İSLAM KARDEŞLİĞİNE TERÖR GÖLGESİ- Mustafa KAPLAN- Yeni Meram Gazetesi
Ülkemiz fiili olarak kırk yıldır terörle mücadele ediyor. Maddi kayıplarımız yanında binlerce insan kaynağımız da yok oldu. Açıkça söyleyelim bizdeki terörün arkasında ABD, İsrail ve Batı var. Eleman olarak da Kürt kardeşlerimizi paravan yapan kripto Ermeniler var. 1. Dünya Savaşı içinde 1915 yılında Ermeniler devlete isyan etti. Doğu illerimizde katliam yaptılar. Bunun üzerine devlet sayısı hala tartışmalı olan tehcir yaptı. Tehcire uğramak istemeyen Ermeniler çare olarak isim değiştirip Müslüman ismi aldılar ve Müslüman olduk, dediler. 1927 yılında tehcir edilenlerden 800 bin Ermeni İsmet İnönü tarafından geri getirildi, vatandaşımız oldu. Onlara da Müslüman ismi verilip Türk kimliği aldılar. Sonuçta güya Müslüman ama özünde kendi dinlerini yaşayan birçok kripto vatandaşımız oldu.
Cumhuriyet tarihinde 1925 yılında Şeyh Sait isyanı, 1937 yılında da Seyit Rıza isyanı çıkarıldı. Şeyh Sait gerçek Kürt’tü ve Nakşi tarikatı şeyhi idi. İsyanı dini içerikli olup inkılaplara karşı yapıldı. Seyit Rıza Ermeni asıllı kripto idi. İsyanı da siyasi ve bölücüydü. Aynı bugünkü PKK’nın gayesini taşıyordu. Her iki isyanı da İngilizlerin kışkırttığı söylenir. Devlet bu isyanları şiddetle bastırdı. PKK’da ABD ve Batı tarafından yine kripto Ermenilere 1976-1977 yıllarında kurdurulmuştu. Abdullah Öcalan da kripto Ermeni’dir. Devlet kayıtlarında PKK mensuplarının çoğunlunun Ermenice konuştuğu tespitlidir. Örgütün gayesi de görünürde Kürt devleti kurmak görünse de esas gayesi büyük İsrail ve büyük Ermenistan’ı kurmak dolayısı ile de ülkemizi bölmektir. Taşeron bir örgüttür.
Maalesef PKK siyasileşmiştir. Çeşitli isimler altında partiler kurmuşlardır. Doğu ve Güneydoğu Bölgelerindeki kriptolar ve de Kürt olduğu halde terör örgütünün baskısı altında olan kardeşlerimiz bu partilere oy vermektedirler. Kazanılan belediyeler adeta terör merkezi Kandil’den talimat almakta belediye kaynakları örgüte aktarılmaktadır. Meclise giren parti mensupları adeta devletin sinir uçları ile oynamaktadır. Her fırsatta halktan oy aldıklarını söylemekteler. Bu defa MHP lideri Bahçeli ezber bozarak terörist elebaşı Meclise gelerek örgütünü lav ettiğini söylesin, biz de onun özgürlüğü için gereğini yapalım. Umut hakkı hususunu görüşelim, dedi. Sonraki günlerde de bu sözlerinin arkasında olduğunu söyledi. Bu söylemle hem DEM partisi hem de Kandil’e adeta bomba düştü. Kandil buna itiraz etti. DEM parti kem küm etse de oda kabul etmiyor. Erdoğan’da son zamanlarda sürekli Müslüman Kürt kardeşlerimize hitap ederek bu kardeşliğin üzerine terör gölgesinin düşmemesi gerektiğini söylüyor.
Gerçekten de bin yıldır Türk ve Kürt birlikteliği devam ediyor. Milli mücadelede bile bu birliktelik sağlanmış. Hatta Kürt kardeşlerimizin sözcüleri Batılıların kışkırtmalarına, oyununa gelmemişlerdir. ABD ve Batılılar böl parçala, parçaları birbirine düşman yap, sömür mantığı güderler. Bu mantığa hizmet etmeyip, geleceğimiz için din kardeşliğimize sarılıp, iç cephemizi sağlam tutmalıyız. Çünkü çevremiz ateş çemberinde ve hedef biziz. Düşmanların ana gayesi hem Müslüman Türkleri hem de Müslüman Kürtleri bu topraklardan sürmek, Anadolu’yu İslamsızlaştırmaktır. Oyuna gelmeyelim.