DİĞER KATEGORİLER

GÖÇ-SAVAŞ-COĞRAFYA

GÖÇ-SAVAŞ-COĞRAFYA- Evren ATCI- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Son günlerde Suriye’de yaşanan gelişmeler ile yine ülkemizde yaşayan Suriyeli Göçmenlerin durumu ülke gündemine oturdu. Suriye’nin devrik lideri ülkesini terk ederek müttefiki Rusya’ya doğru yola çıkarken tüm dünya uçak radarlarından Suriye’nin devrik liderinin ülkeden kaçışını adeta 1990’ların bir polisiye filmi gibi izledi. Kimsenin bıraktığı enkaz aklına bile gelmedi. Oysa Esad sadece ülkesine değil tüm komşu coğrafyaya Ortadoğu Çıkmazını bırakmış arkasına bile bakmadan gidiyordu, Herkesin aklında deli sorular dönerken, Birinci Dünya Savaşını bitiren Wilson’un ilkeleri bugüne çözüm bulabilir miydi? Her ulus nüfus olarak çoğunlukta olduğu bölgede kendi kaderini kendi belirleyebilir miydi? Yoksa bunu yapmaya muktedir değiller miydi? Batı kendi söylemini ve kültürel hegomanyasını adeta bir balyoz gibi dünyanın kafasına kafasına vuruyordu gene. Televizyonlar Suriye’deki savaş görüntüleri eşliğinde coğrafyanın kimsesizliğini yine tüm dünyanın yüzüne vuruyordu. Bugün de bir asır sonra dünyada değişen bir şey yok muydu? Yine kan ve göz yaşı bölgede hakimdi elbette. Peki bu kadar savaşın kan ve göz yaşının ardında ne olabilir, tabiki dünya hakimiyeti bizim kültümüzdeki adıyla İ′la-yı Kelimetullah’ı yayma anlayışı. Görüntüleri bırakıp oraya mı bakmalıydık.
Bu anlamda dünyada en çok kabul gören teoriler arasında kara, deniz, hava hakimiyet teorileri geliyor. Günümüzdeki durumu anlamak için İngiliz coğrafyacısı ve jeopolitikçi Halford Mackinder’in Heartland Teorisi’ni anlamak devletlerin bu puslu ortamda yön bulmasına büyük katkı sağlayacağa benziyor. Mackinder’in tezinin özü ise şu, “Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının bütünü dünya adasını oluşturur. Bu Eski kara kütlelerinin dışında kalan Amerika, Avustralya ve Antarktika gibi kıtalar ise, Dünya Adasının Uydularını teşkil ederler. Dünya Adası içinde kalan, Doğu Avrupa ile Sibirya bölgesi, dünyanın “Heartland’ı (kalp Sahası)” nı oluşturur. Heartland’ın çevresindeki Balkanlardan Çin’e kadar uzanan saha ise “İç veya Kenar Hilâl” ya da “Rimland” kuşağıdır. Bunun dışında kalan Amerika-Afrika-Avustralya-Japonya hattı ise “Dış veya Kenar Hilâl” ya da “Dünya Adasının Peykleri” olarak kabul edilir.” Mackinder, Dünya’yı bu şekilde tasnif ettikten sonra, teori oluşturan görüşünü şu şekilde sonuçlandırıyor: “Doğu Avrupa’ya hükmeden bir devlet Heartland’a hâkim olur. Heartland’a hükmeden ise öncelikle İç Kenar Hilâl’e ya da Rimland’a hükmeder. Sonra da Dış-kenar Hilâl’e yani bütün dünyaya hâkim olur” günümüzde de tüm ülkelerin savaşı işte bu doğrultuda gerçekleşiyor. Yani Gerek Suriye gerekse Türkiye dünya adasının vazgeçilmez lokasyonları arasında tüm Avrupa kıtası buraya gözlerini dikmiş durumdalar. Yüz yıl önce Osmanlı Devleti’nin tarih sahnesinden çekilmesiyle yeni dünya düzeninin kurulmaya başlamasının ikinci adımı Irak’ın işgali ile başlatılmıştı. Ardından Suriye geldi? Peki şimdi sıra kimde? Tüm bu gelişmeleri iyi okuyarak “coğrafya savaşmak içindir” sözünü unutmayarak adımlar atılmalı.