KONYA’NIN GÜNAHINI TARTMAK SANA MI DÜŞTÜ?

Bu sosyal medya gerçekten çok acayip bir mecra, vezir de ediyor rezil de ediyor. Prim yapan da oluyor servet kaybeden de yani anlayacağınız çok ama çok felaket bir şey bu sosyal medya.
İyi de var kötü de var, doğru da var yanlış da var ancak neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlamak çok güç.
Bir dönem (siyah beyaz TV’ler ilk çıktığı zamanlar) bir vatandaş dönemin saygıdeğer hocasına sormuştu:
“Hocam eve televizyon alsam günah olur mu?” diye.
Hoca efendi ise “Çocuklarının eğitimini ve ahlaklarını düşünüyorsan alma” demişti.
O vatandaş “Ya hoca ahlaklarıyla ne alakası var, sonuçta cuma geceleri inanç dünyası var ve güzel bilgiler veriliyor faydalansın çocuklar” deyince
Hoca efendi hiç unutamadığım cevabı verdi:
“Ey Müslüman sen 6 gün pislik akan bir dereden 1 gün süt aksa içer misin? Buna cevabın evet ise, buyur televizyonunu al, bu seninle bütçen aranda olan bir meseledir” diyerek kestirip atmıştı.
Tabi o zamanlarla bu zamanları kıyas etmek mümkün bile değil. Ancak burada ifade etmek istediğim o dere olayı.
Sosyal medya da o dere misali çok dezenformasyonun olduğu, potansiyel iftira, karalama ve yalan yanlış işlerin fink attığı bir mecra olarak hizmet veriyor günümüzde. Doğru bilgilerin dahi doğruluğunu teyit etmeden kalbe, akla alınamayacak aşamaya geldiği bir mecra.
İşte böylesi bir mecrada kendisine ‘ilahiyatçı’ denilen bir şahıs çıkıyor yalan yanlış bilgilerle bir şehri töhmet altında bırakıyor. Sırf beğeni almak, takipçi artırmak veya birilerine şirin, şeker görünmek için taklalar atan bu sosyal medya ilahiyatçısı şahıs, bu kadim şehri, kulaktan dolma sosyal medya belgeleriyle iğrenç ve terbiyesizce itham ediyor. Ben o sosyal medya ilahiyatçısının yaptığını yapmayacağım. Ahlakıma ve okurlarıma olan saygımdan ötürü bu ithamları tek tek ifade etmeyeceğim ancak kavgada söylenmeyecek cümlelerden oluşan harmanını şehrimiz üzerine boca etmiş.
Dedim ya saygımdan ötürü diye! İşte o nedenden dolayı kalbimin söylediklerini kalemime dökmeden şunun bilinmesini isterim ki, dinden diyanetten bahsedip ahkam kesip sosyal medya karşısında güya doğruları ifade ediyorum edasıyla efelenmek çok farklı bir şey, çıkıp koskoca bir şehri suçlamak çok daha farklı bir şey. O değil de bu şahsın videosunda dikkatimi çeken, dünyada ne kadar porno üretimi yapıldığını, dakikada kaç tık aldığını ilginç şekilde ezberlemesi oldu. Epey ilgisini çekmiş bu konu demek ki. Neyse konuya olan ilgisi beni ilgilendirmez, o kendi özel hayatıdır.
Bu nedenle titrinin kendisine uymadığını düşündüğüm için adıyla hitap ettiğim Ali Rıza Demircan’a soruyorum.
Konya’nın günahlarının hafifliğini, ağırlığını tartmak senin görevin mi? Konya’ya gelene kadar kendi ailene, kendi çevrene bakmak ‘Müslüman’ olduğunu söyleyen bir insanın en aslı görevi değil mi? Sosyal medyadan ahkam kestiğin konular kadar ‘Suizan’ üzerine ayet ve hadisleri de incelesen en azından insanlığına katkısı olmaz mı ?
Bu şehir senin ve senin zihniyetinde olanların söylemi ile lekelenmedi, lekelenmez de ancak şunu unutma ki; ahiret hayatında veremeyeceğin hesapların olduğu defterlere yazı yazmak senin kaleminden eksiltir.
Bu şehir, Konya’yı en çok içki tüketen şehir olarak anan kesime gerekli cevabı gerektiği gibi vermişken bir de sen ve senin gibi ahkâmcılarla uğraşmaz. Beni senin günahın da sevabın da ilgilendirmez ancak seni de bu şehrin günahı sevabı ilgilendirmesin. Sen devam et sosyal medyanda ahkamlarına.
Kadim şehrimiz Konya üzerinden prim yapmaya çalışan ve popülerlik kazanma derdinde olan bu şahsa yine ahkam kestiği sosyal medyasından gerekli cevaplar fazlasıyla verilmiş ama yine de "Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az’ atasözünün ilgili yere ulaşacağı umuduyla kalın sağlıcakla...