GÜÇ ABD'Yİ SARHOŞ ETTİ-Lütfi AYHAN-Yeni Meram Gazetesi
Son üç asırdır dünyaya maddi anlamda her alanda hâkim olan batı, despotlukta, kıyımda, zulümde sınır tanımıyor. Ele geçirdiği ekonomik gücü bilime ve teknolojiye aktarınca dünyanın diğer coğrafyalarındaki milletlere devletlere büyük fark atarak büyük bir üstünlük sağladı, yaptığı buluşlarla rakipleri ile (yani Asya ve Afrika toplumları ve İslam Dünyası) olan güç farkını iyice açtı. Bu güç onun başını döndürdü, döndürmeye de devam ediyor. (Misal; Irak ve Libya'da yaptıkları, Gazze'de, Lübnan da, Rusya da İsrail'e ve Ukrayna'ya yaptırdıkları) Bu baş dönmesi onu I. ve II. Dünya savaşına itmiş, II. Dünya savaşında birbirlerini yemişler 50 milyondan fazla insanları ölmüştü. Batı, son yıllarda ekonomi, bilim, askeri güç alanlarına ek ve bunlardan farklı ve daha önemli bir sahada da çok büyük bir üstünlük elde etti: İletişim/haberleşme
HALKLARI MAHVEDECEK GÜÇ: SOSYAL MEDYA
Zalim batı, bu güç ile akı kara, batılı hak, mazlumu zalim, despotu merhametli, kötüyü iyi, yanlışı doğru olarak lanse edebiliyor. Bu güç sayesinde milletlerin ve fertlerin hakkı yeniyor. Tüm dünya bu güç karşısında sinmiş durumda. Bu söylediklerim afaki şeyler değil her gün yaşadığımız, gördüğümüz gerçekler. Uluslararası haber ajansılarının kaçta kaçı batılı şirketlere ve devletlere ait? Sinema sektörünü elinde tutan firmalara bir bakın, buralar kimin elinde. ? (Filmler sayesinde ABD, batı kültürünü, Batı'nın siyasi, sosyal ve dini görüşlerini tüm dünyaya yaydı ve halen de yayıyor). Bu olumsuz manzara internet, sosyal medya ve akıllı telefon ile iyice kötüleşti. Akıllı telefonlar dünya nüfusunun ekserisi tarafından kullanılmaya başlanınca, Batı/ ABD tüm dünyayı adeta kendisine köle etti. Bu karanlık güce hep birlikte gönüllü köle olduk. Sosyal medya uygulamaları insanların çoğunun siyasi, sosyal, dini görüşlerini belirler hale geldi. Sosyal medya, iletişimde öyle bir güç kazandı ki radyoların, gazetelerin, televizyonların, kitapların, dergilerin esamesi okunmaz oldu. Kullanıcı sayısının çokluğuna göre bu uygulamalar şöyle sıralanıyor:
1- WhatsApp
2- Facebook
3- ınstagram
4- You Tube
5- X (Tvetter) ...
Türkiye'de geçen günler de ınstagram kapatılınca nasıl büyük bir tepki oluştu hatırlayın. Yanlış anlamayın tepkiyi bu kurumun sahibinden çok kullanıcılar gösterdiler. Şu tabloya bir bakar mısınız?
Instagram Kullanıcı Sayısına göre ülkeler: Amerika Birleşik Devletleri, 169,65 milyon, Brezilya 134,6 milyon, Endonezya 100,9 milyon, Türkiye 57,1 milyon... Türkiye'de 57 milyon kişi bu uygulama ile günde ne kadar zaman geçiriyor? Bu sayı çok büyük bir etki alanı demektir. Yani bu firmanın sahibi ve ipin ucunu elinde tutan kişi, ülkelerin kamuoyunu istediği gibi yönlendirme gücünü elde etmiş durumda. Bu teze en bariz örnek İsrail'in Filistin'de yaptığı zulümlerin dünyaya yansıması. Bakmayın siz Türkiye gibi birkaç ülkede halkın ekseriyetinin İsrail'i zalim, Filistinlileri mazlum gördüğüne. Dünyaya yön veren güçlü devletlerin halkları manzarayı şöyle görüyor: "Masum ve mazlum! Hep zulüm görmüş! Dışlanmış! Almanya'da fırınlarda yakılmış Yahudileri, İngilizler, " küçük bir yurtları olsun da huzur bulsunlar!" diye bu günkü Filistin topraklarına yerleştirdiler. Lakin bu masum! Millete burada da acımasız! Cahil! Zalim! Kan dökücü Müslümanlar! Musallat oldular! En son 7 Ekimde bu zalimler! İsrail'e yine çok büyük bir saldırı yaptılar! Zavallı! Yahudiler çoluk çocuk katledildiler..." Durum bu. Pekiyi bu nasıl oldu? Zalim nasıl mazlum konuma geldi? İletişimi, haberleşmeyi (bilhassa) sosyal medyayı ellerinde bulundurmaları sayesinde. Dünyaya hâkim olan Batı ne diyordu: "Basın özgürlüğü, barış, demokrasi, insan hakları, hukuk, bilim özgürlüğü, akademik hürriyet; savaşlarda kadınlara, çocuklara, yaşlılara, sivillere dokunulamaz..." Bunların hepsi İsrail tarafından çiğnendi, çiğneniyor. Pekiyi batıdan "tıs" var mı? Yok. Niçin?
Dünyada olduğu gibi maalesef ülkemizde de durum pek farklı değil. Sosyal medyada güçlü olanlar (Batının desteklediği kişiler, gruplar) gündemi belirleyip akı kara, hakkı batıl, yanlışı doğru gösterebiliyorlar. Buna örnek çok fazla var ülkemizde. Onun için misal yazmayacağım. Sadece şunu söyleyeceğim; Sıla Bebek ve Masum Narin'in ölümlerinde (ki herkes gibi bende bu iki çirkin, pis olayı lanetliyorum) bile bazı "vicdansızlar" bazı "şeytanın dostları" bu kanlı olayları bahane ederek milletin huzurunu halkın birliğini bozmak için çok çaba sarf ettiler. Burada en çok kullandıkları maalesef yine sosyal medya oldu. Netice olarak kanlı, zalim ve güçlü batıyı yenebilmek için bilimde, ekonomide, askeri ve iletişim alanında onları geçmek zorundayız. Aksi halde Âdemoğulları rahat ve huzura eremeyecektir.