DİĞER KATEGORİLER

Fatiha’da verdiğimiz söz

Fatiha’da verdiğimiz söz- Hüseyin TOPTAŞ- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6
Kur’an’ın içerdiği esaslar öz olarak Fâtiha’da vardır. Zira övgü ve yüceltilmeye lâyık bir tek Allah’ın varlığı, onun hâkimiyeti, tek mabut oluşu, kulluğun ancak O’na yapılıp O’ndan yardım isteneceği, bu sûrede özlü bir şekilde ifade edilmiştir. Fatiha özümsenmeden yapılacak okumalar, dualar noksan kalmaktadır. Övgüler Rabbimiz yerine bağlı bulunulan şeyhlere yönelmekte, tevhid inancı zedelenmekte, farkına varmadan Müslümanlar şirk bataklığına düşebilmektedirler. Dua için, yardım için hatta mahşer gününün sıkıntılarından kurtulmak için şeyhlerden, kutublardan medet beklenmektedir. Namaz kılan bir mü’min günde en az kırk defa Fatiha suresini okuduğu halde Fatiha’nın mesajından uzak bir hayat yaşamaktadır. Rabbimiz buyuruyor: “Bismillâhirrahmânirrahîm. Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) mâliki Allah’a mahsustur. (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.” Müslim’in rivayet ettiği bir kutsî hadiste Allah Teâlâ’nın, “Namazı (Fâtiha’yı) kulumla kendi aramda yarı yarıya paylaştım ve kulum dilediğini alacaktır” buyurduğu ifade edildikten sonra şöyle devam edilmiştir: Kul (namazda Fâtiha’yı okurken) “Hamd âlemlerin rabbi Allah’a mahsustur” deyince Allah, “Kulum bana hamdetti” buyurur. Kul “rahmân ve rahîm” deyince Allah, “Kulum beni övdü” der. “Ceza gününün tek sahibi” deyince “Kulum benim yüceliğimi dile getirdi” der. “Ancak sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz” deyince “Bu, kulumla benim aramda ortak olan kısımdır ve istediği kulumun olacaktır” buyurur. Kul “Bizi dosdoğru yola ilet; nimetine erdirdiklerinin yoluna; gazaba uğramışların yoluna da, doğrudan sapmışların yoluna da değil!” deyince Allah, “İşte bu, yalnızca kuluma aittir ve kuluma istediği verilecektir” buyurur. Namazda veya namaz dışında Fâtiha’yı okuyan veya dinleyen kimse, sûrenin sonunda “âmin” deyince aynı zamanda meleklerin de “âmin” dedikleri, hem şehâdet hem de gayb âlemlerinde aynı anda dile getirilen bu duanın Allah tarafından kabul buyurulacağı hadislerde açıklanmıştır. (Buhârî, Müslim)