İÇİNDEKİ FİTİLİ ATEŞLEYEN BİR HEDEFİN VAR MI?- Medine EKMEKCİ- Yeni Meram Gazetesi
Mısır hükümeti Kızıldeniz’in altına tüp geçit yapmak için ihale açar. İhaleye İngiltere, Amerika, Japonya ve Türkiye'den de Temel’in firması olmak üzere birer firma katılır.
Firmaları teker teker mülakata çağırırlar ve teknik bilgi isterler. İngiliz firması: “Biz iki taraftan da eş zamanlı olarak tüneli kazmaya başlarız ve denizin altında tam ortada buluşuruz. Tüneller arasında maksimum 1 metre fark olur. 30 metre enindeki tünelde de 1 metreyi rahatlıkla düzeltiriz” der.
Amerikan firması: Biz de iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz. Maksimum 50 santim fark olur” der.
Japon firması: “Biz İki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz, maksimum 20 santim fark olur” der.
Ve sıra bizim Temel'e gelir. Temel der ki: Vallahi biz de iki taraftan kazmaya başlarız, ortada buluştuk buluştuk buluşamadık iki tünelimiz olur” der…
Bunu ne zaman bir toplumda anlatsam herkes kahkaha atar ve ilave ederler: “Evet biz Türkler böyleyiz.”
Çok zeki olmakla birlikte biraz da rahat bir milletiz. İş ahlakı, iş prensibi hala tam anlamıyla yerleşmedi. Kültürden midir, genlerden midir? bilemedim doğrusu...
Bize verilmiş en büyük sermaye ömürdür aslında. İçinde bulunduğumuz her anın hakkını verin ki bizden haklarını istemesinler.
Daha önceki yazılarımda da ifade etmiştim; ömür sermayesinin tıpkı yaz günü eriyen bir buz kütlesi gibi olduğunu...
Ertelemeye son verin artık ertelemeyin! Hayatınıza değer katacak hiçbir şeyi ertelemeyin.
Hepimiz zaman yokluğundan şikâyet ederiz. Ahh şu vakit olsa neler yapacağız neler. Hele günümüzde herkes yoğun. Herkesin günü dolduracak bir meşgalesi var.
İstenen beklenen o vakitler hiç gelmez, gelemez nedense... Açıkçası önceliklerimiz, alışkanlıklarımız dolayısıyla yaşam tarzımız değişti. Bu değişimin dönüşümün olumlu yönde olmasını yazmayı çok isterdim...
İstediğiniz hedefe ulaşmak ve başarılı olmak zamanı kullanmadaki ustalığa bağlıdır.
Erteleyenler ve başarısız olanlar çoğu zaman “vaktim olsaydı” tekerlemesini kullanırlar...
İnsanlara gönüllü bir işe el atmalarını talep edersiniz, vakit olsa koşa koşa gelecekler...
Bu dünyada çok ama çok az insanın hayatını dolu dolu yaşadığını düşünüyorum. Bu şahsiyetler genelde farkındalığı yüksek, yüreği geniş, frekansları yüksek zat-ı muhteremler oluyor. Haliyle zamanında, hayatında kıymetini çok iyi biliyorlar.
Aslında ‘zamanım yok’ diyenlerin problemi zamanla değil, ‘zamanı zamanlama’ ile ilgilidir yani kendisiyle .
Yarın sabah ne yapacağını bilmeyenlerin başarı istemesi haksızlıktır.
“Hedefler gelecekte elimize geçecek olan mektuplar gibidir nasıl bir mektup bekliyorsan onu yazmaya başla!” derdi hocam...
Bir konser çıkışında, ünlü kemancı Ferit Kristaller’in bir hayranı ona doğru koşarak coşkuyla: “Sizin kadar güzel çalabilmek için bütün hayatımı verirdim” der. Ünlü kemancı cevap verir: “Ben verdim! ”..
Okulların açılmasına az bir zaman kaldı. Hedefler en sağlam bir şekilde yapılır umarım. İçinizdeki fitili ateşleyecek, cevheri keşfedeceğiniz bir yıl olur inşallah.
Kıymetli dostlar, ömür sermayesini en güzel şekilde kullanıp, Hakk’ın huzuruna “Razı olmuş ve Razı olucu bir şekilde Cennet’e gir” hitabının muhatabı oluruz inşallah.
Muhabbetle...