FUAR ALANI…-Kerim ÇINAR- Yeni Meram Gazetesi
Tarihte Konya; eski bir Roma kenti, Selçuklu başkenti, önemli bir Osmanlı’nın felsefe, ticaret ve kültür kenti olmuştur. Bu nedenle kentte yüzlerce yıllık bir tarihsel ve kültürel birikim bulunmaktadır. Konya, Sille, Meram Bağları, özel bitkisel ve hayvansal varlığı ile önemli bir doğal değerler bütününü bünyesinde barındırmaktadır.
“Osmanlı Türkleri, Türk “paysagiste” bahçesini doğuran görüş ve zihniyeti, yurdumuza gelinceye kadar, etki altında kalmadan içlerinde taşımışlar ve aynı esinle buradaki kompozisyonları yaratmışlardır. Doğaya karşı duydukları saygı ve sevgi ve doğa ortasında kurdukları bahçelerde gösterdikleri itidal ve alçak gönüllüğü 19. yüzyıl başlarına kadar sürdürmüşlerdir.” S.H. Eldem/Mimar
Fuar alanları, Cumhuriyet dönemi modernleşme ve batılılaşma programının kentlerde büyük ölçeklerde yeşil alan oluşturma göstergelerinden biridir. Fuar alanı 1970’lerin başında Konya’da da kentsel alan planlanması ile birlikte oluşturulmuştur.
Konya Fuar Alanı, insanların mevsim ile bağlantılı olarak, yeşil ve açık doğal alan içinde sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak yapılmıştır. Konya kent merkezi içinde önemli bir yeşil alan ve yaz aylarında insanların ziyaret ettiği, buluştuğu ve ailelerin çocuklarıyla gezindiği bir “Şehir Parkı” olarak işlevini uzun yıllar sürdürmüştür.
Genç nesil bilmez ama şu an Kültür Park'ın bulunduğu alan, Konya'nın “fuar” alanıydı. 1970 yılında hizmete açılan, içerisinde tarihi Dede Bahçesi ve Türkiye'nin ilk Tenis kortlarından birine sahip olan fuar alanı, kentsel dönüşüm ile bugünkü “Kültür Park” halini almıştır.
Eski “Fuar alanı”, bir doğa parkı niteliğinde; sessizlik, sakinlik ve dinginliği sağlayan yaya, taşıt, servis ulaşım yolları ile düzenlenmiş bir alandı. Yeşilin görsel ve fonksiyonel bütünlüğünü sağlayan peyzaj düzenlemesi, su öğesi, su ile yeşil dokuyu kaynaştıran ve doğal ortamları çağrıştıran, güncel ve yoğun kullanım alanları, çay bahçeleri, kafeler ile doğa parkının bütünleşik olarak yetişkin ağaç dokusunun bulunduğu özgün bir alandı.
Fuar alanına girişi sağlayan üç kapısı vardı. Kapıların en büyüğü ise, Alâeddin tepesine bakan taraftaki ana giriş kapısıdır. Esas giriş kapısı, sille taşından yığma kagir oval biçimde yapılmıştır. Ana kapı daha sonra çelik konstrüksiyondan sivri Kemer formunda abartılarak tak şekline dönüştürülmüştür. Giriş kapısının iki yanında da kapının formuna benzeyen bilet gişeleri bulunurdu. Fuarın açılış günü törenler yapılır ve ilk gün giriş ücretsiz olduğu için yoğun bir ziyaretçi akını olurdu.
Fuar alanında çay bahçeleri ve yeşil alanların yanı sıra içerisinde lunapark da bulunmaktaydı. Dönme dolaplar, atlı karıncalar ve çarpışan arabalar ile çocukların rüyalarını ve heyecanlarını süsleyen bir alandı. Her kesimden halkın eğlenme, dinlenme ve sosyalleşme alanlarından biriydi. Fuar alanı kent içerisinde sayılı alanlardan biri ve şehrin en büyük parkı olması nedeniyle filmlere sahne olmuştur. Hem göze hem kulağa hem de ruha hitap etmesiyle fuar alanı yıllar sonra bile özlemle anılan mekanlardan biri olarak hafızalarda yer etmiştir.
Fuar alanı yeşil içerisinde kademeli su havuzları, şelaleler ve küçük gözlerden oluşan zengin görsel ve aktif bir peyzaja sahip bir alandı. Kendi içerisinde yeşil alan ve sille taşından sert zeminlerin uyumundan ve birbirini tamamlayan alanlardan oluşan kademeli havuzlar ve su kanallarının akışkanlığı insanlara huzur veriyordu. Fuar, insanların yaz akşamları ve gündüzleri buluştuğu çok değerli kentsel mekân olmuştur. Kısacası, Fuar alanı yıllarca kent içerisinde yeşil ve doğal kalabilmiş önemli alanlardan biri olmuştur.
.
Ancak, 2008 yılı sonunda başlayan kentsel dönüşüm planlaması ile; ana ulaşım yollarının genişletilmesi ve yeni ulaşım ağının planlaması ve yeni imar planlarının da öngördüğü şekliyle, fuarın çevresindeki duvarlar ve kapılar yıkılarak, kültür park olacak şekilde alanın yeniden projelendirilmesi yoluna gidilmiştir. Ne var ki; mevcut olan yeşil dokuyu korumak yerine, yeni önerilere göre geçmişten gelen peyzaj dokusu, su kanalları, şelaleler ve havuzlar kapatılmıştır. Alan içerisindeki kapalı sergi reyonları ve fuar gazinosu da yıkılmıştır. Fuarın taşınacağı düşüncesi ile lunapark da kaldırılarak alan tamamen boşaltılmıştır.
Fuar alanı zamanla plansız ve eklektik uygulamalarla fuar alanı özgün niteliğini ve kimliğini kaybetmiştir Fuar alanı zaman içinde eklenti ve bozulmalarla neredeyse bir panayır haline dönüşmüştür. Artık fuar alanı beklenen kültürel ve sosyal faaliyetlerin dışında, her türlü hediyelik eşya, dönerci, köfteci vb. gibi satış yapılan açık pazar alanına dönüşmüş ve köhneleşmiştir. Yeşil alanlar da giderek azalmış ve sert kaplamalı beton alanların oranı olabildiğince artmıştır.
Konya’da kent için simgesel nitelikleri ve kent kimliği ile ilişkileri bulunan fuardan insanlar beklentilerini ve anılarda yer edinen sosyal ve kültürel ilişkiyi artık bulamaz olmuştur. İnsanlar da fuar alanında beklentilerini bulamayınca zamanla kentle olan bağı da zayıflamıştır.
Bu alan için yeni yapılan planlamada ise; Kültür park olacak düşüncesiyle İl halk kütüphanesi tasarlanmış, ancak söz konusu kütüphanenin üç bölümden sadece biri yapılabilmiştir. Daha sonra kafe, kıraathane gibi binalar eklenmiş olsa da yeni planlama, bütüncül olmayan bir tasarım olduğu için alan “Kültür park” niteliğine de kavuşamamıştır.
Binlerce yıllık çevre değerlerinin günümüze kadar ulaşabilen, kent içinde yaşamını sürdürmeye çalışan bazı önemli değerlerin korunarak, yeniden yorumlanarak geliştirilmesine, geçmiş ile gelecek arasında bir bağ oluşturulmasına yönelik doğru kararlar verilemez miydi…?
Konya’nın tarihsel ve kültürel kimliğinin korunması ve geliştirilmesinde Fuar Alanı’nın önemli bir konumu bulunmaktadır.
Konya gibi nüfusu hızla artan ve yeşil dokusu yetersiz olan, suya hasret bir kentin, “Fuar Alanı” gibi Konya ile özdeşleşmiş, simgeleşmiş ve kent merkezi parkı haline gelmiş bir alanın; doğal, kültürel ve simgesel değerlerini korumaya ve geliştirmeye yönelik bir hassasiyetle ele alınması gerekmez mi..?
Sözün özü;
Yarını iyileştirmenin tek yolu, dün ve bugün neyin yanlış yapıldığını bilmektir…!
Sağlıcakla kalın, huzurla kalın…