KAZAKİSTAN OLAYLARI- Abdurrahman KUTLU- Yeni Meram Gazetesi
Kazakistan Türk Devletleri içinde önemli bir konuma sahiptir. Türk halkı, yeni kurulan kardeş Türk devletlerinin hepsinin gelişmesini, halklarının refah içinde olmasını samimi olarak arzu eder ve onların her türlü sıkıntılarını ve üzüntülerini içinde hisseder. Ne yazık ki, yılbaşından önce LPG’ye yapılan zam, Kazakistan’da ortalığı karıştırmaya yetti. Hazar kıyısında yer alan petrol üretim şehri Aktau halkı 2 Ocak 2022’de sokağa döküldü. Gösteriler Başkente de, diğer bazı şehirlere de yayıldı. Başkent Hava alanı protestocuların işgaline uğradı. Her tarafta büyük tahribatlar yapıldı. Güvenlik güçlerinden, protestoculardan çok sayıda ölen ve yaralananlar olduğu basında yer aldı. Bu sergilenen toplumsal şiddet, her ne kadar LPG’ye yapılan yüzde yüzlük bir zammın arkasından gelse de; temelde bir hoşnutsuzluğun olduğunu tahmin etmek zor değil.
Gerçekte bütün toplumsal hadiselerde bu “hoşnutsuzluk ve memnuniyetsizlik” psikolojisi vardır. Refah düzeyi iyi, huzurlu toplumların dayanma yüzeyleri geniştir, geniş tabana oturur. Kolay kolay esintilerden, kışkırtmalardan etkilenmezler. Mesela şimdi İsveç toplumunu kimse Kazakistan’daki gibi bir takım olayların içine çekemez. Kazakistan’daki olayların sebepleri ile ilgili çok şey yazılıp çiziliyorsa da, biz onlara hiç girmeden, problemin esaslarından gördüğümüz, yeni kurulan Türk Cumhuriyetlerinin hepsine yönelik bazı hususları gözden geçirelim.
Sovyetler Birliği sistemin işlememesi sonucunda 1991 yılında dağıldı. Bu şekilde 74 yıllık sosyalist-komünist sistem tecrübesi başarısızlıkla sona erdi. Sovyetler Birliği’nin dağılmasını hazırlayan Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov oldu. Gorbaçov bunu yapmakla Sovyetler Birliği’ne kötülük değil, aksine büyük iyilik yaptı. Adeta dallarında kuruma belirtileri olan bir ağacı budar gibi, fazlalıkları attı, ağacı gençleştirdi ve Rusya meydana çıktı. Rusya bugün her alanda emperyal bir güç olarak gelişimini kaldığı yerden sürdürmeye devam etmektedir.
Yeni kurulan Türk Devletleri eski sistemden; hemen her şeyleri devlet tarafından karşılanan, ticari hayatı bilmeyen, elinde sermayesi olmayan halklar devraldılar. Elbette bu halklar yeni sistemde büyük bir şaşkınlık içinde kaldılar. Çünkü geçinme başta olmak üzere her iş tamamen kendilerine kalmıştı. Bunların birçoğunun eski sistemi aradıklarını tahmin etmek zor değil. Bu dönemde bu halkların hepsinin geçiş sürecinde her türlü ve her alanda ciddi yardımlara ihtiyaç olduğu kesindir. İkinci bir husus, idareciler eski sistemde de, yeni sistemde de aynıydı. Eskiler gidip, yeniler gelmemişti. Bu durumda eski sistemden gelen idarecilerin çoğunun halkın dertlerine karşı fazla duyarlı olmayacağını tahmin etmek güç değildir.
Kazakistan’ı istikrarsızlaştırmaya yönelik çıkarılan son olaylar diğer Türk Cumhuriyetlerinin de hepsinin başına gelebilir. Bunu önlemenin çaresi; ülke idarecilerinin ülke kaynaklarını halkın yararına, huzuruna, geleceğine harcamalarıdır. Yani kaleyi içten kuvvetlendirmeye çalışmalılar. Aşağı yukarı hepsi, doğal gaz, petrol başta olmak üzere, çeşitli madenler yönünden zengin kaynaklara sahipler. Devleti idare edenler halka güven vermeleri ve halka dayanmaları gerekir. İnsan haklarına ve özgürlüklere saygılı, evrensel hukuk kurallarının olduğu, demokratik ülkeler olma yolunda kararlı olmaları gerekir. Her ülke kendine ait güçlü ordular, güvenlik güçleri kurmalıdır. Bunları ülke idarecileri, kendilerini korumak için değil, ülkeyi korumak için yapmalılar. Bunları yapmaları halinde, daraldıkları anda Rus askerine ihtiyaç duymazlar. Esas önemli olan da, emperyalist güçlerin ülkelerini karıştırmalarına karşı her zaman korunaklı olurlar.
Kazakistan’ın güney doğusunda Çin’le 1700 km sınır komşuluğu var, kuzeyinde bunun üç beş katı uzunluğunda Rusya’yla komşudur. Yüz ölçümü 2.725 bin km karedir (Türkiye’nin 3.5 katı), nüfusu 20 milyona yakındır. Kazakistan bazıları başlanmış, birçoğu proje halinde olan kara yolu, demiryolu ve petrol-doğal gaz boru hatlarının yer aldığı bir ülkedir. Her türlü zenginliği ve güzelliği ile Asya’nın kalbi konumunda bir ülke demek yanlış olmaz. Kazakistan, en kaliteli buğdayın yetiştiği bir ülkedir. Topraklarında, yerini kiralık olarak kullandırdıkları, yedi bin km karelik alanda Ruslara ait meşhur Baykonur Uzay Üssü bulunmaktadır.
Her yönden stratejik özellikleri ve zenginlikleri olan Kazakistan, Türk Dünyası içinde de önemli bir yere sahiptir. Dileğimiz içinde bulunduğu kargaşadan biran önce kurtulması ve huzurlu bir ülke olarak yoluna devam etmesidir. Kazakistan’ın yaşadığı sıkıntılardan diğer Türk Devletlerinin de ders çıkarmasını temenni ederiz. Enerji başta olmak üzere, her türlü doğal kaynakların Asya’da bulunması sebebiyle, güç dengelerinin her yönden doğuya kaydığının farkında olmaları ve ona göre tedbir almaları arzu edilir.