Hikâyeniz yarım kalmasın- Mustafa DEĞİRMENCİ- Yeni Meram Gazetesi
Değerli okurlar, bu haftaki yazıma başlamadan önce Gara’da haince şehit edilen 13 yurttaşımıza Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ise başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Ne acıdır ki, yıllardır göstermiş olduğu hainlik çizgisinden bir an olsun bile sapmayan aciz topluluk yine yüreklerimizi yaktı. İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun Meclis’te yaptığı konuşmadan anlıyoruz ki bu hainliğe karşı cevap misliyle verilecek. Ama artık sadece bu hamleyle kalınmamalı, terör örgütünün siyasi kolunu temsil eden malûm partinin ve milletvekillerinin meclisle ilişkisi tamamen kesilmelidir. Zira bende birçoğunuz gibi bizden alınan vergilerle bu vatan hainlerinin maaş almasından son derece rahatsızım. Temennim o dur ki bunca hainliğe rağmen dimdik durmayı başaran devletimizin ve milletimizin Allah her daim yar ve yardımcısı olsun.
Bildiğiniz üzere pandemi sebebiyle doğru düzgün ilerleyemeyen ve öğrencilerin zerre fayda görmediği bir eğitim-öğretim takviminin yarıyıl tatilini bitirdik ve 15 Şubat’ta öğrencilerimiz tekrar ders başı yaptılar. Öncelikle ikinci yarı dönemde gençlerimizin ve çocuklarımızın daha verimli ve daha başarılı bir dönem geçirmesini diliyorum. Ama gel gelelim bu yarıyıl tatilinde de maalesef görmek istemediğimiz görüntülere fazlasıyla maruz kaldık. Takip eden okurlar için 17 Aralık 2020 tarihinde yazmış olduğum “Köy yanarken deli kız taranırmış“ başlıklı yazımda yılbaşında uygulanacak 4 günlük kısıtlamayı fırsata çevirip tatile gidecekleri eleştirmiştim. O dönemde sosyal hareketliliği en aza indirgemek için alınan önlemleri hiçe sayıp yine tatil derdine düşmüştü toplumumuzun bir bölümü. Aradan geçen zaman sonrasında bir kez daha gördük ki söz konusu tatil olunca virüsmüş, mutasyonmuş, günde bilmem kaç kişi ölüyormuş, sağlık çalışanları yorulmuş vb. gibi dertler unutuluveriyor bir anda. Nitekim yarıyıl tatilinde Uludağ’daki otellerin doluluk oranlarının %90’lara çıktığı haberini aldık ilk önce. Sonra yurdun dört bir tarafından kış turizmiyle alakalı haberler ve görüntüler görmeye başladık. Anladık ki keyfine ve eğlencesine düşkün vatandaşlarımız hiçbir şey yokmuş gibi kayak yapma derdine düşmüş! Sonrasında ise bir grup öğrencinin sosyal mesafe kurallarını hiçe sayarak eğlenmesini ekranlardan izledik. Hem de şehitlerimizin olduğu bir günde! Vallahi pes demekten başka bir söz bırakmıyorsunuz insana. Ne şehide saygınız kalmış, ne de yaklaşık bir yıldır gece gündüz demeden çalışan sağlık çalışanlarının emeğine saygınız kalmış. Açıkça söyleyeyim üzerine alınmak isteyen de alınabilir, toplumun bir kesiminin pervasız ve vurdumduymaz halleri cidden fazlasıyla can sıkmaya başladı değerli okurlar. Hayvan bile belli bir eğitim sürecinden sonra ehlileştirilebiliyorken, sağlığı için maske takması ve sosyal mesafe kurallarına uyması gerektiğini neden kabullenemiyor insanlar anlamak mümkün değil. Merak ediyorum, illa durumun ciddiyetini anlamak için yakınlarınızdan birini mi kaybetmeniz gerekiyor? Başka bir deyişle “bir musibet bin nasihatten iyidir“ sözünün gerçekliğine mi tanıklık etmek istiyorsunuz? Bu ülke yaklaşık bir yıldır bu virüsle mücadele ediyor, binlerce vatandaşımız bu virüse yenik düşüp hayatını kaybetti. Sizler için o ekranlarda gördüğünüz rakamlar pek bir şey ifade etmeyebilir, ama oradaki her bir rakam bir insanı, yani bir aileyi, yani o insanı seven onlarca kişiyi temsil ediyor. Her insan ayrı bir hikâyedir ve orda gördüğünüz her bir rakam yarım kalan ve asla tamamlanamayacak bir hikâyeyi temsil ediyor. Ve unutmayın; sizin ya da sevdiklerinizin de bir gün o mavi tabloda bir rakamı temsil edebileceği gerçeğini asla aklınızdan çıkarmayın.
Saygılarımla