Değerli hocam Profesör Dr. Ahmet Güner Sayar

Öğretim üyeleri, hocalarla ilgili olarak genellikle hatıra veya armağan kitapları çıkar. Bu kitaplarda bazen hatıralar bazen da bilimsel makaleler yer alır. Bu yazı her iki türden de olmayıp, malumat kabilinden değerlendirilebilir. Benim hocamızla irtibatım Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki öğrenciliğimde, 1983 yılında, Kalkınma İktisadı dersinde hocamız olmasıyla başlamış ve sonrasında Konya Selçuklu Belediye Başkanlığı görevim sırasındaki irtibatımızla sürmüştür. Bu dönemde Selçuklu Spor Salonunun inşaatı sırasında kendisi ile inşaatı gezmiştik. O zaman ifade ettiği şekliyle “NBA standartlarında bir salon” övgüsünü almıştım kendisinden. Bu ziyaretler esnasında şehri beraber gezer, hatta tarihi eserleri kendisiyle mütalaa eder, kendisinin ve yanında bulunanların da görüşlerini alırdık. Bu durum aynı zamanda bir belediye başkanı için danışmanlık gibi gelirdi. Sonraki irtibatımız Hazreti Mevlana’nın tüm eserlerinden iktisadi görüşlerini tetkik ederek kendisine sunduğum “Mevlana Celalettin Rumi’nin İktisadi Görüşleri” başlıklı esere takrizi ile devam etti.
Geçen hafta Fakülte açılış dersinde bir araya gelme imkanını bize bahşetti. Bu vesile ile birkaç hususu yazma fırsatı bulduk.
Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar (d. Fatih, İstanbul, 1946) iktisatçı öğretim üyesidir. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdikten sonra İngiltere’de Birmingham Üniversitesi’nde yüksek lisansını ve yine İktisat Fakültesinde doktorasını yaptıktan sonra İktisat Fakültesi ve Siyasal Bilimler (Bilgiler) Fakültesinde akademik çalışmalarını sürdürmüş, birçok esere imza atmış, velûd (çok eser veren) bir hocamızdır.
İktisadi düşünce ve iktisat metodolojisi alanlarının tarih ve kültürle ilişkilerni en güzel şekilde kurmuştur. Osmanlı İktisat Düşüncesinin Çağdaşlaşması kitabı alanının en önemli eseridir. Şeyh Bedreddin Simavi’yi gerçek yönüyle o tanıtmıştır.
Rahmetli Sabri Ülgener’in hayru’l-halefi olmuş, hakkında biyografi yazmış; kendisi tıp doktoru olan ve kültürümüzü çok iyi tanıtan Süheyl Ünver’in biyografisini yazmıştır. İstanbul Üniversitesi’nde sol cenahta yer alan iki önemli iktisatçı olarak İdris Küçükömer ve Sencer Divitçioğlu hakkında eserler kaleme almıştır (ikincisinin tamamlanmak üzere olduğunu beyan etmektedir). Bu yönü gerçekten ilgi çekicidir. Zira hoca ile bu iki iktisatçı farklı cenahlarda sanılsa dahi biyografiler hem akademik hem de nezaket yönüyle kayda değerdir. Bazı akademisyenlerin farklı görüşten oldukları gerekçesiyle atıf yapmaktan dahi kaçındıklarını gördükçe hocamızın bu özelliğinin ne derece önemli olduğunu bir kat daha anlamaktayız.
Dikkat çekici yönlerinden birisi de İngiltere’de yüksek lisans tezini danışmanlığında hazırladığı Terence Wilmot Hutchison ile irtibatını sürdürmesidir. Bu tavır hem Türk akademik camiası için bir kazanç hem de örnektir. Hutchison hakkında bir biyografi kaleme almış (Filozof - İktisatçı Terence W. Hutchison, Ötüken Yayınları, İstanbul, 2012) ve ayrıca mektuplaşmaları kitap olarak yayınlanmıştır (T.W. Hutchison - A.G. Sayar Mektuplaşmaları, der. Özgün Burak Kaymakçı, Ötüken Yayınları, İstanbul, 2022). Söz konusu biyografi hem akademik disiplininin hem de vefakarlığının timsalidir. Sayar, özgün akademik çalışmalarında Popper-Hutchison çizgisindeki yöntemi kabul etmiş ve kendisini “John M. Keynes’in bilimde torunu” olarak tanımlamaktadır. Böyle olunca kendisinden iktisat okuyanlar ne kadar şanslıdır, zira iktisat bilimini kaynağına yakın yerden almaktadırlar. Sözü geçen mektuplaşmalarda hocasıyla ele aldığı bilimsel konulardaki entelektüel derinliği dikkat çekicidir.
Yabancı dildeki mahareti fevkaladedir. Bunun sebebi, “Yılkı Atı” eserinin yazarı babası rahmetli Abbas Sayar gibi kendisinin de Türkçeyi güzel kullanması olsa gerektir.
Yetiştiği çevre Fatih, Hırka-i Şerif, Beyazıt olunca İstanbul’un kültür muhitlerini takip etmiştir. Hazreti Mevlana ile maddi ve manevi alemde irtibatını kurmuştur. Hocamız benzersiz motivasyonunu şu cümlelerle ifade ediyor: “T.W. Hutchison’a dair çalışmanın yayınlanmasıyla Süheyl Ünver’le başlayan ve Sabri Ülgener ile devam eden hocalarıma minnet ve vefa borcunu ödemeye çalıştığım proje de tamamına ulaşmış oluyor. Bu üç hocamın ömür boyu ürettikleri öz, akl-ı selim, kalb-i selim ve zevk-i selim arasında var olan tutarlı bağların inşasıdır.”
Son sınıftaki öğrencilerine son dersinde söylediği sözleri hep hatırlatmaktadır: “Sizden haklarınızı helal etmenizi isterim. Sizi derslerinizden geçirmek için notunuzu veririm ama size hakkımı helal ederim, bir şartla: Aldığınız görevlerde kamu haklarını ihlal etmeyeceksiniz, harama el uzatmayacaksınız!”
Hocamızın yetiştirdiği pek çok akademisyen, özel sektör çalışanı, siyasetçi ve devlet adamının edindikleri iktisat bilgilerinin yanı sıra kulaklarında da bu sözler çınlamaktadır.
Kıymetli hocamıza ve ailesine Cenabı Haktan sağlıklı, hayırlı ve uzun ömürler dileyerek saygılarımızı iletiriz.