Bu yıl “Muhabbet” temasıyla düzenlenen Hazreti Mevlana’nın 751. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri, “Şeb-i Arus” programı ile sona erdi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş törende yaptığı konuşmada, “Şam Mevlevihanesine nasip olan talih Kudüs Mevlevihanesine de nasip olsun diyorum.” dedi.
Muhabbet” temasıyla düzenlenen Hazreti Mevlana’nın 751. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri, “Şeb-i Arus” programı ile noktalandı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Şeb-i Arus töreninde yaptığı konuşmada barışın önemine dikkat çekti.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Ümit ediyorum en kısa zamanda Şam'da ve Halep mevlevihanesinde fevkalade güzel ayinler yapılacak, orada Mevlana dostları Konya'da olduğu gibi özgürce buluşacak ve inşallah Hazreti Mevlana'yı anacaklardır. Aynı şekilde, şimdi belki hayal gibi görünüyor ama çok kısa bir süre sonra Kudüs Mevlevihanesi de kapılarını açacak." dedi.
Kurtulmuş, Mevlana Kültür Merkezi'nde düzenlenen Hazreti Mevlana'nın 751. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Töreni'nde yaptığı konuşmada, Şeb-i Arus dolayısıyla bir arada olmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Yeryüzünde bazı büyük insanların ölümlerinden sonra bile yol gösterici sıfatlarını taşımayı sürdürdüğünü dile getiren Kurtulmuş, Mevlana'nın fikirlerinin, birleştirici ve insanlığa faydalı olan görüşlerinin 751 yıldır anıldığını söyledi.
Mevlana'nın en önemli özelliklerinden birinin de "hazreti insan"ı tanımlaması ve insanoğlunu hiçbir ayrıma tabi tutmaksızın bütün insanlığı insanlık potasında birleştirebilmesi olduğunu ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün dünyadaki en temel ihtiyacımız olan şey; barıştır, insanlar arasındaki çatışmaların sona ermesidir ve insanların insanca yaşayabileceği bir dünyanın kurulabilmesidir. Ancak herkes barıştan bahsediyor, herkes insanca bir yaşamdan bahsediyor olmakla birlikte bir türlü barış, huzur, adalet gelmiyor. Bunun temel sebebi, insanların dilleriyle barışı istemelerinin kifayetsiz olmasından kaynaklanıyor. Çünkü şu ya da bu şekilde ayrımcılık yaparak insanların arasında barış sağlanamaz. Dünyanın her yerinde insanların hepsinin doğuştan eşit haklara sahip, 'hazreti insan' olduğu öğretisi, bu kadar asır üzerinden geçmiş olmasına rağmen hala Mevlana'nın insanları çeken önemli mıknatısıdır. Biz insanları yaratılışta eşit haklara sahip insanlar olarak görüyoruz. Eğer böyle görürseniz, yeryüzünde insanlar arasında barışı, huzuru, adaleti sağlamanız mümkündür. Eğer bunu söylemekle birlikte insanlar arasında bir hiyerarşiyi ortaya koyar ve insanları şu ya da bu gerekçeyle sınıflandırırsanız, ne söylerseniz söyleyin barışı sağlamanız mümkün değildir."
- "Mevlevihaneler bizim burçlarımızın nurdan kaleleridir"
Mevlevihanelerin bütün Osmanlı diyarına, bütün gönül coğrafyasına yayılan bir ışık olduğunu belirten Kurtulmuş, "Saraybosna'dan Halep'e, Şam'a, Bağdat'a, Mekke'ye, Hicaz'a, Kudüs'e kadar geniş coğrafyada mevlevihaneler bizim burçlarımızın nurdan kaleleridir, nurdan kuleleridir. Bu çerçevede sadece bunu bir terbiye mektebinin, irfan mektebinin çok kuvvetli medreseleri olarak, dervişlerin eğitim aldıkları alan olarak değil, aynı zamanda geçmiş dönemde mücahitlerin birleştiği, bütünleştiği yerler olarak da ortaya koymuşlardır." diye konuştu.
Geçen sene düzenlenen "Hazreti Mevlana'nın 750. Vuslat Yıl Dönümü" programında, İsrail'in Gazze'de başlattığı insanlık dışı saldırılarının nefretle kınandığını ve Kudüs Mevlevihanesi'nin dile getirildiğini aktaran Kurtulmuş, bu sene de bir başka mevlevihaneye dikkati çekmek istediğini söyleyerek, "Suriye'de, Halep Mevlevihanesi ve Şam Mevlevihanesi de Mevlevi dergahlarının en önemli ayaklarından ikisidir. Ümit ederiz ki en kısa zamanda Halep ve Şam mevlevihanelerinde de burada olduğu gibi Mevlevi ayinlerinin yapılacağı güzel, esenlik dolu günler gelecektir. Ümit ederiz ki Şam'dan açılan kapı Kudüs'e doğru yürüyecek ve Kudüs Mevlevihanesi'nde de en kısa zamanda böylesine görkemli ayinler yapılacaktır. Çünkü Anadolu'da yaşayan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan bizler için bu mevlevihanelerdeki ecdadın bize bıraktığı bir miras vardır." şeklinde konuştu.
- "Şam Mevlevihanesi'ne nasip olan özgürlük, Kudüs Mevlevihanesi'ne de nasip olsun"
Mevleviliğin, sadece dervişanın bir araya geldiği mekanlar olmadığını, aynı zamanda mücahidin alaylarının da oluştuğu fevkalade önemli cihat ehlinin bir araya geldiği önemli mekanlar olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bu vesileyle tekraren söylemek isterim ki, artık 61 yıllık aradan sonra, ümit ediyorum en kısa zamanda Şam ve Halep mevlevihanesinde fevkalade güzel ayinler yapılacak, orada Mevlana dostları Konya'da olduğu gibi özgürce buluşacak ve inşallah Hazreti Mevlana'yı anacaklardır. Aynı şekilde, şimdi belki hayal gibi görünüyor ama çok kısa bir süre sonra Kudüs Mevlevihanesi de kapılarını açacak, sizin gibi dünyanın dört bir tarafından gelen Mevlana dostlarını ağırlayacak ve orada hem geçmişimize rahmet okuyacak hem de Mevlana Celaleddin-i Rumi daha iyi anmak ve anlamak için bir araya gelecek. Şam'ın kapıları, Kudüs'ün kapılarını açsın diyor, Şam Mevlevihanesi'ne nasip olan özgürlük, Kudüs Mevlevihanesi'ne de nasip olsun diyorum."
Bu sözlerin ardından törene katılanların alkışlarına karşılık, "Tereddütlü alkışlıyorsunuz. Bir tereddütünüz var mı?" diyen Kurtulmuş, salonda uzun bir süre daha alkışlandı.
Kurtulmuş, daha sonra, "Sizin ecdadınız, Kudüs Mevlevihanesini asırlar boyunca imar ve inşa etti, orayı açık tuttu. İnşallah bu güzel gecede, 751. Vuslat Gecesi'nde niyazımız odur. Ya Rabbi, Şam ve Halep'i özgürleştirdiğin gibi Kudüs'ü ve Kudüs Mevlevihanesi'ni de özgürleştir, bugünleri görmeyi bizlere nasip eyle." ifadesini kullandı.
"Bizler bu mirası muhafaza etmeye, bu sesi dünyanın farklı coğrafyalarına ulaştırmaya devam edeceğiz."
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Mevlana'yı anma töreninin asırlar boyunca benzersiz bir ahenk içerisinde dilden dile, gönülden gönüle bugüne ulaşan köklü bir kültür mirasının benzersiz bir iz düşümü olduğunu belirterek, "Bizler bu mirası muhafaza etmeye, bu sesi dünyanın farklı coğrafyalarına ulaştırmaya devam edeceğiz." dedi.
Ersoy, Mevlana Kültür Merkezi'nde düzenlenen Hazreti Mevlana'nın 751. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri'nde, Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi minnet ve rahmetle yad ettiğini söyledi.
İnsanlık tarihi boyunca, belli dönemlerde gücü elinde bulunduran birçok farklı devletin, birlik duygusunu kaybetmenin bedelini ağır şekilde ödediğini anlatan Ersoy, bugün dünyanın farklı noktalarında yaşanan birçok sorunun temelinde de insanların dayanışma ve kardeşlik ruhundan uzaklaşmasının yattığını dile getirdi.
Ersoy, dünyanın dört bir yanında devam eden çatışmaların ve zulümlerin insanların zorla yurtlarından edilmesini, kadınların, çocukların, yaşlıların kaderine terk edilmesini ve işgalleri beraberinde getirdiğini vurgulayarak, "Mevcut kaos, karmaşa ve çatışma ortamlarını göz önüne aldığımızda Mevlana, Yunus Emre ve Hacı Bektaş Veli gibi bu mukaddes toprakların çıkardığı abide şahsiyetlerin bizlere ulaştırdığı erdem ve değerlere tüm insanlığın ne kadar muhtaç olduğunu bir kez daha anlıyoruz." diye konuştu.
- "Bu sesi dünyanın farklı coğrafyalarına ulaştırmaya devam edeceğiz"
İnsanların Mevlana'dan yaşamı güzelleştirmeyi, hayrı konuşmayı, kendisine layık gördüğünü dostlarına da layık görmeyi öğrendiğini aktaran Ersoy, tüm dünya milletlerinin insanlığı hatırlamak için bu çağrıya kulak vermesi gerektiğini kaydetti.
Ersoy, şöyle devam etti:
"İçine düşülen şiddet ve anlamsızlık girdabından ancak bu şekilde kurtulabiliriz. Mevlana'nın çağrısına, insanlığın kaybolan huzuru ve düştüğü ümitsizlik girdabından kurtulması için her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Bugün burada izleyeceğimiz tören; asırlar boyunca benzersiz bir ahenk içerisinde dilden dile, gönülden gönüle günümüze ulaşan köklü bir kültür mirasının benzersiz bir izdüşümüdür. Bizler bu mirası muhafaza etmeye, bu sesi dünyanın farklı coğrafyalarına ulaştırmaya devam edeceğiz. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bu çağrıyı, sınır tanımadan farklı coğrafyalara ulaştırmak ise bizim en temel görevlerimiz arasında yer almaktadır. Bu eşsiz kültürün muhafazası, aslına uygun icrası ve gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılmasına dönük birçok uygulama ve düzenlemeyi yürürlüğe almış bulunmaktayız."
- "Celaleddin Rumi gibi bir değere sahip olduğumuz için rabbimize sonsuz şükrediyoruz"
Her yıl düzenlenen Hazreti Mevlana'nın Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri'nin gönül coğrafyasındaki büyük değerlerin maneviyatları önünde bir saygı duruşu niteliğinde olduğuna dikkati çeken Ersoy, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu hislerle, ülkemizin ve dünyanın dört bir yanından gelen siz Mevlana dostlarını saygıyla selamlıyor, asırlar boyunca üstadın izinden giden gönül ehli merhumları rahmetle anıyor, değerli sanatçılarımıza, Bakanlığımızdaki çalışma arkadaşlarıma, Konya Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve tüm ekibine gönülden şükranlarımı sunuyorum. Mevlana Celaleddin Rumi gibi bir değere sahip olduğumuz için rabbimize sonsuz şükrediyor, vuslatının 751. yıl dönümünde Hazreti Mevlana'yı rahmetle yad ediyorum."
Konya Valisi İbrahim Akın, konuşmasında, “Hazreti Mevlana’yı Vuslat’ının 751. yıldönümünde rahmetle ve minnetle yâd ediyorum. Sayın cumhurbaşkanımızın riyasetinde bu ulvi merasimi tertip eden Kültür ve Turizm bakanlığımızı teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“Mücadelemize Devam Edeceğiz”
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay konuşmasında, “Hazreti Pir’in ebedî istirahatgâhını ziyâret için, ülkemizin çeşitli şehirlerinden, dünyanın dört bir yanından gelerek Konya’mızı teşrif eden misafirlerimizi en içten duygularla selamlarım.” dedi. Konya’mıza hoş geldiniz diyen Altay, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi; “Gönül sultanlarının mayasıyla mayalanan; âlimler, ârifler, âşıklar toprağına; Selçuklu dârülmülkü Konya’mıza hoş geldiniz, şeref verdiniz. Bu anlamlı geceyi, içimizde yeşeren taptaze heyecanlarla; Hz. Pir’in vasiyetine, onun tavsiyesine uyarak, aşığın maşukuyla kucaklaştığı bir ‘Düğün Gecesi’ olarak idrak ediyoruz. Mevlana, öz ifadeyle din ikliminin sultanıdır. Hayatını Allah aşkıyla süslemiş, Kur’ân ve Peygamber sevgisiyle bezemiş bir muhabbet velisidir. Bir beyitinde; ‘Benim Peygamberimin yolu aşk yoludur. Ben aşk çocuğuyum ve benim anam aşktır.’ buyurmaktadır. Muhabbet ve merhamet, insanı insan yapan ilahi bir lütuftur. İnsan ruhuna ihsan edilmiş bir cevherdir. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de, Cenab-ı Allah; ‘Eşeddü hubben lillah”, yani “Müminler Allah’ı şiddetle severler’ buyurmaktadır. Allah kalplerimizi böyle bir sevgiyle sarıp sarmalasın… Bugün zulümle, adaletsizlikle, terörle, katliamlarla dünyamızı cehenneme çevirenler, İslam’ın özünü teşkil eden ve bizi insan kılan ilahi sevgiden zerre nasibi olmayanlardır. Gazze başta olmak üzere, gönül coğrafyamızın diğer bölgelerinde ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan zulüm ve adaletsizlikler kalplerimizi sızlatmaktadır. Ne olursa olsun biz mücadelemize devam edeceğiz. Âlemlere rahmet olan Resûl-i Kibriyâ Efendimizin yolundan yürüyeceğiz. İnşallah insanlığın üzerine kabus gibi çöken karanlıkları İslam’ın nuruyla aşacağız. Hz. Pir gibi gönül sultanlarının sesiyle, nefesiyle, âlemlerden geniş olan nice gönüller kazanacağız.”
Yerli ve yabancı çok sayıda misafirin takip ettiği programda Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu eşliğinde sanatçı Ahmet Özhan tarafından Türk tasavvuf müziği konseri verildi. Program, Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu’nun Mevlevi Ayini Şerifi ile son buldu.