Değişim - Adnan Yıldırım - Yeni Meram Gazetesi
Sevgili okurlar, modernleşen dünyada insanlar o kadar hızlı değişiyor ki, kimi zaman bu değişimi değişen kişi bile anlamıyor.
Normallik kat sayımız artık o kadar arttı ki, bu ışık hızıyla gelişen dünyada, normallik artık anormallik olarak algılanıyor.
Gittikçe büyük bir köy haline gelen dünyada, biz ne kadar kendi değerlerimize dört elle sarılmaya çalışsak da, kırmızı çizgilerimiz genişleniyor, bulanıklaşıyor ve hatta siliniyor.
Çevremize şöyle bir baktığımızda popüler kültürün bombalaması altında yetişen genç nesillerimiz, kuşaklar arasında fazla yaş farkı olmamasına rağmen, anlayış farkını, giyim kuşam farkını, hatta olaylara karşı bakış açısındaki farklılığı net bir gözle görebiliyoruz.
*
Haliyle, bu hızla değişen dünyada insanlar da daha bir karmaşıklaşıyor.
Düşüce sistemleri, karakterleri, hayata karşı bakış açıları, olayları kavrayış, anlama ve anlatma beceri daha bir komplike hal alıyor, ve toplum tarafında anlaşılmayan kişi yalnızlaşıyor, bencilleşiyor, içine kapanıyor.
Yalnızlaşan insan da dolayısıyla popüler kültürün kendine sunmuş olduğu hayali ve sanal bir dünyada kendine başka değerler benimseyerek onlara sarılıyor.
İşin garibi bu kişi bu halde yalnızlaştığı halde, kendi olmaya çalışan insanlarda yalnızlaşıyor.
Çünkü, hayat tarzı olsun, hayata bakış açısı olsun, bu geçiş evresindeki topluma fazla demode geliyor ve o da başkalaştırılıyor.
*
Sayın okurlar, değişime direnilemez.
Teknolojinin her geçen saniye geliştiği, sosyal medyanın bu kadar sık kullanıldığı ve ulaşılabilirliğinin bu kadar kolay olduğu, bilgiye bu kadar kolay ulaşıldığı durumda değişime direnmek kendine direnmektir.
Hoşumuza gitsin ya da gitmesin, canımızı acıtsın ya da acıtmasın, anlayalım ya da anlamayalım bu, dünya kurulduğundan beri, ilk insandan bu yana böyledir.
*
O yüzden, çevrenizde kırkına merdiven dayamış ergenleri, yirmisinde hayatın cilvesini yemiş çilekeşleri, ne istediğini bilmeyen tipleri gördüğünüzde yadırgamayın.
Zira hiçbir değişim sancısız olmaz.