EMPERYALİZME KARŞI BİRLİK OLMAZSAK YANDI GÜLÜM KETEN HELVA-Lütfi Ayhan- Yeni Meram Gazetesi
Mavi gök yine kızarmaya, kara toprak yine kan kokmaya başladı. Arz'ın sisle kaplanan gecelerinde yine "Batı Vampirinin" ulumaları duyuluyor. Yüz Yıl Savaşlarını ve iki yüzyıla yakın süren Haçlı Seferlerini yapanlar, Aztek, İnka, Maya, Kızılderili gibi ırkları soykırıma uğranlar, ve I. ve II. Dünya savaşlarında 60 Milyondan fazla insanın ölümüne sebep olanlar (batılılar) yine sahneye çıktılar. Bu sebepten tüm dünya ve özellikle Türklerin, Acemlerin, Arapların, Kürtlerin... Yaşadıkları Ortadoğu halkları! Dikkat! Tehlike çok yakınımızda. Bütün göstergeler bir dünya savaşını işaret ediyor. Bu sebepten bölgede yaşayan her kavim ve inançtan insanlar; Müslimler Gayri Müslimler, Sünniler, Şiiler, Vehhabiler; dinliler, dinsizler her renk ve ırktan kavimler şu gerçekleri görmek zorundalar: Savaşlar, çatışmalar, isyanlar, kavgalar iç ve dış mücadeleler insanlığın adeta gölgesi gibi daima vardırlar ve olmaya da devam edeceklerdir. Bu yazının konusu da böyle olağan üstü dönemlerde, devletlerin başka devletlerle, vatandaşların kendi devletleri ve yaşadığı ülkede bulunan diğer inanç ve etnik yapıdaki insanlarla ilişkileri nasıl olmalıdır? Sorusuna cevaptır. Böyle olağan üstü dönemlerde vatandaşlar düşman devletler tarafından (bazen etnik, bazen dini, bazen mezhebi, bazen sosyal sınıf, bazen bölgesel... Nedenlerle haksızlığa uğradıkları söylenerek) kışkırtılırlar. Çünkü ortam müsaittir. Bu durumda daha önce hakkının yendiği düşünen gruplar ne yapmalılar? "Ferman padişahın dağlar bizimdir" diyerek isyan mı başlatmalılar? (Köroğlu, Dadaloğlu, Celali isyanları...) Kendi güçleri yetmeyince bağlı oldukları devlete düşman bir dış devletten destek mi almalılar? Böyle yaparlarsa ne olur?
DÜNE BAKARAK BUGÜNÜ ANLAMAK
Devletler de kişiler gibi, aileler gibi dost ve düşman sahibidirler. Her devlet, düşmanı olan devleti mümkünse yıkmak, değilse zayıflatmak için çaba sarf ederler. Adaleti, ekonomisi, sosyal dengesi bozulmuş devletler ve toplumlar dış müdahaleye açıktırlar. Bu duruma gelmiş bir devletin içinde yaşayan insanlar /gruplar böyle zamanlarda çok ama çok dikkatli olmak zorundalar. Çünkü böyle anlarda düşman devletlerin iştahı fena kabarır. Elindeki tüm imkânları (medyayı, ekonomik zorlukları, sosyolojiyi, psikolojiyi...) kullanarak düşmanı olan devletle halkının arasını iyice açmak ister. Vatandaşlar da düşman devletin bu tatlı sözlerine, bu büyük vaatlerine, bu cafcaflı propagandalarına bazen kanarlar. Savaş bitip devlet yıkılınca, iş vaatlere gelince düşman devlet, (genellikle) bu hainlere asla güvenmediği için onları görmezlikten gelip yüz üstü bırakır. "Zulümden" kurtulmak için düşmanla işbirliği yapan bu tarih bilmezler, ilim sevmezler, gaflet diyarının çorak ikliminde kala kalırlar. Yağmurdan kaçarken doluya tutulurlar. Bu mevzuya tarihten ve gününüzden çok fazla misal var. İşte onlardan bazıları:
1- Abbasilere, Selçuklulara, Osmanlılara karşı Haçlılarla, Moğollarla, Bizans ile işbirliği yapan devletlerin ve grupların sonları.
2- Osmanlı devletine karşı İngilizlerle işbirliği yapan bazı Arap kabilelerinin sonları (İngiltere kendileri ile işbirliği yapan başta Şerif Hüseyin olmak üzere Araplara tüm Arapların liderliğini ve Arap dünyasını bir araya getirecek bir Arap İmparatorluğu va'detmişti. Sonuç Arap coğrafyası küçük küçük 30 parçaya bölündü. Hepsi ABD'nin kuklası olmuş birçok devletçik oldu.)
3- İran'a karşı Amerikan kışkırtmasıyla 8 yıl savaşan Saddam'ın ve O'na karşı isyan eden Irak Halkının sonu
4- Kaddafi'ye, Esad'a karşı isyan eden Libya ve Suriye halkının, bu günkü halleri.
5- ABD'ye güvenerek başta Türkiye olmak üzere bölge devletlerine isyan eden PKK'nın bu gün ABD tarafından gözden düşürülüp, eşkıya başlarının başlarına ödül konulması. ABD'nin onları satıp PYD'yi tercih etmesi.
6- I. ve II. Dünya savaşında ABD' den yardım isteyen İngiltere'nin birincilikten düşmesi...
DİKKAT! ABD SURİYE'YE DE DEMOKRASİ! GETİRECEK
Tüm bunları şunun için yazdım; Dünya da yeni sistemler, yeni sınırlar konuşulurken Emperyalist devletlerin bir elleri de bölgemizde. Bu caniler böyle anlarda bizim gibi nispeten zayıf devletlerin sınırlarını küçültmeyi, ekonomilerini batırmayı, askeri güçlerini bitirmeyi isterler. Bu amaçla halk ile devletin arasını açmaya yönelik çalışmalara hız verip, uşaklarını hareketlendirirler. Böyle anlarda biz normal vatandaşlar ne yapmalıyız? Tarihte yaşanmış ve günümüzde yaşanmakta olan misallerden örnek alıp ona göre hareket etmeliyiz. Vatanı ve düzeni korumada mutabık olmalıyız. Devlet/düzen yıkılınca, vatan işgal edilince ne huzur kalır ne sistem. Her şey berbat olur. Bu tabloyu görmek için tarihe gitmeye gerek yok. Komşumuz devletlere bakın yeter. Dikkat! ABD, Irak'a Libya'ya, Afganistan'a... Getirdiği demokrasiyi! Şimdi de Suriye'ye (YPG eliyle) getirecekmiş. Maazallah.
Rabbimiz yöneticilerimize akıl ve basiret, halkımıza da şuur ve izan versin. Âmin