Konya Kitap Günleri’nin 11’incisi “Özgürlük İçin Oku” mottosuyla Selçuklu Kongre Merkezi’nde kapılarını açtı. Kitap fuarında yerini alan İletişimci Yazar Dr. Çetin Oranlı ile gazetecilik mesleği ve yazarlık üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Dr. Oranlı, “Kitap okuma alışkanlığını çocuklarımıza güçlü bir şekilde kazandırmamız gerekiyor. Bir ailede anne ve baba kitap okuyor ise çocuğun da kitap okuma alışkanlığı gelişiyor. Yoksa çocuklarımızın okuma alışkanlıklarını sadece okula bırakır isek eksik kalıyor “ dedi.
Yeni Meram Gazetesi olarak Konya Kitap Günleri’nin nabzını tutarak gerek yazarlarla gerekse kitapseverlerle bir araya geldik. Konya Kitap Günleri günlerinde standına konuk olduğumuz Dr. Çetin Oranlı gazetecilik mesleğinden yazarlığa geçişine, kitaplarından, Türk okurunun kitap alışkanlıklarına kadar pek çok konuyu ele aldık. Dr. Oranlı söyleşimize kendini tanıtarak başladı. Oranlı, “ Ordu-Kumru doğumluyum. Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde lisans eğitiminin ardından yine aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Anabilim Dalı’nda yüksek lisansımı tamamladım. Ardından Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Bilim Dalı’nda doktora eğitimi tamamlayarak doktor unvanını aldım. Uzun yıllar Konya’da gazetecilik mesleğini icra ettim. Bu anlamda Konya’da bir iz bıraktım Konya’da izimiz, epeyce dostumuz vardır, diyebilirim” dedi.
Her Mevsim Baharı Yaşayan Şehir Adana, ödül getirdi
Yazar Dr. Çetin Oranlı yazarlık serüveninde birçok kitaba imza attığının altını çizerek, “Yayınlanmış altı kitabım bulunmakta. En son yayımlanan altıncı kitabım da ‘Her Mevsim Baharı Yaşayan Şehir Adana’ ismi ile okuyucularla buluştu” dedi. Oranlı, kitaplarının ana temasını insan öğesinin oluşturduğunun altını çizerek, “Kitaplarımda insan öğesini eserin merkezine koyuyorum” dedi. Oranlı, son kitabı Adana ile Türkiye Yazarlar Birliği Ödülünü aldığını hatırlatarak, “En son kaleme aldığım ‘Adana Her Mevsim Yaşayan Şehir’ isimli kitabım bana Türkiye Yazarlar Birliği Ödülünü getirdi. Adana’yı Türkiye’nin yazar, şair ve müzisyen fabrikası olarak görüyorum. Çukurova; havasıyla, suyuyla, toprağıyla bir yazar için çok hareketli bir bölge. Hikâyesi, anıları, yaşanmışlıkları ve verileri bol olan bir bölgemiz” dedi. Adana eseri dışında birçok eseri daha kaleme aldığını ifade eden Oranlı, “Adana kitabımın dışında diğer eserlerim sırasıyla; Olaylar ve Kişisel Tecrübe Işığında Gazetecilik, Sözün Ardı-İz Bırakan Söyleşiler, Demir Kepenkli Ev, Ruha Dokunan Patiler ve Ruha Dokunan İnsan Öyküleri geliyor” dedi. Oranlı, Gazetecilik kitabının ikinci baskısının da okurlar tarafından büyük bir teveccüh ile karşılandığını dile getirerek, “Demir Kepenkli Ev ve Sözün Ardı kitaplarımın da ilk baskısı tükendi” diye konuştu.
Konya beni bağrına bastı
Konya şehrinin kendisinde her zaman özel bir yeri olduğunun altını çizen Oranlı, “Konya Kitap Günleri vesilesiyle okuyucularımla buluşma şansını elde ettim. Konya benim için özel bir şehir. Konya halkı her zaman bizi bağrına bastı bu anlamda onlara şükranlarımı iletiyorum” dedi. Oranlı gazetemize yazarlık serüvenine başlamasından bahsederek, “Yazım hayatına ortaokul yıllarında başladım tabi gazetecilik ile edebiyat arasında her zaman bir geçirgenlik vardır. Bu anlamda basın tarihine baktığımızda bu durumu gözlemleyebiliyoruz. Benim de yazım serüvenime bakıldığında ilk kitaplarım gazetecilik ile ilgili daha sonra edebiyat alanında hikâye ve deneme türünde eserler vermeye devam ettim” dedi. Yazar Oranlı, Mevlana’nın sözüne atıfta bulunarak yazarlık ile ilgili şunları söyledi: “Bu yıl fuar sezonunu Mersin Kitap Fuarı ile açmıştık bugün de Konya Kitap Günleri’nde okuyucularımızla bir araya gelme fırsatını yakaladık. Tabi ardından kısmet olursa başka şehirlere de gideceğiz. Kitap okuma alışkanlığını çocuklarımıza güçlü bir şekilde kazandırmamız gerekiyor. Bir ailede anne ve baba kitap okuyor ise çocuğun da kitap okuma alışkanlığı gelişiyor. Yoksa çocuklarımızın okuma alışkanlıklarını sadece okula bırakır isek okuma alışkınlığı gelişmiyor, çok eksik kalıyor. Okuyan birey, Mevlâna’nın dediği gibi testisinin içine bir şeyler dolduruyor. Tabi testinin içinde ne varsa dışına da o sızıyor. Testinin içini doldurup birikim oluşturacak bireylere ihtiyaç var. Bu anlamda gerçekleştirilecek okumaları eğitim düzeyine göre yapılması büyük önem arz ediyor. Ama çocuklarımız, öğrencilerimiz öncelikle Türk ve Dünya Klasiklerini mutlaka okumalı. Bu okumaların yanı sıra Anadolu’dan çıkan yazarlarımızı okuyup incelemesinde de büyük yarar var. Okumak insana yeni ufuklar yeni kapılar açıyor. Bunu hiçbir zaman unutmamak gerekiyor. Bizim yazın yolculuğumuz da okurlarımızın ilgisi ile gelişerek devam edecek. Ben tüm okurlarımıza gösterdikleri ilgiden ötürü teşekkür ediyorum.”