KAYBOLAN PUSULA, “DEĞERLERİMİZ”- Medine EKMEKCİ- Yeni Meram Gazetesi
Eskiden mahalle aralarında yükselen kahkaha sesleri, komşuluk ilişkilerinin sıcaklığıyla harmanlanır, çocukların koşuşturmalarıyla hayat dolardı. İnsanlar seher vakti uyanır, güne bereketle başlarlardı. Öğlen olmadan bütün işler biterdi. Misafirliğe giderken telefonla aranmazdı. Çocuk gönderilir; “annem size gelecek müsaitseniz” derdi. Ayy misafir gelecek çayın yanına beş çeşit ne yapayım kaygısı yoktu. Evde eksik bir şey olunca AVM'ye gidilmez, komşudan istenirdi. Sonra da Allah ne verdiyse yenilir, hoş sohbette demlenirdi insanlar. Psikologlar yoktu. Sevdiklerinle dertleşince üzerindeki bütün fütunet kalkardı zaten. İnsanlar yokluğa, zorluğa rağmen gerçekten mutluydu huzurluydu.
Şimdi ise, beton yığınları arasında kaybolan bir yalnızlık, dijital dünyanın gölgesinde yaşanan bir yabancılaşma hakim. Değerlerimiz, tıpkı kumdan yapılmış kaleler gibi, zamanın ve değişimin erozyonuyla yavaş yavaş yok oluyor. Peki, bu kaybolan değerlerin yerini ne aldı? Hızlı yaşam, tüketim çılgınlığı, bireysellik... İşte, toplumumuzun aynaya bakıp sorgulaması gereken en önemli sorular bunlar.
Unutmayalım ki, bir toplumun temelini değerler oluşturur. Saygı, hoşgörü, merhamet, yardımlaşma gibi kavramlar, insanları bir arada tutar ve toplumun huzurunu sağlar. Bu değerlerin kaybolması, beraberinde birçok sorunu getirir. Aile bağlarının zayıflaması, suç oranlarının artması, yalnızlık hissi gibi sorunlar, değer yitiminin sonuçlarıdır.
Peki, kaybolan değerlerimizi yeniden kazanmak mümkün mü? Elbette! Bunun için öncelikle kendimizle yüzleşmeli ve değerlerimize ne kadar önem verdiğimizi sorgulamalıyız. Çocuklarımıza örnek olmalı, onlara doğruyu ve yanlışı öğretmeliyiz. Okullarda ahlak eğitimine daha fazla yer verilmeli, medya daha duyarlı içerikler üretmelidir.. İşin bir de sosyal medya boyutu var tabii.
Toplum olarak bir araya gelerek, gönüllü projelerde yer alarak, çevremizdeki insanlara yardım ederek daha iyi bir dünya oluşturabiliriz. Unutmayalım ki, küçük adımlar büyük değişimlere yol açabilir. Her birimiz, kendimizden başlayarak, değerlerimize sahip çıkmalı ve gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakmak için çaba göstermeliyiz.
Değerlerimiz, köklerimiz gibidir. Kökleri olmayan bir ağaç gibi, değerleri olmayan bir toplum da yaşayamaz.
Değerlerimiz, toplumun temel taşlarıdır. Bu taşlar yerinden oynarsa, tüm yapı sarsılır. O halde, bu taşları yerli yerine koymak için harekete geçmeliyiz. Unutmayalım ki, en büyük güç, birlik içinde olmaktır. Birlikte hareket edersek, kaybolan değerlerimizi yeniden kazanabilir ve daha yaşanabilir bir dünya inşa edebiliriz.
Değerlerimiz, toplumun temeli, insanlığın mirasıdır. Bu mirası gelecek nesillere aktarabilmek için, kaybolan pusulamızı yeniden bulmalıyız.