İSRAİL'E MAHKUM BİR DÜNYADA YAŞAMAK ZİLLETTİR- Lütfi AYHAN- Yeni Meram Gazetesi
Önce şu tabloya dikkatle bakalım; Dünyada yaşayan insanların mensup oldukları dinlere göre nüfus oranları (takriben) şöyle:
Hristiyanlar; %31.7
Müslümanlar; %25.0
Dinsizler; %15.2
Hinduiistler ;%14.9
Budistler; %6.6
Yahudiler %0, 3
DÜNYA BAKIYOR İSRAİL YAKIYOR
Dünya, son 20 gündür İsrail’in Gazze’ye başlattığı (hastane, okul, cami, kilise, çoluk çocuk, kadın, yaşlı, hasta, kedi, köpek, ekin, ağaç … Ayırt etmeden) ağır bombardıman vesilesi ile gördü ki İsrail'in düşmanı sadece Gazzeliler, sadece Filistinliler, sadece Araplar, sadece Müslümanlar … değil tüm insanlık.. Dinli, dinsiz, Hristiyan, Budist, Şintoist, Brahman, hatta ve hatta Siyonist olmayan Musevilerdir.
Son günlerde yaşananlar, yani savaş! (Ünlem işareti koyuyorum çünkü buna savaş denmez çünkü) nedeni ile başta ABD olmak üzere İngiltere’nin, Fransa’nın, Almanya’nın, İtalya’nın (yöneticilerinin) İsrail’e gidip onlara desteklerini açıklamaları (önünde eğilmeleri); diğer büyük güçlerin (Rusya, Çin) sessiz kalmaları, Türkiye. Mısır, Pakistan, Suudi Arabistan… gibi İslam ülkelerinin de elle tutulur bir reaksiyon gösterememeleri bize neyi kanıtlıyor?
"DIŞ GÜÇLER" VEYA "HER TAŞIN ALTINDA YAHUDİ ARAMAK"
Türkiye’de ve Dünya’da yöneticiler/iktidarlar, başarısız olunca, bu başarısızlıklarını çoğu zaman "dış güçlere" (büyük devletlere) yüklerler, suçu (bazen açıktan bazen üstü kapalı) onlara yüklerler. Ama "dış güçler" kim açıklamazlar. Muhalefet ve birçok insan ise (haklı olarak) buna pek inanmaz ve, ”başarısızlığını dış güçlerin üzerine atarak kendinizi kurtaramazsınız” derler.
Son yaşananlar gösterdi ki “dış güç” diye bir şey var ve bunlar, dünya ekonomisini/ finansını, dünya medyasını/ iletişimini, dünya silah sanayini, elinde bulunduran, dünya gündemini elinde tutan ve ülkelerin siyasetlerinin belirlenmesinde rol alan, çoğu belirli bir dine ve inanca mensup olan kurum ve kuruluşlar, şirketler ve holdinglerdir. Maalesef bu güçler tüm dünyaya yön veriyorlar. İletişim ile “akı kara, karayı ak” “iyiyi kötü, kötüyü iyi, haklıyı haksız, haksızı haklı; finansal güçleri ile “zayıfı güçlü, güçlüyü zayıf” gösterip ekonomileri batırıp çıkarabiliyorlar. Ülkesinde ve dünyada tanınan şöhretleri/aydınları (sanatçı, futbolcu, yazar, düşünür, gazeteci...) kim olursa olsun, aleyhlerine söz söyleyenleri veya kendilerine itaat etmeyenleri değişik argümanlar kullanarak susturabiliyorlar. Son günlerde apaçık yaşanan ve görünen bu tablolar gösteriyor ki “dış güçler” diye bir olgu var ve bu "dış güçler" İsrail ile pek yakınlar.
İsrailliler, maalesef nüfusları çok az olmasına rağmen dünyaya hâkim görünüyorlar. Son Gazze savaşına! (zulmüne) bakınca her şey apaçık ortaya çıkıyor. Nüfus olarak dünyanın sadece %0.3'ünü oluşturan Siyonistlerin etkileri, bu oranın çok çok üstünde görünüyor.
Mesela öldürdükleri Filistinli çocukları "Hamas'ın öldürdüğü masum Yahudi Çocuklar" diye dünyaya pazarlıyorlar. Kendileri İşgalci olmalarına rağmen Filistinlileri dünyaya "masumlara saldıran, saldırgan katiller" olarak gösterebiliyorlar... Ama tüm bu görünen gerçekler iman sahibi bir Müslümanı asla korkutmaz. O şöyle der/demeli: İsrail ne kadar güçlü olursa olsun, isterse tüm dünyayı dize getirmiş olsun; 'La Ğalibe İllallah.'
"Alllahü zülcelal Malikülmülktür . O'nun (CC) gücüne, kudretine, ilmine sınır yoktur...."
Bu inançtır ki Filistin'i ve Filistinlileri ayakta tutuyor. İşte bu imandır ki hiçbir gücü olmayan Filistinliler, tüm dünyanın korktuğu İsrail’den korkmuyor. İşte Filistinlilerin bu tavrıdır ki İsrailli yöneticileri korkutuyor, şaşırtıyor. Onları şöyle düşünmeye sevk ediyor : "ABD, tüm Avrupa ve koca koca milletler önümüzde diz çökerken, yiyecek ekmeğe muhtaç, benim yaptığım yüksek duvarlar arkasında mahpus gibi yaşayan bu Filistinliler bana niye boyun eğmiyorlar?"