gerçeğine göre, mesaiyi eğitim-öğretime, çalışmaya, üretime yani reel sektöre vermek gerekir. Aksi taktirde kripto para gibi oyunun kurucuları kazanır, bunda toz pembe hayallere kapılanların hem kendileri hem de toplumları kaybetmeye mahkum olurlar.