Konya'da, üç ayların başlangıcı Regaip Kandili'nin sabahında çocukların kapı kapı dolaşıp evlerden şekerlemeler topladığı "şivlilik" etkinliği, 2025 yılında 2 Ocak Çarşamba gününe denk geliyor. Şivlilik, 1 gün önce, 1 Ocak 2025 Çarşamba günü akşam fener alayıyla başlayacak. 2 Ocak Perşembe günü çocuklar Konya’da şivliliklerini toplayacak.
Selçuklu Devleti'ne başkentlik yapan Konya’da asırlardır sürdürülen geleneklerden biri olan şivlilik, özellikle çocukların dört gözle beklediği kutlamalar arasında yer alıyor.
Üç ayların başlaması ve Regaib Kandili'ni kutlamak amacıyla yapılan etkinlik kapsamında sabahın erken saatlerinde tüm çocukların sokakları doldurması, şehirde gencinden yaşlısına kadar her kesimde büyük heyecan uyandırıyor.
ŞİVLİLİK NEDİR?
Konya’da Hicri takvime göre üç ayların başlangıcı olan Recep ayının ilk günü çocuklarca yapılan kandil kutlama geleneğine “Şivlilik” denir.
Sabah ellerine birer torba alan çocuklar, kapıları çalarak ''Şivli şivli şişirmiş, erken kalkan pişirmiş, iki çörek bir börek, bize namazlık gerek. Şivliliiiiik...'' diye bağırır.
Ev sahibi, çocuklara eskiden kuru üzüm, leblebi, incir gibi çerezler verirken günümüzde çikolata, bisküvi, şekerleme gibi ikramlıklar dağıtır. Aynı gün birçok evde yağda kızartılmış mayalı hamurdan pişi yapılır ve yufkaların arasına konur. Buna pekmezle yapılmış un helvası da ilave edilebilir. Pişiler komşulara dağıtılır. Çocukların hatırlandığı, mutlu edildiği Şivlilik, birlik ve beraberlik duygularının pekiştirildiği bir gelenektir.
FENER ALAYI
İlk aşama, bir önceki geceyle başlar. Üç aylar, o sene hangi mevsime denk gelmişse, Şivliliğin kutlanma şekli de ona göre şekillenir. Soğuk kış geceleri, bu kutlama için biraz elverişsizdir, ama yine de kutlama muhakkak yapılır.
Akşam namazından sonra mahallenin bütün çocukları, gençleri mahalledeki en uygun yere toplanırlar. Bu alanda herkesin toplanma amacı “Fener Alayı” denilen kutlamayı gerçekleştirmektir. Mahallenin abileri, kutlama alanını hazırlarken; çocuklar, bakkallardan satın aldıkları, ortasında mum bulunan, kâğıttan yapılmış fenerleriyle gelir, kutlama alanındaki ateşin etrafında halka kurarlar.
ŞİVLİLİK
Konya şehir merkezine has, belli bir zamanı olan bir çocuk geleneği.
Şivlilik, muhtevası itibariyle, bütün Türk ve İslâm âleminde sadece Konya şehir merkezinde yaşatılan bir gelenektir. Geleneğin coğrafyası gibi zamanı da Müslümanlarca “üç aylar” olarak bilinen zaman diliminin ilk ayı olan recebin ilk perşembesi ile mahduttur. Konya ağzındaki ifadesi ile de “ilk namaz”ın ilk perşembesidir. Bilindiği gibi bugünün gecesi de Regaip Kandilidir.
Eski Konyalılar Şivlilik’i bir menkıbe ile Şeyh Şiblî’ye bağlarlar. Bir Türk-İslam mutasavvıfı olan Ebu Bekir Şiblî, bir gece rüyasında Hazret-i Peygamber’in, annesinin rahmine recep ayının ilk perşembesi intikal ettiğini öğrenir. Büyük bir sevinç içerisinde uyanarak bunu, oturduğu semtin bütün evlerine vararak “Şiblî” nidasıyla müjdeler. Her hane sahibi de müjdelik olarak ona bir parça yiyecek verir. İşte eski Konyalılara göre Şivlilik’in çıkışı bu şekildedir. Oysa -her ne kadar Osmanlı Döneminde Hatunsaray yakınlarında adını taşıyan bir zaviye bulunsa da- Şiblî’nin Konya’da yaşadığına dair hiçbir tarihî kayıt yoktur.
Günümüzde Şivlilik âdeti bir gün ve bir gece ile sınırlı olsa da eskiden öncesiyle neredeyse bir ay süreyle çocukların, dolayısıyla da ebeveynlerinin hayatını yakından ilgilendirmiştir. XX. yüzyılın başlarına kadar cemaziyelahir ayının girmesiyle –üç aylara/namaza bir ay olmasına rağmen- akşam yemeğinden sonra duyulmaya başlayan trampet ve davul sesleri çarşıda ve evlerde Şivlilik hareketliliğini başlatırdı. Öncelikle Kapı Camii’nin güney tarafına düşen Bulgur Tekkesi civarındaki Uluğbey sakinlerinin çarşılarına gidilerek oradan birer trampet ve kaval; sonra da evde yapılmış veya yapılacak kâğıt fenerler için mum satın alırlardı. O zamanlar henüz stearin mumlar bulunmadığı için iç yağından yapılmış, dipleri kırmızı veya yeşile boyanmış mumlar satın alınırken mahalle mescit ve camilerinin hakkı da unutulmazdı. O zamanlarda günümüzdeki gibi fener yapımını ekseriya mahallelerin bu hususta kabiliyetli gençleri üstlenirlerdi. Fener için yarım veya bir tabaka eseri cedit kâğıdı alınır, üzerine çeşitli renkli boyalarla türlü şekiller, resimler, özellikle de at yahut eli kılıçlı ve bir ata binmiş bir kahraman, mesela Şah İsmail veya Âşık Kerem resimleri yapılır, sonra ayrıca hazırlanmış olan ortası delik bir tahta tekerleğin kenarına bir silindir oluşturularak yapıştırılır; bu tahtanın delik olan ortasından da ekseriya bir karga kamışı ve bazen de bir değnek geçirilerek onların çukur olan uçlarına da mumu yerleştirilirdi. Fener yapımı XX. yüzyıl ortalarına doğru yavaş yavaş yerini hazır fenerlere bırakmaya başlamıştır. Bu dönemde Aziziye Camii’nin hemen batısındaki Attarlar Çarşısı’ndaki bütün dükkânlar, rengârenk, irili ufaklı “karpuz, davul, sünme, kuyruklu” isimleri verilen kâğıt fenerlerle tepeden tırnağa kadar doldurulurdu. Bu dönemde mumlar da değişip iç yağından yapılan mumların yerini ispermeçetten mamul mumlar almıştır.
Bu dönemde fener almaya gücü yetmeyen çocuklar ise kendilerine basit “maşalla”lar (meşale) yaparlardı. Maşalla, bir sopanın ucuna çakılmış silindirik küçük bir metal kutudan ibaretti. Kutunun içine konulan küle gaz yağı dökülerek yakılırdı. Maşallanın alevi zayıflamaya başladığında ince bir değnek parçası vasıtasıyla kül karıştırılarak alevi canlandırılırdı.
Akşam yemeğini alelacele yiyen çocuklardan kimi fener veya maşallasını, kimi de trampet ya da kavalını kaptığı gibi sokağa fırlardı. Daha ortalık iyice kararmadığı hâlde evler arasına gerilen iplere asılı rengârenk kâğıt fenerlerle donatılan ve kaval, trampet seslerinin yükseldiği bütün sokaklar bir şehrayin meydanı hâlini alırdı.
Geçmişten günümüze bütün Konya çocukları recebin ilk perşembesi sabahını iple çekerler. Zira sabahın erken saatlerinden itibaren şivlilik toplanacaktır. O zamanlar şivlilik keselerini, günümüzde poşetlerini ellerine alan çocuklar, büyüklü küçüklü gruplar hâlinde komşularından başlamak üzere bütün bir sokağı, mahalleyi, hatta keseleri/poşetleri doluncaya kadar başka başka semtleri günümüzde unutulmaya başlayan:
“Şivli şivli şişirmiş
Ergen oğlu bişirmiş
İki çörek bir börek
Bize Namazlık gerek
Şivliliiik!”
Tekerleme ve nidalarıyla kapı kapı gezerler (Eski Konyalılar tekerlemedeki “Ergen oğlu”nun bu âdetin başlatıcı Şiblî olduğunu söylerler). Evlerde önceden hazır edilen şivlilikler geçmişte kırık leblebi ve kuru üzüm karışımı, çeşitli meyve kuruları, iğde, kabuklu fıstık ve peynir şekeri gibi yiyeceklerden oluşurken, günümüzde bunlar yerini ambalajlı şeker, gofret, bisküvi ve çikolatalara bırakmıştır.
ÜÇ AYLAR NE ZAMAN BAŞLIYOR?
Diyanet 2025 takvimi ile Recep, Şaban, Ramazan ayları tarihleri işaretlendi. Buna göre üç aylar 1 Ocak 2025 itibarıyla 1 Recep ile başlıyor.
RAMAZAN NE ZAMAN?
Ramazan ayı ise 1 Mart 2025 Cumartesi günü başlayacak. 28 Şubat'ı 1 Mart'a başlayan gece ilk sahura kalkılacak.
Ramazan 29 Mart günü son bulacak.
2025 DİNİ GÜNLER TAKVİMİ
Üç Ayların Başlangıcı: 1 Ocak 2025 Çarşamba
Regaib Kandili: 2 Ocak 2025 Perşembe
Mirac Kandili: 26 Ocak 2025 Pazar
Berat Kandili: 13 Şubat 2025 Perşembe
Ramazan-ı Şerif'in Başlangıcı: 1 Mart 2025 Cumartesi
Kadir Gecesi: 26 Mart 2025 Çarşamba
Arefe Günü: 29 Mart 2024 Cumartesi
Ramazan Bayramı 1. Günü: 30 Mart 2025 Pazar
Ramazan Bayramı 2. Günü: 31 Mart 2025 Pazartesi
Ramazan Bayramı 3. Günü: 1 Nisan 2025 Salı