DİĞER KATEGORİLER

GENÇLERİMİZ VE ÇOCUKLARIMIZ ÖĞÜTÜLÜYOR

GENÇLERİMİZ VE ÇOCUKLARIMIZ ÖĞÜTÜLÜYOR- Mustafa KAPLAN- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Hac ibadetinden sonra hiç deniz tatiline gitmedim. Hep kaplıcalara gidiyorum. Bu yıl kaplıcaya Ilgın’a gittik. Daha önce de çok gittim. Suyu bana iyi geliyor. Bir gün çay içerken garson genç dikkatimi çekti. Eli ayağı düzgün, iyi konuşan biri… Biraz sohbet ettik. Emekli öğretmen ve avukat olduğumu söyleyince o da amca ben de Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Edebiyat mezunuyum, ağlamaklı bir sesle ama atanamadım çalışmakta zorunda olduğum için burada garsonluk yapıyorum, dedi.
Bizim sülalede öğretmen çok… Ben aynı okulun Matematik Bölümünü 1978 yılında bitirmiştim. Biz okulu bitirince hemen atanıyorduk. Yüreğim ağzıma geldi. Baktım gencin gözü yaşlı benim de gözlerim doldu. Biraz teselli ettim, genç gitti. Düşündüm. Bize son sınıfta iken bile bazı hocalarımız derste hoca diye hitap ediyordu. Bu hal ne böyle? Tabi ki öğretmen bilgili, donanımlı olacak. Devlet öğretmen alırken seçme hakkına da sahip olmalıdır. Bu atanamama durumu sadece Eğitim Fakültesi mezunlarında değil, okulu olan her meslekte böyle... Devlet herkese de iş veremez ki…
Peki suç kimde? Burada suçun tamamı kesinlikle gençlerde değil. Birinci suçlu toplum ve aile ikinci suçlu devlet üçüncü suçluya da belki gençler diyebiliriz. Toplumda ve ailede eskiden beri çocukları oku da adam ol, diye yetiştiriyoruz. Çocuk bilinç altına hep bu güdü ile yaşıyor. Ortaokul, lise bitiyor genç geliyor 17-18 yaşına sanat öğrenme çağı geçiyor. Hadi üniversite kapısına… Şimdilerde kapıda yığılan öğrencilere çözüm olsun diye devlette işi giderek basitleştirip üniversiteye girişleri kolaylaştırdı. Liseyi bitiren hemen hemen her genç üniversite mezunu da oluyor. Her üniversite bitirene de elbette iş yok. Sonra al sana üniversite mezunu işsizler ordusu… Araştırdım şimdi ülkemizde üniversiteli mezun oranı nüfusun %24 imiş. Eskiden bu oran %6-7 idi. Şu anda bu oran Avrupa’da %11, Amerika’da %14… Yurdumuzda orta öğretimin hali de içler acısı… Çocuklar bilgisiz donanımsız adları ‘Anadolu Liseleri’ olsa da ‘Düz Liseyi’ bitiriyorlar. Yani eğitim sistemimiz boşa dönen değirmen… Gençlerimizi, çocuklarımızı boşa öğütüyor. Meslek liselerimiz tecrübe kazandıramıyorsa da nazari olarak bir şeyler veriyor. İyi kötü işte buluyorlar. Onlar da ıslah edilmeye, düzenlemeye muhtaçtır. Diğer yandan sanayide çoğu iş yeri de eleman arıyor. Çırak işçi arıyor. Diğer sanat dallarında da hal böyle berberlik gibi… Milli Eğitim Bakanlığı şimdilerde bu duruma çözüm bulmaya çalışıyor. Çeşitli plan ve programlar uyguluyor. Mesela 3 gün iş yerine 2 gün okul uygulaması gibi… Çocuk bu yöntemle hem sanat öğreniyor hem de diploma sahibi oluyor. Bu plan ve programlar daha da geliştirilmeli. Elbette tahsil çok güzel… Yüce kitabımız Kuran oku emri ile başlıyor. Okuyalım ama ya iş sahibi yapacak bir okul bitirelim ya da meslek öğrenelim. Burada ailelere büyük sorumluluk düşüyor. Yavrularımıza diploma kazandırıp boş sokağa göndermek yerine meslek edindirelim.