Futbolumuzu uçuran, kaçıran, görev başında olan kim varsa düşün artık yakamızdan- Abdullah LEBLEBİCİ- Yeni Meram Gazetesi
Ülke olarak yaşadığımız büyük felaket sonrasında, içimizi bir nebze rahatlatacak, yüzümüzü güldürecek bir sonuç bekliyorduk Milli Takımdan.
Mutluluğumuzu kursağımızda bıraktınız.
EURO 2024 Elemeleri D Grubu ilk maçında Ermenistan karşısında ortaya konulan oyundan memnun olan yok. Maçın tek iyi tarafı alınan üç puandı.
Diğer yandan Hırvatistan evinde Galler ile 1-1 berabere kalınca gurubunda lideri olunca bir anda uçtuk kaçtık.
Bu maç ile Stefan Kuntz’a verilen süre doldu. Bu kadar zamanda oyuncuları, takımı ve Türk halkını tanımayan, iyi bir takım oluşturamayan hocanın takımın başında ne işi var?
Bireysel olarak yetenekli oyuncularımız var diyoruz. İş takım oyununa gelince ortada topa hakim olan, oyuna ise hâkim olamayan tuhaf bir topluluk var.
Bu zamana kadar, Şenol Güneş’i boşuna mı eleştirdik? Geldiğimiz noktada Kuntz’un Güneş'ten ne farkı var?
Tek gerçek. O da, ortada ne oynadığını bilmeyen bir takım var.
Ermenistan karşısında Mert olmasa berabere kalırdık, yenilme ihtimalimiz bile vardı. Milli Takım taraftarı ve bir spor yazarı olarak artık acı çekmek istemiyorum.
Bu düşünceler içimden geçerken, çıktık Hırvatistan maçına.
Kolay değil Dünya üçüncüsü takıma karşı oynuyoruz.
Ermenistan maçı eksiği fazlası ile artık geride kaldı. Rakip Hırvatistan, bu öyle bir maç ki, kazandığımız zaman hem rakibimizin 5 puan önüne geçeceğiz, hem de büyük özgüven kazanacağız. Derken bir anda 3. sıraya geriledik.
Ermenistan maçına göre mücadeleci ve daha baskılı başladık, ellerini kollarını sallayarak ceza alanımızın önüne gelmelerine izin vermedik.
Bireysel başarılarına göre çok iyi oyunculara sahip, bunun yanında takım oyununu da iyi oynayan bir ekip var karşımızda.
Ön alanda baskı yapıp, kaybettiğimiz topları da kısa sürede geri kazanmamız, maça ayrıca motive olduğumuzun göstergesi olarak değerlendiriyordum.
İlk 20 dakikada dört önemli pozisyon yakalayıp gol bulamadık. Buna karşılık 20. dakikada kalemize bir defa geldiler ve Kovacic’in ayağından golü buldular. 0-1
Bu dakikadan sonra topa hakim olsak da oyunun hakimiyeti rakibe geçti. Kalemize her geldiklerinde yüreği ağzına gelmeyen bir kişinin olmadığını düşünüyorum.
Bunu bize yaşatmaya hakkınız yok düşünceleri içimden geçerken kaptırdığımız top 45+4’de kalemizde gol oldu. Şimdi sormaya hakkımız yok mu, “BU NASIL BİR DEFANS ANLAYIŞI”…
İkinci yarıda ne oynadığımızı bilen, anlayan varsa bana da söylesin bende bileyim. Adamlar öyle profesyonel oynadılar ki, pozisyon dahi vermediler. Oyuncularımızı da kenardaki teknik ekibi de bir güzel uyuttular.
Maçın sonunda şu ifadeyi kullanmak zorunda bıraktınız ya.
“Futbolumuzu uçuran, kaçıran yorumcu, görev başında olan yönetici, sahada ki oyuncu hepiniz düşün artık yakamızdan”…