HER ZORLUĞUN ÇÖZÜMÜ KENDİNDE SAKLI- Medine EKMEKÇİ- Yeni Meram Gazetesi
Her insanın kendine has, kendine özgü zorlukları var. Yani herkes kendi tekamülünü kendisi yaşıyor. Her insanın karşılaşacağı zorluklar, sıkıntılar, problemler , engeller olacak. Eşiyle imtihan olacak, çocuğuyla imtihan olacak, anne babasıyla imtihan olacak, kendiyle imtihan olacak. Her insan hayatında birtakım zorluklar içerisinde yaratıldıysa; bize düşen bu zorlukların Allah’tan geldiğini ve imtihan edildiğimizi bilerek hareket etmektir. Bu zorluklar aslında bizi pişirecek ve bizi ileri taşıyacak. Tabiri caizse dersten geçmemizi sağlayacak, diploma almamızı sağlayacak.
Bir sınav gibi görmek lazım. Nasıl ki okulu geçmek için sınav var, peki ya iyi bir insan iyi bir kul olmak için neden sınav olmasın? En büyük okul hayat değil mi?
Bakalım bize öğretilen, belki de teorik olarak bildiklerimiz ne kadarı ruhumuza yansımış. Başımıza gelen her zorluğu bir imtihan olarak görürsek, onunla mücadele etmemiz o kadar kolaylaşır. Böyle bir durumda pes etmememiz lazım, isyan etmemiz lazım, bağırıp çağırmamız lazım. "Mutlaka her zorlukla beraber bir kolaylık vardır” buyruluyor yüce kitabımızda. Yine Rabbimizin bir sözü var bize, "Allah kimseye gücünün yettiğinden başkasını yüklemez” diye. Demek ki yaşadığımız zorluk karşısında bizi ayakta tutacak güç içimizde. O halde bu rahatlık duygusuyla yalnızca o potansiyelimizi açığa çıkarmak için çaba sarf etmeliyiz.
Evliliğin de kendi içerisinde sıkıntıları var. Hiçbir insan diyemez ki, "Ben dört dörtlük muhteşem bir evlilik yaşadım, evlendiğim günden itibaren hiç kavga etmedik. "Böyle bir hayat, böyle bir evlilik olamaz. Eğer olduğu söyleniyorsa bile bir problem vardır.
Herkesin evliliğinde sıkıntılar olacak. Burada eşlere düşen bunun bir imtihan olduğunun ve birlikte temiz niyetle bu imtihanı aşabileceklerini bilmektir. Kendi içimizde Allah'ın yaradılışımız esnasında bize verdiği sabır ve mücadele potansiyelinin farkına varıp onu kullanırsak, karşılaştığımız sorunlar bizi ezip geçemez. Bizi incitebilir, yüreğimizde, gönlümüzde yara izleri bırakabilir ama karakterimizi zedeleyemez.
Bugün boşanmaların altında yatan en büyük etkenlerden bir tanesi bu. Herkes masal gibi bir evlilik bekliyor. Hiçbir sorun olmayacak, en ufak bir tartışma çıkmayacak. O anda hemen gençler bunun bir imtihan olduğunun farkına varmadan birbirlerini yemeye başlıyorlar. Sorunu çözmeye çalışmak yerine, birbirleriyle kavga etmeye başlıyorlar. Oysa kavga edeceksek sorunla kavga edelim. Bizim aramızda aramızı açmaya çalışan o problemi, çözmenin kavgasını edelim. Ama biz o problemi bir kenara bırakıyoruz karakterlerimiz üzerinden kavga etmeye başlıyoruz. Günlük hayatımızda da, evlilik hayatımızda da iş hayatımızda da bir sürü sorunla karşılaşabiliriz. Bize düşen o sorunla mücadele etmek, o sorunla boğuşmak değil.
Eşler bir sorunla karşılaşıyor "O sorunu nasıl çözebiliriz? Bu sorunun aramızdaki sevgiye, muhabbete zarar vermemesini nasıl sağlarız?” derdinden çok, eşler geçmiş yıllardaki hatalarından başlayıp tarafların ailesine varana kadar kavga etmeye başlanıyor. Birbirimizle niye uğraşıyoruz? Birbirimizi niye incitiyoruz?
Aslına bakarsak hepimiz rüyadayız. Kimimiz uyanınca ‘oh be rüyaymış’ der, kimimizse ‘keşke uyanmasaydım’ der. Bu hayata yüklediğimiz anlamla ilgili. Yaşadığımız her olumsuz olay muhakkak geçer. Belki de delip geçer.
İmtihan dediğimiz paketlerin içindeki hediyeyi kavrayacak