DİĞER KATEGORİLER

İMTİHANIMIZ ÇOK BÜYÜK

İMTİHANIMIZ ÇOK BÜYÜK- Lütfi AYHAN- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Biz insanları ve gurbetimiz olan bu dünyayı anlamak ve anlamlandırmak çok zor. İnişler çıkışlar sevinçler hüzünler, umutlar karamsarlıklar hep iç içe hep yanyana. Her gün her an karşılaştığımız büyük hadiseler düşünce ve duygularımızı anında değiştiriyor.
Bütün Türkiye 2-3 gün öncesine kadar ne diyordu, " Allah korusun kuraklık var, yağmur yok, kar yok, nerede o eski kışlar? Sanki kış değil bahar. Göller kuruyacak barajlar bitecek ...." Deyip telaşlanıyordu. Bir gecede Rabbim bütün Türkiye'yi kara fırtınaya yağmura kavuşturdu. Bizler buna bir yandan sevinirken bir yandan da kapanan yollar, yollarda alan insanların üzüntüsü ile tasalandık. Tam bunlar yaşanırken gecenin bir vaktinde son yüzyılın en büyük depremi/depremleri ile karşılaştık. Türkiye'nin 10 vilayetini, Suriye'yi, Ürdün'ü, Kıbrıs'ı da içine alan büyük bir sallantı ve pek büyük bir deprem.
Her şey unutuldu ve tek gündem deprem oldu. Bir hafta yas ilan edildi ülkemizde. Tüm Türkiye bölgeye aktı/ akıyor. Konunun uzmanları neler yapılması gerektiğini anlatıp konuşuyorlar. Benim dikkatimi çeken ise hem arka arkaya büyük şiddetli sarsıntıların ( 7, 7 ) olması hem de bu kadar geniş bir alanda etki yapması. Eskiden duyup yaşadığımız depremlerin çoğu bir şehir ve birkaç ilçeyi vururken bu deprem Türkiye'nin 10 ilinden Suriye'ye kadar çok geniş bir alanı etkiledi.. Rabbim ölenlerimizi şehitler listesine yazsın. Gazilerimize de İnşallah manevi makamlar lütfetsin.
Bu arada bizlerin yapacağı önemli işler var. Bir kere huylarımızı bir gözden geçireceğiz. Daha adil, daha mütevazi, daha merhametli, daha cömert, daha anlayışlı olacağız. İslam'ın ve ilmin emri olan kuralları mimaride (inşaat) uygulayacağız. Binalarımızı depreme uygun yapacağız. Bu konuda maalesef hem yavaş davranıyoruz hem de mutlaka bazı eksiklerimiz oluyor. Bendeniz 2020 yılında "...Türkiye'nin çok eve ihtiyacı olduğunu, bir deprem bölgesinde yaşadığımızı yazmıştım.. Çok ev olmalı çünkü dışarıdan çok insan,/ mülteci geliyor Türkiye'ye, çünkü maşallah Avrupa'ya göre nüfusumuz artıyor, üstelik deprem bölgesinde yaşıyoruz. Bu nedenle yeni evlere çok fazla ihtiyaç olduğunu, bunların yanında eski evlerin çok olduğunu, yeni neslin aileden erken ayrıldığını...* belirtmiştim. Fakat o dönemde muhalefet siyaset icabı "Türkiye'ye betonlaşıyor, her yeri betona gömdüler" gibi sözlerle zihinleri bulandırmıştı. İktidar da bu konuda fazla çalışmadı. Şimdi anlaşılıyor ki Türkiye'nin çok fazla yeni eve ihtiyacı var. Bu evler depreme dayanıklı olmalı.Bizler bilime uygun ev yapalım sonra Allah'a tevekkül edelim. Bizler kendi üzerimize düşeni yapmadan tevekkül ediyoruz. Bu da sünnetullah'a aykırı. Şu karda kışta soğukta… Yıkılan evler, enkaz altında kalan çoluk çocuk genç yaşlı insanlar, yanan yürekler, onları kurtarmak için Türkiye'nin değişik yerinden giden araçlar, insanlar, harcanan paralar ve o bölgede yaşayan insanların ruhlarında meydana gelen büyük korku ve panik... Bütün bunlar bizim vazifemizi tam yapmadığınızdan oluyor. Sonuç olarak bu deprem hepimize sağcımıza solcumuza, iktidarımıza muhalefetimize, fakirimize zenginimize... İbret olmalı. Bu işi bari siyasete bulaştırmasak, hep birlikte gitsek problemlerin üzerine. Yıkılması gereken evleri yıksak, yapılması gereken evleri yapsak. İnşallah bu deprem bize ders olur. İmkanı olmayanlar duaları ile maddi imkanı olanlar paraları ile depremzedelerin yanında olmalı. Kızılay, Diyanet, AFAD gibi resmi kuruluşlar başta olmak üzere, güvendiğimiz yardım kurumlarına yardım etmeliyiz. Böylece bu dünyada mutlu ve erdemli, öbür alemde ise cennetlik oluruz. Rabbim sana sığınırız tüm kötülüklerden ve afetlerden. Geçmiş olsun Türkiye.