İŞSİZLİK DEĞİL İŞ BEĞENMEZLİK VAR!- Muhammet GÜMÜŞ- Yeni Meram Gazetesi
İşsizlik söylemi oldum olası ülkemizin en büyük sorunlarından biri olarak her dönem gündemi oluşturmaya devam ediyor. Vasıflı veya vasıfsız olarak ayrışan değerlendirmelerde işsizliğin toplumu ciddi derecede etkilediği yazılıp çiziliyor.
Özellikle üniversite gençliğinin içinde bulunduğu işsizlik sarmalının her geçen gün arttığı yönünde yüksek sesli cümleler kullanılsa da piyasadaki işçi sıkıntısı da almış başını gidiyor.
Ne tezattır ki veriler işsizliğin rakamlarını tablolara yansıtsa da piyasalara bakıldığında da bir o kadar işçi bulamama sıkıntısı işverenlerin belini büken en büyük sorun olarak görünüyor.
Daha öncede birkaç kez köşeme taşıdığım bu konuda özellikle işverenlerin sıkıntısı noktasında elle tutulur bir gelişmenin olmaması da ayrı bir konu olarak kenarda duruyor.
Suriyelilerin iş gücüne sağladığı destek özellikle sanayilerde konuşuluyor olsa da kendi insanımızın sanayilere yönlenmeyip iş beğenmemezliği de şahit olduğumuz konuların başında geliyor.
İşin ağırlığının yanı sıra ücretlerin dengesizliği gibi konuların bahane olarak sunulduğu İŞ BEĞENMEZLİK olayında işin aslının öyle olmadığı, sanayicilerin kendi ifadelerinde ortaya çıkıyor. Bugün birçok iş sektöründe asgari ücretin çok üzerinde ödenen maaşların yanı sıra işçiyi bünyede tutmak için verilen ek destekler de bu sorunun çözümü için yeterli olmuyor.
İşçi bulmak için resmi kanalların yanı sıra sosyal medya, gazeteler ve hatta bilbordlarda dahi ilana çıkan firmaların sayısı her geçen gün artarken piyasada işsiz kimliği ile dolaşanların rakam orantısı gözlerden kaçmıyor.
Bakın Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine dayanılarak 10 Kasım 2023 tarihinde açıklanan işgücü istatistiklerine göre işsizlik oranı 2023 yılı eylül ayında yüzde 8,9 seviyesinde gerçekleşti. İstihdam edilenlerin sayısı 32 milyon 185 bin kişi, istihdam oranı ise yüzde 49,1 oldu.
Mevsim etkilerinden arındırılmış veriler dikkate alındığında ise; istihdam edilenlerin sayısı 31 milyon 686 bin kişi, istihdam oranı ise yüzde 48,3 olarak gerçekleşti. İşgücü 34 milyon 854 bin kişi, işgücüne katılım oranı ise yüzde 53,2 olarak gerçekleşti. Bu gelişmeler neticesinde mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 9,1 oldu.
Bu rakamları kıyasla işçi arayan sektörlerin talep arzları denge tablosunun çok üzerinde yer alıyor. Tabi bu istatistiklerin detaylarına inildiğinde vasıflı-vasıfsız, üniversiteli liseli vs.. gibi ayrımları görmek mümkün oluyor.
Şimdi özel sektörde durum bu minvalde devam ede dursun geçtiğimiz günlerde şahit olduğum ve duyduğumda şok olduğum bir gerçeği paylaşmak istiyorum.
Hadi; özel sektörün güvencesi yok, ücreti az, çalışma şartları ağır, sosyal imkanları kısıtlı vs. gibi birçok bahaneyi sıralayalım. Bunun yanında devlet memurluğunun, özellikle sözleşmeli bölümü için ifade ediyorum imkanları daha iyi en azından kadro geleceği ve devlet güvencesi var. Buna rağmen İŞ BEĞENMEZLİK olayını burada da görüyoruz.
Evet istisnalar hariç, azınlık da olsa ataması yapılan ve görev yerine gidip görev yerini beğenmeyip feragat eden gençlerin varlığı yeminle beni şok etti. Bu nasıl olur niye beğenilmez veya istenmez anlamış değilim sonuçta açılan ilanlarda işin tanımı ortamı açıkça belirtiliyor ve tercihler seçimler bu bilinçle yapılıyor. Akabinde şehir seçimleri de buna göre yapılıyor. Ama gelin görün ki şehir belli olunca ben şehri veya kurumu fark etmez beğenmedim diyerek feragat edilebiliyor. Dediğim gibi, bunu genelleme olarak ifade etmiyorum ama azınlıkta olsa tuhaf, ilginç bir durum sonuçta.
Ayrıca edindiğim bilgilere göre atanıp da feragat etme durumu sadece sözleşmeli kadrolarda olan bir olay. Ancak atanıp da feragat eden, göreve başlamayan sözleşmeli memur 1 yıl geçmedikçe memuriyete tekrar giremiyor. Yani yeni bir bakanlığa veya kuruma başvuru yapamıyor. Ama 1 yıl sonra tekrar başvurusunu yapabiliyor.
Şimdi genel işsizlik durumuna baktığımızda bu tip durumların yaşanıyor olması nedeniyle benim görüşüm feragat sonrası sürenin 1 yıl değil en az 5 yıl olması gerekiyor. Sonuçta feragat eden sevgili genç arkadaşımız, ihtiyacı olan başka bir genç arkadaşımızın hakkına girmiş oluyor. Bunun yanı sıra devlet kurumları belirlenen sayıya göre çalışma yapıp ona göre seçim ve atama yapıyor. Feragat durumunda her ne kadar yedekten çağrılıyor olsa da aradaki kayıp zaman hem devlete hem de yedekten çağrılan genç kardeşimize maddi manevi kayıp olarak yansıyor. Yani bu iş beğenmemenin sadece özel de değil, devlet kurumlarında da olmaya başladığının bilinmesi gerekiyor. Buna göre de ciddi önlemler alınması kaçınılmaz oluyor.
Kalın sağlıcakla...