DİĞER KATEGORİLER

İMAN

İMAN- Hüseyin TOPTAŞ- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

İman; Allah Rasulü’nün Allah’tan alıp tebliğ ettiği kesinlik kazanan hususlarda peygamberleri tasdik etmek ve onlara inanmaktır. İman, kalp ile tasdik dil ile ikrar etmektir. Bu inanca sahip bulunan kimseye mü’min, inancının gereğini tam bir teslimiyetle yerine getiren kişiye de müslim denir. 
Kur’an-ı Kerim’de iman esaslarını Rabbimiz öz olarak şöyle bildirmiştir:
“Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. «Allah’ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır» dediler.” (Bakara,2/285)
“Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygam-berine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse derin bir sapıklığa düşmüş olur.” (Nisâ, 4/136)
Hicretin dokuzuncu yılında Abdülkays heyeti Medine’ye gelerek Peygamberimizden tavsiye ister. Allah Resûlü onlara yalnızca tek olan Allah’a iman etmelerini söyler. Peşinden de yalnızca tek olan Allah’a iman etmek ne demektir bilir misiniz?” diye sorar.
Onların “Allah ve Resûlü daha iyi bilir.” diyerek cevap vermeleri üzerine Hz. Peygamber, “Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna iman etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekâtı vermek, Ramazan orucunu tutmaktır.” buyurur. (B87 Buhârî, İlim)
Allah Resûlü’nün, Abdülkays heyetine tavsiye ettiği Allah’a iman, “Kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve organlar ile amel etmekten oluşan bir bütündür. Yani Allah’a iman etmek; Allah’ın varlığını, birliğini, O’nun eşi, benzeri, ortağı ve dengi hiçbir varlığın olmadığını bilerek tasdik etmek, bu bilgiyi ikrar etmek ve bu doğrultuda yaşamaktır.
İman, kabul etmek ve tasdik etmekle olur. Ayet ve hadislerde geçtiği şekli ile iman esaslarını kişi bilse fakat bunları kabul etmese bilmekle iman etmiş olmaz. İslâm dinini araştıran ve İslâm ile ilgili dini bilgiye Müslümanlardan daha çok sahip olan binlerce şarkiyatçı vardır. Bu kişilerin İslâm ve iman esasları hakkında bildikleri onlara mümin olma vasfını kazandırmaz.
İman esaslarını amentü olarak ezberlediğimiz, yukarıda ayet ve hadislerde zikrettiğimiz beş altı madde ile sınırlandırmak doğru değildir. Bu sayılanlar iman esaslarının özüdür.
Kur’an da açıkça belirtilen itikadi ve ameli konuların tamamına inanmak mümin olmanın gereklerindendir. Hükümlerden bir kısmını kabul etmek bir kısmını da zamana ve akla uygun görmeyerek kabul etmemek kişinin iman dairesinden çıkmasına vesile olur.