Haçlı-Siyon ittifakı her an pusuda- Mustafa KAPLAN- Yeni Meram Gazetesi
Geçtiğimiz cumartesi günü 27 Nisan 2007 günlü Genelkurmay bildirisinin 17. yıl dönümü idi. Cumhurbaşkanı A. N. Sezer’in görev süresi dolmakta olup mecliste çoğunluk olan Ak Parti mevcut anayasa gereğince cumhurbaşkanlığı seçimi yapacaktı. Vesayetçi olan güçler başta askerler olmak üzere buna izin veremezlerdi. Onun için hemen Genelkurmay Bşk. Yaşar Büyükanıt internet sitesine seçilecek cumhurbaşkanının sözde değil özde cumhuriyete bağlı olması gerektiğini muhtevi bir bildiri koydu. Ertesi gün hükümet sözcüsü de karşı bir açıklama yaptı. Ortam gerildi. Meclisteki bazı partiler dik duramadı. Neticede erken genel seçim yapıldı. O seçimde dik duramayan partileri halk baraj altı bıraktı. Ak parti %47 oy alarak seçimi kazandı. Şu anda zebanilerine kavuşmuş olan başsavcı Sabih Kanadoğlu bu defa 367 krizi çıkardı. AYM’de bu krizi destekledi. Yani TBMM’nin toplanabilmesi ve seçim yapması için mecliste 367 milletvekili olması ve bu kadar da seçilen kimsenin oy alması gereklidir, iddiasıydı bu. Sonuçta bu kriz de MHP’nin Meclise girmesi ve 3. turda salt çoğunluk şartı sağlanmasıyla aşıldı. Başta Erdoğan olmak üzere Ak Partililerin ölümü dahi göze alarak dik durması sayesinde Türk demokrasisi büyük bir imtihanı da başarı ile geçti. Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçildi.
Tarihimizde çok sayıda ihtilal, ihtilal girişimi olmuştur. Bu girişimler zayıf hükümetler ve liderler karşısında başarılı da olmuştur. Selçuklu ve Osmanlı’da da durum böyledir. Mesela Osmanlı’nın ilk 10 padişahı döneminde başarılı olamamışlar sonrasında gelen 26 padişahtan 12’si tahtan indirilmiş, 6 tanesi de öldürülmüş. Tahttan indirilen 2. Abdülhamit güçlü ve dirayetli bir padişahtı. Ama uluslararası bir komplo ile karşı karşıya kaldı ve Meclis darbesi ile görevden uzaklaştırıldı. Öldürülen padişahlardan 2. Osman -Genç Osman- ve Abdülaziz ise başarılı ve dirayetli olmalarına rağmen maalesef darbe yemekten kurtulamamışlardır.
Osmanlı’nın gerileme ve duraklama devirleri bu 26 padişah zamanında olmuştur. Buna da en önemli neden 1. Ahmet’in Fatih’in getirdiği kardeş katli yolunu kapatıp, şimşirlik denen Osmanlı ailesinden en büyük erkek evladın tahta geçmesi sistemini getirmesidir. Böylece güçlü, lider özellikleri olan şehzadeler yerine, zayıf karakterli hatta deli olanlar bile padişah olabilmiştir. Oysa yönetmek işi ayrı bir kabiliyet, bilgi ve birikim ister. 26 padişah içinde böylesi çok azdır. Onun içindir ki koskoca imparatorluk aciz ellerde, düşman oyunlar ile çar çur edilmiştir. Cumhuriyet döneminde bile 15 Temmuz 2016’ya kadar bu da dahil, arkasını ABD ve NATO’ya dayayan vesayet odakları, şer güçler her zaman demokrasiye kast etmiş, seçilmiş hükümete silah göstermiştir. Kanlar akıtılmış, canlar verilmiştir. Son iki kalkışmasında millet demokrasiye ve seçilmişlere sahip çıkmış, şer odaklara geçit vermemiştir. Tarih boyunca bulunduğumuz coğrafyada Türklerden başka hiçbir millet en az bin yıl kalamamıştır. Haçlı-Siyon ittifakı her an pusuda… Bizi bu topraklardan atmak için boş durmuyor, durmayacak. Bunun için ümmet olara birlik ve beraberliğimizi koruyarak güçlü olmak zorundayız.