İNANIN MUHALEFET ZORDA

Türk milletinin tarihinde çok sayıda zafer vardır. Bunların birçoğu da ağustos ayında olmuştur. 26 Ağustos Malazgirt, 30 Ağustos Büyük Taarruz bunlardan en önemlilerindendir. Her sene bu tarihlerde ülke çapında kutlanırlar. Bu senede gereği gibi kutlandı. İç İşleri Bakanlığı valiliklere genelge göndererek virüs nedeni ile kutlamalarda dikkatli olunmasını, gerekirse kısıtlamalar yapılmasını istedi. Ana muhalefet lideri bu genelgeyi diline dolayıp işi M. Kemal’i ve büyük zaferi içe sindirememeye kadar getirip eleştiriler yaptı. İktidar cumhuriyeti içine sindiremiyor, dedi. Değerli okurlarım demokrasilerde iktidar kadar muhalefet de esastır, önemlidir. Sağduyulu vatandaş muhalefetin söylemlerine bakar doğru mu eğri mi tartıp muhasebe yapar. Zira muhalefette devleti yönetmeye taliptir. Şimdi bizim muhalefetin söylemlerine bakalım, iktidarın bir bakanı virüs nedeni ile zafer kutlamalarında dikkatli olunmasını istiyor, ana muhalefet cumhuriyeti içlerine sindiremediler, diyor. M. Kemal’in ilkelerini ve inkılaplarını Demokles’in kılıcı gibi sallıyor. Bu millet aptal mı? Demokrasi gibi bir nimeti adeta devlet başkanını kendisinin seçtiği bir rejimi bırakacak. İstemeyecek. Eskiyi yani padişahlık sistemini isteyecek ve onun içinde cumhuriyeti içine sindiremeyecek. Böyle bir şey olabilir mi? Bunun mantığı var mı? Devleti yönetenler ne yapsın, virüs hayatın bir gerçeği tedbir alınmaz ise artıyor. Kaldı ki hükümet Ramazan Bayramını da kısıtladı. Kurban Bayramında da dikkatli olunmasını istedi. Esasen Zafer Bayramı devlet protokolleri ve asker ağırlıklı kutlamalarla yapılır. Halkta seyirci olarak katılır. Devlet ve hükümet bayramını düşünürken halkın sağlığını da düşünmek zorundadır. Bu milletin cumhuriyetle de, M. Kemal’le de bir derdi yok bunlar ortak değerdir. Tarihimizden bir parça ama ana muhalefetin cumhuriyet öncesi dönemle İslam ile bir derdi var. Bu derdini yarım ağızla söylüyorlar. Cumhuriyet değerleri, Atatürk kılıfı içinde söylüyorlar. Dertleri bu… Ben şahsen muhalefete acıyorum. Hükümetin başarıları karşısında inanın konu bulamıyorlar. Çalışıp konu üretemiyorlar. M. Kemal’e takılıp kaldılar.