GÜNDEM SURİYE- Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi
Göğsümüz kabararak izlemekteyiz Türkiye’nin Suriye’deki etkin rolünü. Bizim haklı gerçeği görmeyenlerimiz, duymayanlarımız var. Hala eski muhalefet çizgisinden bir milim dahi ayrılmayanlar var. Rahmetli İsmet İnönü mantığındalar çünkü. “İktidar ya da rakibimiz ne yaparsa yapsın övmeyeceksiniz. Muhalefet yapmak gerekir der. CHP, o gün bugündür iktidarın yaptıklarını eleştirmeyi siyaset sanırlar. Muhalefette kalmak da kaçınılmaz kader oluyor. Gerçi onlarca yıllık muhalefet partisi olmalarına rağmen muhalefeti de beceremiyorlar. Proje üretemiyorlar. İktidar olabilecek söylemleri de yok.
Bugün farklı bir yöntem deneyelim arzu ederseniz. Suriye politikaları ile yurt içi değil yurt dışı söylemlerini dile getirelim. Kimlerin görüşleri derseniz ABD’nin 47. Dönem Başkanı Donald Trump, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mattew Miller ve Beyaz Saray Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby’nin basına yaptığı açıklamalar.
Başkan Trump Suriye’deki son gelişmeleri değerlendirirken şu ifadeleri söyledi. “Türkiye çok akıllı. (Cumhurbaşkanı Erdoğan) çok akıllı bir adam ve çok güçlü. Esad’in çocuklara yaptığıyla bir kasap olduğunu söyleyebilirim.” Daha önemlisi “ABD’nin bölgede Türkiye ile çalışabileceğini” vurguladı. Daha da önemlisi “Türkiye önemli bir güç ve Erdoğan iyi anlaştığım biri. Büyük bir askeri gücü var. Bu gücü savaşlarda yıpratmadı. Çok güçlü ve etkili bir ordusu var.”
Buyurun efendim. Bu ifadeler yeni seçilmiş, çiçeği burnunda bir başkana ait değil. Önceki dönem başkanlık yapmış ve mevcut başkan ve yaverleri ile mücadele etmiş bir isim. Millet olarak içeriye bir kulak tıkama huyumuz var. Bazılarının hayranlıkla izlediği ABD’nin Başkanı, “Hizmet sürecinde Türkiye ile ortak çalışacağız.” diyor.
Yıllarca Suriye’ye hamilik yapmış Rusya, Suriye’yi terk etmiş. Suriye’de dini ritüellerini ön plana çıkarıp orada tırnak tutmak derdinde olan İran da çekilmiş. Hulasa irili ufaklı ABD, Rusya, İran, Irak, Suriye, Almanya ve diğerleri Türkiye’nin etkin rolünü kabullenmiş durumda. Ana muhalefet hangi hâleti ruhiye içinde derseniz Moskova’da sığınmacı konumundaki kasap Esad’dan randevu almanın peşindedirler muhtemelen.
Yurt dışı açıklamalara devam edelim. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mattew Miller, incilerini mecburen döküyor. “Türkiye’nin ABD’nin terör örgütü olarak tanımladığı bir örgüt olan PKK’ya karşı meşru harekete geçme hakkını tanıyoruz.” Dikkat ettiyseniz YPG’den bahsetmiyor. Onlar da PKK’nın Suriye’deki versiyonunun YPG olduğunu çok iyi biliyorlar. Ancak yanlış ata oynadılar. Binlerce tır silah, binlerce kişiye eğitim.
ABD şu anda Suriye içerisinde faaliyette bulunan PKK- YPG terör unsurlarının legalleşmesini ve faaliyetleri ile ilgili çözüm aramaktalar. Belki bu terör unsurlarının bazı bölgelerde halk ve muhalif güçler tarafından taşlandığını bilmiyorlar mı?
ABD’den bir diğer yetkili, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby, gazetelere açıklama yapıyor. Bir gazetecinin Başkan Trump’un, “Suriye’nin anahtarı Türkiye’nin elinde” ifadesini hatırlattı ve görüşlerini sordu. Kirby, “Son 14 yıldır olduğu gibi, Suriye’de sonuç ne olursa olsun Türklerin burada önemli bir oyuncu olduğuna şüphe yok.” dedi. Bir önemli vurgulama da şu, Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in bu yüzden Türkiye’ye gittiğini ve burada Suriye ile ilgili bütün başlıkları ele aldığını ifade etti.
Ayrıca Kirby, Türklerin terörist faaliyetlerden endişe duymasını anlayabilirsiniz. Suriye sınırında bir terör tehdidi var. Ve Türk vatandaşları bu faaliyetlerin kurbanı oldu. Bu konuda Türkleri suçlayamazsınız.” Dedi. Türkiye’nin yurt dışından gelen ve Suriye’deki konumunu ve etkilediğini onlarca ülke kabul ediyor, etmekte ve edecektir.
Ülkemiz idareciler başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere Cumhurbaşkanlığı Kabinesi ile silahlı kuvvetleri ile istihbarat unsurları ile hava silahları unsurları ile gereğini yaptılar. Trump’un konuşması laf değil. On yıllardır Karabağ’a çöreklenen Ermenistan’ı oradan çıkartan akıl, Suriye’de de, Irak’ta da gereğini yapacaktır.
Eskiden rahmetli Ecevit, rahmetli Baykal Sosyalist Enternational toplantısına katılırlardı. Türkiye’yi satmadan, ülkeyi onlara şikâyet etmeden. Ya şimdi…
Muhalefete önerimiz şu. Her şeyin bir ilki var. Yapılan iyi ve güzel şeyleri takdir edin. Ülkenin buna ihtiyacı var. Bir de ana muhalefet gündemimizi bırakıp ülkenin hayrına ve kalkınmasına katkıda bulunabilecek projeler üretin lütfen.
Ülke, dostuyla düşmanıyla bizim. Onu yüceltmek de boynumuzun borcu.