DİĞER KATEGORİLER

EĞİTİME OTOPSİ YAPIYORUZ!

EĞİTİME OTOPSİ YAPIYORUZ!- Medine EKMEKCİ- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Bir gün bir Arap yetkilisi ülkemize gelir, belirli bazı temaslarda bulunur. Toplantılar yapar, gözlemler yapar sonra ülkesine geri döner.
Oradakiler sorarlar: “Türkiye'de işler nasıl yürüyor? İnsanlar neler yapıyorlar?
Arap aynen şöyle söyler: “Yevmel brifing (her gün toplantı yapıyorlar), mebzulen tahrirat (bol bol yazışmalar var), harfiyen itaat (emredersiniz efendim, tamamdır efendim, hallederiz efendim) derler, fakat Fi ma icraat (icraat yoktur)” der.
Bizler de Türk Milleti olarak bir sıkıntı ile karşılaştığımızda bir sorunla karşılaştığımızda eteklerimiz tutuşur, hemen toplantılar yaparız. Üzerine tartışırız fakat sonuca ulaşma konusunda çok da başarılı bir millet değiliz galiba.
Uzmanlar diyorlar ki: “Eğitim konusunda köklü bir revizyona ihtiyacımız var. Her gelen Milli Eğitim Bakanı kendine has bir strateji ile geliyor, görevi bitince gidiyor. Yerine gelen Bakan aynı durumla karşılaşıyor.
E haliyle eğitim konusunda kök salamıyoruz!
Daha meyvesini alamadan bakan değişiyor ve sonuca ulaşamıyoruz.
Geçmişten günümüze bilgiye hiçbir zaman bu kadar hızlı ulaşılmamıştı. Şu an bir tıkla elimizde her şeye rahatça ulaşabiliyoruz. Önemli olan; “bilginin bilince geçmesi halidir” diye düşünüyorum.
Bir de Arif insanlara ihtiyacımız var. Bunun içinde Edebin ne kadar elzem olduğunu anlıyoruz.
Çocukluğumuzda annelerimizin bir terbiye metodu vardı.
Hani bir söz vardır; Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir. Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir” diye.:)
Anneler çocuklarına sinirlenince, ayağındaki anne terliğini anlık saliseler içerisinde çıkarır, ‘gez göz arpacık’ der vee hedefi 12'den tuttururlar. Oraya kocaman bir de anne imzası atarlardı. O çocuğun o hatayı tekrar yapması namümkün.
Şimdiki çocuklar da sesinizin volümünü azıcık yükseltin bakın nelerle karşılaşıyorsunuz!
“Dengede olmak” diye bir kavram vardır. Hah işte biz bunu pek beceremiyoruz. Seversek de ölümüne döversek de ölümüne.
Günümüzde “Fark etmek” diye bir kavram var. İyi ki bulmuşlar çok kıymetli bir sözcük çünkü..
Biz eğitimde reform yapmak istiyorsak; önce içi boş yetersiz bilgilerle doldurulmuş sistemden kurtulmamız gerekli!
Osmanlı mekteplerinde yazdığı gibi; “Bu mektepte hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz, hiçbir balıkta uçmaya zorlanmaz” düsturunca; bizler de çocuklarımızın içindeki Cevheri keşfedip, kişilik karakterlerine ve yeteneklerine göre müfredat yazıp yetiştirmeliyiz..
Şunu da sormadan geçemeyeceğim; Bizim eğitim sistemi ne kadar milli?
Müfredatı kimler neye göre hazırlıyor?
Bu hamur daha çok su götürür.
Araplarda bir söz vardır: “Kellim kellim la yenfa” yani, konuş konuş fayda yok! durumuna düşmüş oluruz.
Şayet bir şeyleri fark edip harekete geçmezsek vesselâm...