DİĞER KATEGORİLER

Harname: Öküzlere özenen eşeğin hikayesi

Harname: Öküzlere özenen eşeğin hikayesi-Hüseyin TOPTAŞ- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6
Harnâme, divan edebiyatı şairi Şeyhi tarafından mesnevi türünde kaleme alınmış bir hikâyedir. Hekim olan Şeyhi, Çelebi Sultan Mehmet’i Karaman seferi sırasında Ankara’da tedavi etmiştir. Bunun üzerine kendisine hediye olarak bir tımar (arazi) verilmiştir. Verilen tımarı almaya giderken yolda tımarın eski sahipleri tarafından soyulmuştur. Şeyhî, Harnamesi'nde içinde yaşadığı toplumun bozuk yönlerini öküzlere besili ineklere özenen, onlar gibi olmaya çalışan ama sonunda kuyruk ve kulaklarını kaybeden bir eşek örneğiyle dile getirir. Zayıf bir eşek vardı Yük çekmekten anası ağlardı   Bazen odun çeker, bazen su taşırdı Gece gündüz sıkıntılıydı   O kadar ağır yükler taşıdı ki Yaralardan tüyü kalmadı   Onu görenler Sanki bir iskelet gidiyor diyordu Bir gün sahibi onu himaye eder gözetir Ona iyilik eder   Sırtından palanını alır ve otlamaya salar Eşek otlayarak ilerler   Otlakta yürüyen öküzleri görür Gözleri ateşli, göğüsleri gergin ve dolgun   Otlağı sömürüp yerlerdi Ki kıllarını çekince kanları damlardı   Bazılarının boynuzları ay gibi Kimisinin de halka halka yay gibi   Miskin eşek gezip dolaşırken Sığırları görünce şaştı kaldı   İçleri rahat yürüyorlar Bazen de dinleniyorlardı   Ne yular dertleri vardı ne palan üzüntüsü Ne de yük altında hasta ve şikayetçiydiler   Eşek bu hali garip buldu çok şaşırdı Kendi durumunu gözünün önüne getirdi   Dedi ki “Biz bunlarla aynı yaratılışdayız Elde ayakta şekilde aynıyız   Bunların başına taç giydirilmesi neden Bize bu ihtiyaç ve yoksulluk neden   Dedi ki “Eşeklerin en akıllısı falancadan Başkası bu müşkilimi halledemez   Gerçekten de kavrayışlı bir eşek vardı Hem üst sınıfta hem zekiydi   Yük altında yağları eritip Çok çağlar görmüş geçirmişti   Bizim miskin eşek o ulu eşeğin yanına vardı Yüz sürdü dedi ki ey yüce kişi   Sen eşekler içinde en olgun eşeksin Akıllısın şeyhsin ehilsin, fazılsın   Kuşku yok sen eşeksin bilgesin büyüksün Benim bir sorun var kerem eyle bunu hallet   Bugün otlakta öküzler gördüm Göğüslerini gererek yürüyorlardı   Her biri semiz ve kuvvetli İçleri dışları yağlı etli   Bize nedenini açıkla. Şu sultanlık tacı Niçin bunlara layık görüldü   Madem yük taşımakta biz onlardan üstünüz Peki neden biz boynuza layık olmadık   Pir eşek dedi ki Ey bela bağına tutsak olmuş eşek   Bu işin aslını astarını dinle Aklında noksanlık yoksa nedenini anla   Yaratan Allah öküzü yaratınca Öküzleri rızk nedeni kıldı   Öküzler gece gündüz buğday işler Buğday otlar buğday dişlerler   Aziz buğdaya bu öküzler besep olduğu için Allah bunlara o yüceliği verdi   Devlet tacı başlarına kondu İçleri ve dışları yağ ile et ile doldu   Bizim büyük işimiz odundur İçimize ateş koyan o değersiz nesnedir   Gerçek buyruksa Boynuz bir yana kulak ve kuyruk bile bize çoktur   Cılız, hasta, dertli eşek Pir eşeğin yanından dertleri artmış olarak ayrıldı   Kendi kendine bu işin aslı kolaylaştı dedi Çünkü kitaptaki bölüm açıklandı   Gideyim ben de buğday işleyeyim O işte yazlayıp kışlayayım   Daha ne kadar odunla dayak yiyeceğim Öküzler gibi buğdayla uğraşıp yücelikler bulayım   Giderken yeşermiş bir ekin tarlası gördü Sanki o ekine kin tutardı   Aşkla tarlaya gidip işlemeye başladı Bazen ayağıyla çiğniyor bazen dişiyle yiyordu   Yeşermiş arpayı gören aç eşek Can derdine ilaç buldu   Arpayı istekle kavradığı her keresinde Toprağını da eşek yüküyle götürdü   Ekini öylesine iştahla yedi ki tarla çıplak kaldı Görenler ne acayip ekilmemiş tarla derdi   Yiye yiye karnı doydu müziğe başladı Yere yattı yuvarlandı ağnandı   Söyleyip çağırmaya Ağır yüklerini anarak anırmaya başladı   Eşek seslerin en çirkinini çıkarınca Ekinli tarlanın sahibi sesini duydu   Eline sopayı aldığı gibi yola çıktı Tarlasının halini görünce inledi   Gördü ki tarla ekinden temizlenmiş Yeşil tarla kara toprak olmuş   Küfretmekle yüreği soğumadı Eşeği döverek kendisini yatıştıramadı   Bıçağını çekip başka yerlerini bıraktı Ama eşeğin kulağını ve kuyruğunu kesti   Eşek gözyaşı içinde kan dökerek Canı acıyarak kaçmaya başladı   Yolda aniden karşısına pir eşek çıktı Ne olduğunu sordu, eşek feryat figan   Batıl isteyerek haktan ayrıldım Boynuz umdum kulaktan ayrıldım   Arpaya muhtaç yoksul bir eşekken Başıma taç konmasını beklerdim   Helalinden rızk isterken Bütün servetimi haramilere kaptırdım   Şeyhî’nin Harnamesi her zaman için ibret alınacak bir hikaye olarak okunmalıdır. Toplumun bozuk yönlerini ıslah etmek yerine onlardan istifade etmek için çalışanlar, hak hukuk anlayışını bir kenara bırakarak milletin hakkını gasp edenler veya onlara özenenler kısa vadede kazanabilirler ama uzun vadede hep kaybeden olurlar.