DİĞER KATEGORİLER

Helikopter Ebeveynlik

Helikopter Ebeveynlik 1- Mencenur MUTLU- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6
Çocuğun doğumuyla beraber anne-babayı yoğun bir telaş alır: Çocuğumuz için en iyi ne yapabiliriz? Onun en iyi yerlerde olması için hangi alanlara yönlendirebiliriz? Hangi kurslara gitsin? Sokağa çıkarsa başına bir iş gelebilir. Oyun oynarsa zaman kaybedebilir. Bu yüzden onu hep kontrol edelim. Biz çok çektik, anne babamızdan yeterince ilgi göremedik ;çocuklar sevilmeyi ve ilgilenilmeyi sever hep böyle okuduk bildik bu yüzden onun bir dediğini iki etmeyelim ki daha mutlu olsun daha başarılı olsun. Kimseden de aşağı kalmasın. Biz yapamadık o yapsın! Evet aslında az evvel sizlere örnekle “Helikopter ebeveynlik” i anlattım. Helikopter ebeveynlik; hızla gelişen dünyada çocukları için en güzelini yapmaya çalışan ,onu kendi uzantısı gibi gören, onun için her şeyi doğumuyla beraber planlayan, her şeyden koruyan anne baba stilidir. Peki şimdi size bir örnek daha vereyim: Emrinize 25 yıllığına bir robot tayin ediliyor. Ve bu robot sizin için aklınıza gelebilecek her şeyi yapmak için planlandı. Sabah kalkınca yüzünüzü yıkıyor, kıyafetleriniz ütülenmiş şekilde size giydiriliyor, Saçlarınızı yapıyor, parfümünüzü sıkıyor, çantanız da hazırlanmış. Ayakkabılarınızı giydirip bağcıklarını bağlıyor. Arabaya kadar eşlik edip sizi gitmeniz gereken yere götürüyor. Arabadan indiğinizde önünüze çıkabilecek tüm kaldırımlardan haberdar ediyor, sizi üzebilecek insanlardan uzaklaştırıyor, aklınıza gelebilecek her konuda yapmanız gerekeni üstleniyor. Ve 25 yılınız böyle geçiyor.25 yıl sonra ise etkisiz hale geliyor ve tüm bunları şimdi sizin yapacağınız söyleniyor. Nasıl hissederdiniz? Ben tahmin edeyim elinden her şeyi alınmış, korkak ve yeteneklerini kaybetmiş. Esasen anlattığım durum çocuklarımız için de geçerli farklı hiçbir durum yok. Onları da farkında olmadan böyle kanatlarımızla koruyup kollayarak kanatlarını unutturuyoruz. Bir helikopter gibi her probleminde uçup gelerek onların da muhteşem pervaneleri olduğunu hatta bizimkinin bir üst versiyonu olduğunu unutuyoruz belki de. Gelişimi için gerçekten sadece oyuna ihtiyaç duyduğunu unutarak onu alıkoyuyor ,yaratıcılığını ve problem çözme becerisini alıyoruz elinden. Küçük Einstein’lar yetiştireceğimizi sanıyoruz belki de. Öyle mi oluyor peki? Elbette hayır. Beceriksiz ve korkak çocuklar yetiştiriyoruz sonra da psikologlara başvuruyoruz tırnaklarını yiyor, alt ıslatma veya yeme bozukluğu başladı diye. Sebebini aslında usulca hepimiz biliyoruz çok şey bekledik. Bizim yapamadıklarımızı, bizim olamadıklarımızı oldurmaya çalıştık. Peki bu yolun dönüşü yok mu? Biz helikopter anne baba olmaktan nasıl kurtulabilir ve çocuğumuzun gerçek başarısına tanıklık edebiliriz? Diye sorarsanız, şöyle başlarım önerilerime: 1-Öncelikle iç görü geliştirerek bunu neden yapmış olduğunuzu bulmaya çalışın. Örneğin çocuğun en çok hangi durumu sizi telaşlandırıyor veya kızdırıyorsa ona odaklanın orada bir yaranız olabilir bu durumu mutlaka bir uzman yardımı ile halledin. 2-Çocuğunuzu tanıyın. Hatta yeniden tanışın, ihtiyaçlarını keşfedin. Sarılmak, oyun oynamak, duygularını anlatabilmesini sağlamak vs bir çok ihtiyacını görememiş olabilirsiniz. Bunları adım adım giderebilmeye çalışın. 3-Yeteneklerini keşfetmesine izin verin. Bir problemle karşılaştığında onun sadece yanında olun ve elinizi sırtına koyun bu yeterli. Kendi çözmeye çabalamalı, düştüğü zaman ağlamalı ve kendini sakinleştirme becerisini kazanmalı. Bazen başarısızlığı tatmalı ki yeni planlar yapabilmeyi öğrenmeli. 4-Hata yapmasına izin verin. Hatalar anne babayı korkutur fakat en öğretici yoldur hata yapması. Bir bebek yürümeyi öğrenirken ortalama 200 kez düşer ve tekrar büyük bir azimle kalkar .Hatanın öğreticiliğinin en güzel örneklerindendir çünkü hata azmi öğretir. İnsanın kodlarına işlenmiş becerilerdendir bu yüzden hiç korkmaya gerek yok. 5-Haberci olmayın. Çocuğunuzun karşılaşabileceği problemleri önden söylemek çocuğun ön görü yeteneğini tamamen söndürür. Önüne çıkan engelleri ve tehlikeleri onlara basıp ayağını kanatana kadar göremez. Unutmayın! Hiçbir anne baba ölümsüz değildir. Bizim olmadığımız bir dünyada da, özgüvenli ve ayakları yere sağlam basan çocuklar istiyor isek doğal ebeveynliği benimsemeli ve onlara alan tanımalıyız. Çocuklar sandığımızdan çok daha güçlü ve becerikli. Sadece yanlarında duran ve onu destekleyen ebeveynlere ihtiyaçları var daha fazlasına değil.