Halkı (cemaati), kar, yağmur, güneşten korumak sevap değil mi?- Abdullah LEBLEBİCİ- Yeni Meram Gazetesi
Haklı olduğum ortaya çıktı, ben demiştim, demeyi oldu olası sevmem. Ancak bazen öyle olaylar başımıza geliyor ki, tekrar hatırlatmak elzem oluyor. Şimdi sizlere iki yazımdan bahsedeceğim. İlki 23.12.2012 tarihinde “Cemaat yağmur ve güneşten korunmalı.” İkincisi 11.08.1013 tarihinde “Cemaat yağmur ve güneşten korunamayacak.” 23.12 2012 tarihli yazımda, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE ÇAĞRI YAPMIŞ, “Seydişehir' de son aylarda Sivil Toplum kuruluşları bir araya gelerek, ziyaretlere, açılışlara ve yemeklere toplu olarak katılıyor. (Bu durum aynen devam ediyor) Bu oluşuma bir öneri yapmak istiyorum. Her şeyi belediyeden beklemek olmaz, zira belediye zaten bütün camilerimize gerekli yardımı yapıyor. Oda, Dernek ve Sendika başkanlarından oluşan heyet aralarında yardımlaşma yaparak Seyit Harun camii önündeki alana seyyar büyük bir şemsiye kazandırmalı. Sivil toplum örgütlerine büyük külfet getirecek bir durum değil. Ayrıca insanlarımızın dua edeceği güzel bir hizmet olacağı kanaatindeyim. Böylece hem cami cemaati hem de Türbe ve Cami ziyaretine gelenler, yağmurdan ve güneşten korunmuş olacaktır” DEDİM…
DEDİM AMA…
“Sivil Toplum Kuruluşlarının bazı başkanları konuya sıcak baktı ama bir sonuca ulaşılamadı. Çağrıma zamanın Belediye yönetimi cevap verdi, basit ama çok önemli bir işlevi yerine getirecek, cemaati yağmur ve güneşten koruyacak seyyar şemsiyeyi yaptırdı. Yapılan şemsiyeyi yerinde inceledim, açılır kapanır ve aynı zamanda tekerlekli, caminin genel görünümünü etkilemediği gibi şıklığı ile de dikkatimi çekti. Cami cemaatinden görüşlerini aldıklarım oldu. Olumlu bulduklarını ve emeği geçenlere teşekkür ettiklerine bizzat şahit oldum. Memleketimizin klasik çekememezliği yüzünden 2013 tarihindeki Ramazan Bayramından bir gün önce gölgelik şemsiye emirle kaldırıldı.” Geçen süre içinde beğenirsiniz beğenmezsiniz, Seyit Harun projesi tamamlandı, hizmete girdi. Böylece cami önü tamamen açıldı.
Kurban Bayramının 2. Günü öğle namazından sonra resmi bayramlaşma cami önünde yapıldı. Saat 13,30 sıcaklık 35 derece, bir iki dakika bile güneşin altında durmak imkânsız. Bayramlaşma da yapılmalı. Mecburiyetten yasak savar gibi yapıldı alel acele şehitliğe gidildi. Ağaçların altında gölge de önceden hazırlanmış taburelere oturularak derin bir nefes alındı. 12 YIL ÖNCE GÜNDEME GETİRDİM. BİR DAHA HATIRLATAYIM. Kaymakamlık mı? Belediye mi? Diyanet mi? Sivil Toplum kuruluşları mı? El hasılı, kim yaparsa yapsın. “Halkı (cemaati), kar, yağmur, güneşten korumak sevap değil mi?
leblebicia@gmail.com