Devlet aklı- Fatih ARSLANPINAR- Yeni Meram Gazetesi
Kıymetli okurlar; “Devlet Aklı” sözünü daha önce hiç duydunuz mu? Evet aklınıza mafya dizileri geliyor değil mi? Haklısınız da, devletin derin yapılanmaları, gizli teşkilatları, istihbarat çalışmaları, hemen hemen birçok çalışmayı bu dizilerden öğrendik… Devlet Aklı; bugün oluşmuş bir yapı elbette ki değildir. Kökü ezelde Hun imparatorluğuna dayanan, çeşitli zamanlarda kendini göstermiş, kim oldukları ne iş yaptıkları hiçbir zaman belli olmayan insanların, her şeyin üstünde tuttuğu bir yapıyı oluşturmaktadır. Şahısların, olayların üstünde olan bu yapı gerektiği zamanda gerektiği şekilde devlete müdahale etmekle görevlidir. Devlet bütünlüğünü koruyamıyor, bir dirilmeye mahkûm kalıyorsa, yıkan ve tekrar kuran yine bu yapıdır. Hani derler ya “16 devlet yıkıldı biz 17.’yi kurduk.” 16 devletin yıkılması gerektiği 17. Devletin kurulması gerektiğini yine bu yapı belirliyor. Dedik ya önemli olan devletin ebed müddet baki kalması, isimler değişir ama fıtrat aynı fıtrat…
Ve elbette ki bu yapı zaman içerisinde çeşitli şahıslar da yetiştirmiştir. Bu şahısların bazısı sürekli göz önünde olabilir ama arka planda birçok insan bu yapıya yani devlete hizmet noktasında çalışmış ve çalışmaya devam etmektedir. Yakın zamandan bir örnek; 2016 yılında gerçekleşen hain darbe girişimi öncesi kurulan kayyum heyetleri bunun birer örneğidir. Orada gerçek devleti görmek mümkün idi. Gelelim tekrar konumuza; devlet bir çok insan yetiştirir, kimine ülke yönetimini bırakırken kimine yönetimi yönlendirme görevleri verir, kimine izletir kimine işletir ve nihayetinde bu şahıslar devletin çarklarını çevirmekle, devleti bir adım öteye taşımakla görevlendirir. Fakat devlet mekanizmasının işlediğini görmez, aksaklıkları fark eder, mevcut şahısların artık ülke faydasına olmadığını anlar ise, yerine başka yönetimi yetiştirir ve görevlendirir.
Mevcut ittifak ve iktidar hakkında; her ne kadar süresini yitirmiş, yolun sonuna gelmiş bir algı oluşturulmak istense de, devlet aklının yerine yeni bir yönetimi hazırlamak adına bir dönem daha mevcut iktidar ile yola devam edeceğini düşünmekteyim. Ki bu süreç içerisinde devletin derin yapısı şuan çalışma yürüten siyasi parti yada muhaliflerin haricinde bir yönetim ekibi oluşturacak ve 2028 seçimlerinde bizler o yönetimi bir anda karşımızda bulacağız.
*
Zaman zaman Türk bürokratları şöyle bir izliyorum. Bürokrasinin en üst seviyesinden bir isme baktığımızda; kültürü, edebiyatı, tarihi, kişiliği ve karakteri ile ülkenin her kesiminden insanı bir araya getirebilecek konumda olduğunu görüyorum. Bu isim elbette ki Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Sayın İbrahim Kalın. Ülkede kutuplaşma iklimi oluşturmadan, kendi öz benliği ve çalışmalarıyla öne çıkabilen isimleri görmek bizleri mutlu ediyor ve elbette ki gururlandırıyor.
Fakat bu ülkenin daha çok İbrahim Kalın’lara ihtiyacı olduğunu fark etmek gerekiyor. Devlet aklı mı dersiniz, akademik kadromu adına ne derseniz deyin, bu ülke insanları kutuplaştırmayan, kucaklayabilen, çalışan, kendini farklı alanlarda geliştirebilen, daha çok bürokrata, siyasetçiye ve elbette ki bu misyonu kendine yükleyebilecek gence ihtiyacı var.
Kalın Sağlıcakla…
Fatih ARSLANPINAR