DİĞER KATEGORİLER

HUKUKUMUZ CİNAYETLERİ ÖNLEMEDE NEREDE?

HUKUKUMUZ CİNAYETLERİ ÖNLEMEDE NEREDE?- Kudsi ÖNCÜ- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6
Hukukun tanımı nedir? Toplumu düzenleyen ve devlet yaptırımıyla güçlendirilmiş bulunan kuralların, yasaların bütünüdür. İnsan sosyal varlık olarak tanımlanmıştır. Yani münferit yaşama göre değil, toplu yaşama göre planlanmış ve dizayn edilmiştir. Toplu yaşama göre planlanmış başka canlılar da vardır. Ancak bunlar içgüdülerini kullanarak toplu yaşamlarını sürdürürler. Bir başka ifadeyle iradeye sahip değillerdir. Tekdüze planlanmış davranış kümelerini sergileyerek hayatlarını sürdürürler. Akıl dediğimiz; doğru, yanlış binlerce seçenekten tercihlerini belirleme kabiliyetine sahip değildirler. Canlıların türlerine göre yaratılıştan/doğuştan öğretilmiş, genlerine yazılmış karakterleri/davranış kümeleri vardır. Bu davranış kümelerine genotipik karakterler denir. Kedigiller etobur, toynaklılar ise otobur hayvanlardır, bunlar genotipik karakterleridir. Hayvanlar aleminin toplu yaşamlarına dair yasalar/kurallar doğaldır, evrenseldir, fıtratlarına uygundur. İnsanı diğer hayvanlardan ayıran farklar nelerdir? 1-Akıl dediğimiz olguya sahip olmasıdır. 2-Doğru-yanlış, çirkin-güzel, iyi-kötü, haklı-haksız, yararlı-zararlı kavramları arasında tercih yapabilme kabiliyetine sahip olmasıdır. Buna insanın müterafıklık/farkındalık sıfatı denir. 3-Muhakeme yeteneğine sahip olması. Beynimizin ürettiği işlenmemiş, ham bir düşüncenin eyleme dönüşmeden sol alın bölgesinde işlenmesi. Beynimiz bu işlemin sonucunda motor nöronları/eylem sinirlerini uyararak davranışa dönüştürür. 4-Kontrollü içgüdüye sahip olması. Karşı cinse karşı cinsel libidoya(ilgi-iştah) sahip olması bir içgüdüsel dürtüdür. Ancak muhakeme ve müterafıklık merkezlerini işleterek AİLE kavramının temel bileşeni olan evlilik eylemini gerçekleştirir, böylece neslini sürdürme içgüdüsünü de hayata geçirmiş olur. Kuran da Ahsen-i Takvim ve Eşref-i Mahlukat tanımlamasının kapsamı da bu değerleri ifade etmektedir. Aslında insan, bu değerlerini hayatın bütün kesim ve kesitlerinde ölçü alarak yaşamını tanzim etse ne kavga, ne cinayet, ne tecavüz ne de savaş olmaz. İnsan sosyal varlık olarak yaratılmıştır. Bir başka ifadeyle toplu yaşama göre planlanmıştır. Zihinsel kapasiteleri, kabiliyetleri, istidatları, algıları farklıdır. İhtiyaç yelpazesi en geniş yaratık insandır. Her bir bireyin bütün ihtiyaçlarını kendisinin karşılaması mümkün değildir. Birbirinden destek alma ve yardımlaşma zorunluluğu vardır. İnsan topluluğu yaratılıp, “ne haliniz varsa görün" diyerek başıboş bırakılmamıştır. Her topluluğa peygamberler gönderilmiş, sahifeler ve kitaplar vahyedilmiş, toplumsal yaşamın ana ilkeleri belirlenmiştir. Hepsinin de ortaya koyduğu temel ilkeler aynıdır. Hak ve adalet kavramlarının çerçevesini çizmişlerdir. Hak nedir? Doğru kavramıyla aynı mıdır? Hak; ırk, renk, dil, din, coğrafi bölge farkı gözetmeksizin herkese, her yerde her zaman geçerli olan hakikatler kümesidir. Doğru ise; toplumlara, bölgelere, iklimlere göre değişen olgular ve olaylardır. Değerli dostlarım, kısa sosyolojik analizden sonra mevcut hukuk sistemimiz toplumsal düzenin sağlanmasında, cinayetlerin ve tacizlerin önlenmesinde nerede, sorusuna cevap arayalım. Hiç bir günümüz geçmiyor ki, cinayetsiz bir haber programı dinlememiş olalım. Biz yetişkinler olarak etkileniyoruz, uyku ve anksiyete bozuklukları yaşıyoruz. Kişilik gelişim sürecinde ki çocuklar için bu haberler ve olaylar telafisi mümkün olmayan defektler oluşturmaktadır. Özellikle rehber seçme sürecinde çocuklarda bu olayların faili katiller ve tacizciler rehber seçilebilir. Potansiyel suç kümeleri olarak karşımıza çıkacaktır Özellikle haberlerin veriliş şekillerinde ki gizli özendiricilik dürtüsü tehlikeyi daha da artırmaktadır. Aile içi bunalım yaşayan, eğitim yoksunu çocuklar, ergenler rehberlerini bu faillerden seçecektir.