EN ÖNEMLİ DERS HANGİSİ?- Lütfi AYHAN- Yeni Meram Gazetesi
Önce internetten aldığım bazı bilgileri yazayım: Ülkemizde ilk ve orta öğretimde (özel + devlet okulları) yaklaşık 17 milyon, yüksekokullarda ise yaklaşık 7 milyon (devlet + vakıf üniversiteleri) öğrenci eğitim görmekte. Maşallah! Bu sayılar birçok devletin nüfusundan fazla. Gençlik (iyi eğitildiği zaman) milletler için en büyük güç, en büyük hazinedir. Devletlerin /milletlerin İstikbali çocuklar ve gençlerdir.
Bu hafta okullar açıldı. Bu sebepten emekli bir öğretmen olarak başta sayıları takriben 1 milyon 200 bini bulan öğretmenlerimize, yavrularımıza, gençlerimize onların velilerine, yakınlarına ve tüm halkımıza sağlıklı, huzurlu, bereketli, başarılı bir eğitim ve öğretim yılı diliyorum. Ardından başlıktaki soruyu soruyorum: “En önemli ders hangisi?” Her öğretmen kendi dersinin en önemli olduğunu söyler doğrudur. Zaten önemli olmasa devlet o dersi koyar mı? Lakin en önemlisi hangisi? Son asırlarda dünyaya hükmeden Batı, bilimde elde ettiği başarı ile sömürgeciliğe yönelmiş, bu yolda onu büyük bir maddi güce eriştirmiştir. Batı, (kültürel kodları gereği) maddi alanda elde ettiği bu başarıyı kontrol edecek, onu evrensel iyiye, güzele, barışa, esenliğe yönlendirecek vasıtalardan mahrum olduğundan, dünya bir türlü huzura kavuşamıyor, esenliğe, barışa ulaşamıyor. Çünkü fıtrata aykırı bir durum var ortada. Rahmetli Üstad’ın (N.F.K. ) gençliğe hitabesinde sarih bir şekilde belirttiği bu durum, elan geçerliliğini devam ettiriyor. Üstat, o meşhur hitabesinin bir yerinde şöyle der: “…Bir buçuk asırdır yanıp kavrulan, bunca keşfine ve oyuncağına rağmen buhranını yenemeyen ve kurtuluşunu arayan batı adamının bulamadığını, Türkün de yine bir buçuk asırdır işte bu ‘hasta batı adamında’ bulduğunu sandığı şeyi, o mübarek oluş sırrını çözecek ve her sistem ve mezhep, ortada ne kadar hastalık varsa tedavisinin ve ne kadar cennet hayali varsa hakikatinin İslam’da olduğunu gösterecek ve bu tavırla yurduna, İslam âlemine ve bütün insanlığa numunelik teşkil edecek bir gençlik...”
EĞİTİMDE ÖNCELİKLER NE OLMALI
Kelime anlamı, “terbiye etmek, eğitmek olan eğitimin onlarca tanımı var. Bunlardan bir kaçı şöyle: “İnsanlara maddi manevi olumlu davranışlar kazandırma eylemi/işi. "Bir kişiye (veya canlıya) değişik metotlar ve değişik sistemler aracılığı ile akıl ve bilim yolunu takip ederek olumlu davranışlar kazandırma işi.” “İnsanları hem maddi (bedensel, fiziksel) , hem manevi (ruh, vicdan, gönül, akıl…) yönden sağlam, sağlıklı, dengeli yetiştirme işi.
OMUZUMUZDAKİ YÜK ÇOK AĞIR
İlk insandan bu güne kadar dünyayı idare etme sorumluluğunu taşımış, bu ağır yükü omuzlamış çok az millet ve devlet var. (Romalılar, Osmanlılar, İngilizler ve şimdi Amerikalılar) Bu devletlerin kendi halklarını ve dünyayı yüzde yüz iyi yönetmesi, herkesi yüzde yüz adaletle idare edip, onları esenliğe, barışa, huzura, zenginliğe kavuşturması mümkün olmamıştır, olmayacaktır da. (Çünkü burası dünya Cennet değil). O zaman neye bakacağız, olanların en iyisine. Allaha şükür ki burada atalarımız Osmanlı öne çıkıyor. Onlar 300 yıldan fazla bulundukları dünya liderliğinde kendi tebalarını ve dünya halklarını (rakiplerine göre) daha adil yönetmişler, daha huzurlu bir dünya kurmuşlardır. Bunun en büyük nedeni fıtrata uygun, gerçeğe/hakikate daha yakın bir inanç sistemine sahip olmaları ve insanlarını bu gerçeğe göre eğitip yetiştirmeleridir. Ben bu gerçeği öğretmen iken her dile getirdiğimde öğrencilerim arasından mutlaka birileri şu itirazı yapardı: “Hocam, Osmanlılar madem böyle iyi idiler, niye yıkıldılar?” Bu suale hazırlıklı olduğum için : “Her doğan ölür. Devler de insanlar gibi fanidir” derdim.
EN ETKİN EĞİTİM KURUMU OKULLAR MI SOSYAL MEDYA MI?
Yazıyı şöyle bitirelim. Bugün birçok gelişmiş devlet dışarıdan gelen ve ülkesinde yaşamak isteyen insanları imtihana tabi tutuyor. Bu imtihanda onlara dil ve tarih soruyor. Yaşayacağı yeni ülkenin dilini ve tarihini bilmezse onu kabul etmiyor. Demek ki neymiş? Eğitim de en başta dil ve tarih geliyor. Siz buna bir de dini ekleyin. Çocuklarımıza en başta dilimiz Türkçeyi, ardından tarihimizi sıkı bir şekilde belletmeliyiz, bunlardan sonra din, bilim, spor, sanat, meslek gelmeli. Yazıyı şu soru ile bitirelim: Bugün tüm dünyada ve bizde en etkin eğitim kurumları okullar mı sosyal medya mı? Öğrencileri ellerindeki kitaplar mı daha fazla etkiliyor yoksa internetteki videolar mı?