KÖPEKLERİN Sokağı DEĞİL!- Muhammet GÜMÜŞ- Yeni Meram Gazetesi
Gün geçmesin ki konusu gündeme gelmesin.
Hemen hemen her gün konuşulan ancak bir türlü çözümü bulunamayan veya bulunsa da hayata geçirilemeyen sokak köpekleri olayından bahsediyorum.
İnanın gazetemize her gün olmasa da iki günde bir gelen telefonların konusu sokak köpekleri meselesidir. Vatandaş haklı, vatandaş endişeli, vatandaş çözüm istiyor.
Önceleri küçük çocuklara saldırmaları ile gündemde olan sokak köpekleri, artık yaş ayrımı yapmadan 7’den 70’e her önüne gelene saldırıp ciddi yaralanmalara hatta ölümlere sebebiyet veriyor.
Çocuklar okula giderken endişe duyuyor, yaşlılar namaza giderken, kadını erkeği demeden herkeste aynı tedirginlik aynı endişe gözlerden okunuyor.
Kimi zaman sürü halinde kimi zaman ikişer üçerli gruplar halinde gezen sokak köpekleri, malumunuz üzere kimseye aman vermiyor.
Durum böyle olunca da vatandaş çözüm bekliyor. Gerek belediyelerden gerek devletten bu işe neşter vurulmasını istiyor. Ancak bu konu ne zaman gündeme gelse, bazı kesimler ayağa kalkıyor ve acayip bir tepki ile ortalığı yangın yerine çeviriyor. Hatta bu konuyu konuşanları da hayvan düşmanı olarak lanse edip olayı farklı bir boyuta taşıyor. Öyle ki sokaklar sanki köpeklerin sokağıymış da insanlar bu sokakları işgal etmiş gibi oluyor. Oysa köpeklerin sokağı değil, sokağın köpekleri ayrımının iyi yapılması gerekiyor.
Herkesin kendince bir sevgisi var ve bunu sorgulamak da kimseye düşmez ancak mevzu bahis insan sağlığı ise bu konuda fikrini beyan edenleri farklılaştırmak kimsenin haddi olamaz.
Bu konuda bir dönem hatırlarsanız Büyükşehir Belediyesinin barınağında yaşanan olaydan yola çıkılarak ortalık birbirine katılmış sokak köpeklerine bir nevi özgürlük vizesi alınmıştı. Ancak o gün barınak önünde duyar kasanlar köpekler tarafından saldırıya uğrayan insanlar konusunda tek kelam edemiyorlar. Yeri gelince Avrupa’dan örnekler sunanlar bu konunun çözümünün Avrupa’da nasıl olduğuna dönüp bir bakmıyorlar.
O diğer ülkelerin bu konuyu nasıl çözdüğünü öğrenmeleri adına o dönüp bakamayan kesimlere şöyle Anadolu Ajansının hazırladığı kısa ve öz bir derlemeyi hatırlatmak istiyorum. Okuduklarında o öve öve bitiremedikleri Avrupa’nın bu konuyu nasıl çözümlediklerini anlasınlar. Anlasınlar ki ülkemizde belediyelerin barınaklarının kıymet ve değerini bilsinler.
Bakın Avrupa'da her ülkenin sokak hayvanlarıyla "başa çıkabilmek" için kendince çözüm yolları var. Örneğin, İspanya bu sorunun çözümünü zorunlu kısırlaştırma ve çip kullanımında bulurken, Fransa hayvanları sokağa terk etme kuralını ihlal edenleri 3 yıl hapis ve 45 bin avro para cezasına çarptırarak caydırma yolunu kullanıyor.
Mesela o medeniyet martavalları atılan İngiltere'de 1 hafta içinde sahiplenilmeyen köpekler uyutuluyor.
Almanya, sahipsiz köpekleri mutlaka barınaklarda topluyor. İspanya'da yüz binlercesi terk ediliyor ama sokakta sahipsiz köpek yok. Yunanistan sahipsiz hayvan sayısının artmasının önüne kısırlaştırmayla geçiyor. Fransa'da her yıl 100 bin sahipsiz hayvan sokaklardan toplanıyor. Doğu Avrupa'da toplama, sahiplendirme ve uyutulma işlemleri uygulanıyor.
Bu konuyla alakalı Anadolu Ajansı (AA), ülkemizde gündemden düşmeyen sahipsiz hayvanlarla ilgili Avrupa'daki uygulamaları ve yasal düzenlemeleri derleme haberine bakıldığında ülke ülke neler yapıldığının detaylarına ulaşılabilir.
Bu konunun sıkıntısını ülkede yaşayan bizler çekerken olayın bir de turizm boyutunun olduğunun bilinmesini isterim. Mesela ABD, Japonya, İsveç, Norveç, Hollanda, İrlanda, İngiltere, Fransa, Finlandiya, Almanya, Çekya, Kanada, Avustralya'nın da aralarında bulunduğu bazı ülkeler, sokak köpeği sorunu bulunan ülkemizi ziyaret etmek isteyen vatandaşlarını köpek saldırıları, kuduz ve diğer hayvan kaynaklı hastalıklar konusunda uyarıyor.
Ama olumlu bir gelişme de Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yaptığı açıklama oldu. Başıboş sokak köpekleri konusunda Tarım ve Orman Bakanlığı koordinesinde çalışma bulunduğunu belirten Bakan Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu konuda hassasiyetinin olduğunu dile getirdi.
Hayvanların zarar görmesini istemediklerini ancak insanların da zarar görmemesi gerektiğini ifade eden Bakan Tunç’un açıklamaları bazı kesimleri rahatsız etmiş olsa da evlatları, yakınları sokak köpekleri saldırılarıyla yaralanan vatandaşların da yüreğine su serpmiş oldu.
Son söz, sokak hayvanları konusunda çözümün yasa ve yönetmeliklerle bir an önce hayata geçirilmesi umudu ile önce can sonra canan demek en doğrusudur.
Kalın sağlıcakla.