DİĞER KATEGORİLER

Herkes haklı bence…

Herkes haklı bence…- Hamdi BAĞCI -Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Donald Trump başkan oldu ya… ABD’de bazı idealistler durumu kabullenemiyor ve The New York Times’ta yayınlanan bir yazıda “Seçimler, Demokrasi için kötüdür.” deniyor. Beni tanıyan herkes bilir, ben zaten seçimlerin toplumu yozlaştırdığını savunurum. Seçim, demokrasinin benim kanaatime göre en zayıf halkasıdır ve seçimsiz bir yapı geliştirilmelidir.

Ama ilginç bir şekilde demokrasinin insanın bulduğu, İslam prensiplerine en uygun sistem olduğunu da düşünürüm.

Tabi demokraside de zafiyet vardır. İnsanoğlunun oluşturduğu sistemlerin tamamında bir açık nokta mutlaka olacaktır. Öyle ya da böyle zayıf halkalar oluşacaktır. İnsan, yapısı itibariyle eksiktir, noksandır ve insan ne kadar geliştirirse geliştirsin, işin tabiatı gereği sistemi tamlaştıramayacaktır.

Fakat görebildiğim ve bilebildiğim kadarıyla da Allah bize Kuran’ı Kerim’de bir yönetim sistemi vaz etmiyor. Peygamber Efendimiz de “benden sonra şöyle olsun” demedi.

Demek ki sistemin esnek kalması daha hayırlı, ondan böyle, bilemiyorum tam olarak.

Yönetim sistemi esasa bağlanmadı fakat İslam’da esasa bağlan prensipler de var. Mesela ekonomik sisteminde sömürü ve faiz yok. En önemlisi de yönetici nasıl seçilirse seçilsin, yönetim adaletli olacak, yönetici insan kayırmayacak, işi ehline verecek, başkalarının yerine kendinizi koymayı bilecek, kimseyi hor görmeyecek. Başımızdaki kim olursa olsun tabi olacağız da onun yönetiminin de bizi hor görmeyeceğini bileceğiz. Yönetici kullara da Allah’a da hesap vereceğini bilecek, yetim malı yemeyecek, devletin malını kişisel çıkarları için kullanamayacak, akrabalarını kayıramayacak, yargılanabilir, hesap sorulabilir olacak. Mert olacak, çok yönlü kendini geliştirmiş olacak, dünyadan haberi olacak, ahiretten de haberi olacak. Devleti zenginleştirecek ve bu zenginliği eşit paylaştıracak. Devletin kişilerin malını, ırzını, namusunu, inancını koruyabilmesini sağlayacak.

Nahl Suresi 90. Ayette Rabbimiz, “Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” buyuruyor.

Nisa Suresi 58. Ayette ise “Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” deniyor.

Batılılar da İslam Şeriatının en güçlü yönünün adalet olduğunu söylerler. Adalet varsa yönetime insanlar güvenir, adalet yoksa insanlar yönetime güvenmezler. Tabi adaletin esaslarını oluşturmanın merkezini de eğitim sistemi oluşturur. Eğitim ve adaleti sağlam olan devletler neticede sürekli olurlar ve medeniyet kurabilirler.

Halkı zengin, devleti adaletli, fakiri bile korunduğunu biliyor, mal ve can emniyeti var, insanlar sokaklarda güvenle geziyor, halk yollarda güvenle seyahat ediyor, insanlar tatile gittikleri otellerde eksik denetim, torpil ve kayırma gibi nedenlerle ölüp gitmiyor, tacir rahatça ticaret yapıyor, işçi korunduğunu biliyor, patron güvenle üretim yapıyor, fikir erbapları fikirlerini rahatça ifade edebiliyorlar ve vatandaşların hiçbir kesimi, katmanı kendilerini ötekileştirilmiş görmüyorlar. İslam Müslümanlara böyle bir sistemi kurmayı emrediyor. Bütün bunların olduğu bir sistem adı ne olursa olsun güzel bir sistemdir, öyle değil mi? Böyle bir devletin yönetim kademesinin nasıl seçildiğinin hiçbir önemi olmaz ki.

Zaten, İslam’ın koyduğu esaslar, ya da kabul ettiği esaslar aslında insanlığın huzuru için oluşturulmuş asgarimüştereklerdir.

Peki, zor ve gerçekçi soru şu? Günümüzde devletimiz bunları bize sağlıyor mu?

Mesela adil mi? Ülkemizin sokakları güvenli mi?

Olay haftanın başında bir şehrimizde yaşandı. Bir kadın yolda yürürken, karşıdan gelen bir manyak o kadına yumruk atıyor. Polis de o manyağı yakalıyor getiriyor, adalete teslim ediyor. Adalet ise o manyağı tutuklamıyor bile, tutuksuz yargılanmasına hükmediyor. İyi ki medya var da konu medyaya intikal ediyor, savcılık tekrar itiraz ediyor, neden sonra o manyak tekrar tutuklanıyor.

Ankara’da yaşanan olay ise daha korkunç. Yolda yürüyen bir vatandaş, hiç tanımadığı biri tarafından canavarca hislerle öldürülüyor. Katile niye öldürdüğü sorulduğunda, içinde öldürme isteği olduğunu, birini öldürmek istediğini, onun için de öldürdüğünü söylüyor. 

Mahkeme en fazla bu katile ömür boyu hapis cezası verecek ve masum bir insanı öldürdü diye bu katil ömür boyu devlet tarafından beslenecek.

Hakkâri’de köpeğin saldırdığı 12 yaşındaki çocuk ölüyor.

Bolu’da tatile gidenlerin konakladığı otelde yangın çıkıyor, yaklaşık 80 kişi hayatını kaybediyor. Ve sorumlularda utanma emaresi bile yok, herkes goygoy yapıyor.   

Nerede ise her gün kadın cinayeti işleniyor ve konu artık medyada gündem bile olmuyor. 

Şimdi güzel ülkemizde adalet var, diyebilir miyiz? Sokaklar güvenli diyebilir miyiz? Hesap verilebilirlik noktasında, sorumlulara hesap sorma noktasında ülkemizde gereken neyse o yapılıyor diyebilir miyiz?

Mevcut eğitim sistemi, merhametli, çevresine, insana saygılı, düzgün kanun yapan ve var olan cari kanunlara tamamen uyan, medeni, toleranslı, başkasının yaşamını kendi yaşamı kadar kutsal gören, kadının bireyliğini kabul etmiş, her canlının yaşam hakkını kabul etmiş, adil, bilimin evrenselliğini kavramış, sanatın derinliğini bilen, musikinin niteliğini önemseyen, kitap okuyan, düşünen bireyler yetiştirebiliyor mu? Aman yanlış anlaşılmasın, ben yetiştirmiyor demiyorum, yetiştirmesi tabi en büyük arzumuz, sadece soruyorum.

Ezcümle, yazımızın başındaki konuya gelirsek, hal böyle olunca, biz sistem noktasını geçtik, esastan bile mevzuyu anlayamamış olmuyor muyuz?

Daha da önemlisi, kurduğumuz sistemin en önemli sorunu seçim değil görebildiğiniz gibi…

Kesinlikle haklısınız, ne yani seçimimi konuşacağız şimdi?

Bırakalım Amerikalılar tartışsın bu konuları. Trump Başkanlık konuşmasında ne diyor; “Mars’a kadar her tarafı biz yönetiyoruz…” Öyle olunca da sanki bu konular onların sorunları oluyor…

Gördüğünüz gibi herkes haklı bence…