Dünyada Eşimiz Benzerimiz Yok- Mustafa DEĞİRMENCİ- Yeni Meram Gazetesi
Değerli Okurlar ;
Son dönemde birçok iktisatçı Türkiye’nin yürüttüğü iktisat politikalarının ‘’dünyanın tersine’’ olduğu yorumunu yapıyor. İlk eleştiriler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ Faiz sebep, enflasyon neticedir” diyerek, Merkez Bankası’nın faiz indirme düşüncesine karşı yapıldı. Bu yorumun uzantısında Merkez Bankası, 23 Eylül 2021’de yüzde 19 olan haftalık repo faizini, yüzde 14'e indirdi. Faiz indirimleri sürerken, bir yandan da çeşitli ‘’ekonomik model’’ denemelerine girişildi.
Peki, bugünkü sonuçlar ne durumda? Faiz indiriminin başladığı Eylül 2021’de dolar 8,60 TL, enflasyon %15,94’tü. Şimdi dolar 17,50 lira ve TÜİK’in rakamlarıyla resmi enflasyon %78 düzeyinde.
Son açıklanan model,”İhracatı artırıp, cari fazla verme, istihdam ve büyümeyi artırma!” şeklinde takdim edildi. İhracatı artırmak için kurun yükselmesinin önlenmesi amaçlandı. Kur baskı altında tutuldu. Merkez Bankası ve kamu bankaları bunun için çeşitli ‘’baskıcı’’ uygulamalar yaptı. KKM gibi astarı yüzünden pahalı uygulamalar işin cabası oldu.
Gelişmelerse, öngörülene hiç de uygun olmadı ve ”evdeki hesap çarşıya uymadı.” Cari açık temmuz ayında 7,6 milyar dolar artarak 48,6 milyar dolardan 55,7 milyar dolara yükseldi. Yeni ‘’açıklama’’ enflasyonun yılsonunda düşebileceği oldu.
Sonuçta, enflasyon yükselme eğiliminde , İhracatın kg/dolar değeri düşüyor , Büyüme ise tıknefes. Kredi Risk Primi (CDS) 1000'e doğru yükseliyor.
Dünyadaki gelişmeler ne yönde? Birçok merkez bankası enflasyonu frenlemek için faiz artırıyor. Birçok ekonomist dünyada “resesyon ( ılımlı daralma ) korkusunu” dile getiriyor.
Bu durumda Türkiye ne yapmalı?
Hiç vakit kaybetmeden “kerameti kendinden menkul’’ ekonomik model uygulamalarından, dünyanın tersine yürür görünme hallerinden vazgeçip, sağlıklı bir arayışa girişilmeli. Bu yeni politika Türkiye için “Zararın neresinden dönersek kârdır” anlamına gelecek…
Saygılarımla…