DOĞRUCU DAVUT MUSUN?

Zor bir dönemde yaşıyoruz. İmtihanımız çetin, yaşadığımız devir çetin.
Güzellikler iyilikler için sürekli bir çaba içinde olmamız gereken bir dönemdeyiz.
Çünkü doğruyla yanlış arasında yalnızca bir adımlık mesafe var. Onun için bize bunu hatırlatacak dostlara ihtiyacımız var.
Bize doğruyu ve hakikat yolunu gösterecek insanlara ihtiyacımız var.
Etrafımızda bu insanların olmasına çok dikkat etmemiz gerekiyor.
Maalesef dünya telaşı koşturmacası içinde bize asıl görevimizi ve sorumluluklarımızı hatırlatan insanları etrafımızda pek istemiyoruz.
Hani toplum içinde bir tabir vardır: "Doğrucu Davut” diye...
Doğruyu söyleyenlere bile bir lakap takıyoruz. Öyle insanlarla bir arada bulunmak istemiyoruz. Çünkü nefsimize ağır geliyor.
Kur’an’i ifadeyle "İyiliği emreden ve kötülükten alıkoyan” böyle insanlar hava gibi su gibi ihtiyacımız var.
Farkında mısınız? Artık âlim ve ulemaların saygınlığı kalmadı. Hâlbuki bazı şeyler kitaptan okumakla olmuyor. Dijital çağda hepimiz her şeyi biliyoruz.
Fakat hâle geçiremiyoruz. Haliyle de bilgi bizden uçup gidiyor. Belki de en çok unutkanlığı yaşadığımız bir dönemdeyiz.
Ayrıca kalplere tesir edemiyoruz. Okuyoruz, anlatıyoruz ama müteessir olmuyor insanlar.
Bizlerin yeniden bir silkelenip, büyük üstadların dizinin dibinde rahle tedrisatından geçmeliyiz diye düşünüyorum.
İnsan yalnızken kendini ölçme fırsatına sahip değildir. Kendisini ölçmek için bir aynaya ihtiyaç duyar. Aynasız kalan bir insan nasıl ki, üstünü, başını, saçını duruşunu düzeltme şansına sahip değilse, böyle insanlardan uzak kalan bizler de o zaman davranışlarımızı düzeltme şansından mahrum kalırız.
Akıllı bir Müslüman, güzel dostlarla beraber olur. Allah'ın sevdiği bir kul olup olmadığını öğrenmek isteyen, etrafındaki dostlarına baksın.
Gördüğünüz zaman size Rabbinizi ve güzellikleri hatırlatan dostlara sahipseniz Allah'ın sevdiği kullarındansınız demektir. Bu dostları inci mercan gibi görmek lazım…
Rabbim bizleri hayırlara anahtar şerlere kilit eylesin.