İRTİCA BATIDAN GELİR

Alışılmışın dışında bir cümle kurduğumun farkındayım. Genel kabul batının modern, çağdaş ve ilerici olduğu yönündedir. Ben, müesses batı nizamının gerici, mürteci olduğunu düşünüyorum. Ve bunu savunuyorum. Önce İslam'ın aziz peygamberinden (as) bir alıntı yapayım. Mekke'de tutunamayan Müslümanlar Medine'ye hicret etmişlerdir. Hz. Peygamber bir pazar kurulmasını ister ve burada uygulanmak üzere kurallar koyar. En önemli kural, hiç kimsenin pazarda bir yeri sabit olarak işgal edememesidir. Pazar açılacak ve ilk gelene göre bir sıra düzeni içinde herkes tezgahını açacaktır. Yani, hiç kimse bir köşeyi tutup burası benim diyemez. Buna rağmen bir satıcı kendince en güzel yeri işgal eder ve çadırını buraya kurar. Bunu öğrenen Hz. Peygamber, o şahsa haber salıp çadırını oradan kaldırmasını ve kurala uymasını ister. Adam Hz. Peygamberi dinlenmez. Bunun üzerine Hz. Peygamber bizzat kendisi gider ve adamın çadırını yıkar, işgale son verir. İşte bu devrimci, her türlü hegemonik statüye karşı koyan bir peygamberdir. (Salat ve selam ona) Buradan çıkan açık sonuç, ' vahyin öngördüğü ve önerdiği din, asla kalıcı statükolar inşa etmez ve bu nedenle asla gerici unsurlar taşımaz'dır. Bu bakış açısıyla batıya bakalım. Gücü kutsayan Batı uygarlığı özü itibariyle hegemonik düzen kurar. Hatta kurmak zorundadır. Kurduğu hegomonik düzeni her türlü savunmak, korumaya çalışmak yaşamsal önemdedir. Tarihsel olarak batı uygarlığının kurumsal bağı bu nedenle Firavunlara kadar uzanır. Firavun halkı için en büyük Rab olduğu iddiasındadır. Ve Musa'nın Rabbine meydan okumaya cüret eder. Bugün batı uygarlığının benzer refleksler gösterdiği aşikardır. Haddini bilmez bir şekilde bütün insanlığa ayar vermeye çalışır. Haksız hegemonyasını sürdürebilmek için "müesses nizam" tesis eder. Firavunlara benzemek cihetiyle batı, açık bir şekilde gerici ve mürtecidir. Batı uygarlığının meydana getirdiği maddi ilerleme yanıltıcı olabilir. Daha fazla hegemonya, daha fazla sömürü için ihtiyaç duyduğu maddi nesneler, bir ilerici dünya görüşü nedeniyle değil, tamamen sömürü ve tahakküm içindir. Ülkemiz batı gericiliğinin hedefi olmuş ve yıllarca ağır bedeller ödeyerek varlığını sürdürebilmiştir. Son yüzyılın bütün gerici hareketleri batı desteklidir. Batı bu stratejik coğrafyada yaşamsal çıkarları için her daim gerici hareketleri destekler/ desteklemiştir. Politik, ekonomik, dinî ve sivil toplum adı altında ne kadar kendini Batı desteğine teşne kılmış kuruluş veya kişi varsa hepsi gericidir. Oryantalizm batının içimizdeki keşif kolu gibi faaliyet göstermiş ve devşirdiği işbirlikleri sayesinde rahatlıkla operasyonlar yapabilmiştir. En son FETÖ gerici ihanet şebekesi, kimin desteği ile organize olmuş ve büyük acılara sebep olmuş açıkça ortadadır. Sadece FETÖ örneği bile bizim "İrtica batıdan gelir" tezimizi doğrulamaya yeter. Gariptir, ülkeyi terk etmek zorunda kalan hiç bir gerici herhangi bir doğu ülkesine değil hep batıya gitmiştir. İrtica, batıdan gelir ve batıya gider.