Kibir- Kudsi ÖNCÜ- Yeni Meram Gazetesi
Kibir vasfıydı, zaman-ı- evvelde şeytanın
Hak etmişti ceza-ı- lanetini Rahmanın
Kara lekedir kibir insanın, silinmez kimliğinden
Buharlaşır iyiliğin, okunmaz defterinden
Tevazu göster, dağları yaratan değilsin sen!
Sanma! saltanat sonsuz, keşke gerçeği görsen
Sergilendi binlerce örnekler, akıbetlerini gördün
Ders almadın lakin, sanki diriyken ölüydün
Bak sana toprağa, ne kadar mütevazi ve cömert
Saklıyor cesurca bağrında beşeri, ne kadar da mert.
Ne kadar kibirlensen de değemez başın göğe
Anlarsın gerçeği hasta olunca, düşünce döşeğe
Taşlaştırır kibir yüreği, yer vermez merhamete
Kapalıdır müstekbire kapısı Rahman'ın erişemez rahmete
Cevherler yağsa, taş yine vermez çiçek
Sen toprak ol ki; toprak ne güller ne çiçekler bitirecek
Düşmanıdır kibir, edebin, haysiyetin ve şahsiyetin
İç kurdu gibidir, kemirir özünden, kalmaz insaniyetin.
Nice hanedanlar, bedbahtlar, firavunlar kibrinde boğuldular.
Ey müstekbirler!
benzerdir akıbetin varsa aklın bakıver tarihe, ibretlik izler bıraktılar
Zulmünle mazlumlara-mustazaflara, kibrine kibir kattın
Unuttun ADEM'den kardeşliği, doymadın kana, akıttıkça akıttın
Ey delikanlım! yer verme kibre, topraktır gerçek anan
Tevazu hazinendir, meziyyetindir, vallahi inan.