DİĞER KATEGORİLER

ÇUVALDIZ

ÇUVALDIZ-Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Güzide ülkemiz bir hafta önce 6 Şubat Pazartesi günü saat 04.17’de 7.7 büyüklüğünde bir depreme maruz kaldı. Yerin 7 km altındaki bu büyük deprem bir dakika sürdü. Yollar, binalar, siteler, havaalanları yıkıldı, çöktü. Aynı depremin 9 saat sonrasında bu sefer yine Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde bir büyük deprem daha meydana geldi.
Sonuç daha tam manasıyla ortaya çıkmadı ancak çok büyük bir yıkım, tamamen yok olan ya da birbirinden ayrılan aileler. Yetim ya da öksüz kalan çocuklar. Yavrularını depreme kurban eden anne ve babalar, ebeveynler. Yıkılan yerleşim birimleri. Etkilenen 10 büyük şehir. Hissedilen şehirleri saymakla bitiremeyiz. Öylesine büyük bir deprem ve yıkım ki, komşumuz Suriye’yi de vurmuş ve 2 binden insanın vefatına sebep olmuş. Bir deprem uzmanının söylemine göre göçük altında halen yüz binden fazla insanımız var. Daha önce 1999 yılındaki büyük Marmara depremi bunun yanında çok küçük kalıyor. Orada tek şehir etkilenirken bu depremde 10 büyük şehir büyük ölçüde etkilendi.
Hep konuşuruz da uygulamadan kaçınırız. Bu bölgede 500 yılın bir birikimi var. Öyle bir gerilim ve birikim ki 9 saat ara ile iki kez enerji boşalması oluyor. Bu enerjinin Hiroşima’ya atılan atom bombasının 500’den fazlasını atarsınız ancak böyle bir enerji sağlanabiliyor.
Bu büyük imtihan, büyük felaket tüm yurdum insanını bir araya getirdi. İşçisi, köylüsü, toplumun her kesim insanı, sanatçısı, tüm şehirleriyle tek bir yumruk olduk. Ayni ve nakdi yardımlar zirve yaptı. Konya çıkışında 20 kilometrelik deprem bölgesine malzeme ikmali yapan tır kuyrukları gördük elhamdülillah. Dünya liderlerinden taziye mesajları, yardımlar, konteynerler, arama ve kurtarma ekipleri. Şu ana kadar 24 binin üzerinde insanımızı kaybettik, 80 bin yaralımız var. Barınma ve yaralıların tedavisi için bütün şehirlerimiz birbiriyle yarışıyor.
Burada depremden çok önce yapmamız gerekip de yapmadıklarımızı bir dillendirelim istedim. Hani bir tabir vardır. “İğneyi kendimize batırmadan çuvaldızı başkasına batırmayalım.” diye. İğneyi biliyoruz da çuvaldız nedir? Farsça bir kelime ve çuval iğnesi demek. Normal iğnenin büyüğü ve eğri, çuvalların ağzı dikiliyor.
Elimize çuvaldızı alıyoruz herkesi eleştiriyoruz. Ancak alınması gerekip de almadığımız bütün önlemlerdeki ihmalkâr tavrımız canları alıyor. Zümrüt Apartmanı’nın çökmesini Konya hala unutmadı. Bizimki bir bina, Kahramanmaraş depremlerinde 6 bin 444 bina nasıl unutulacak.
Deprem bölgesindeki fotoğraflara baktığımızda görülenler çok farklı değil mi?
-Yan yana duran binalardan bazıları moloz haline gelmişken bazıları orta hasarlı, bazıları da ayakta duruyorlarsa imalatta fen kurallarına uyulmuş mudur?
-Yerleşim birimi kurulurken zemini daha sağlam ve zemin emniyet gerilmesi yüksek zeminler yerine niçin alüvyonlu oynak zeminler seçilmiştir?
-Yüzyıllardır deprem bölgesi olan ve sürekli aralıklarla deprem görülen bu güzergâh bilindiği halde niçin yapılaşmaya müsaade edilmiştir.
-Havaalanı, şehirlerarası yol ve sanat yapıları yapılırken mevcut fay hatları dikkate alınmış mıdır?
-Yıkılan ve tabiri caizse un ufak olan binalara hangi akla hizmet edilerek 10-15 katlı yüksek binalara izin verilmiştir?
-Yerinden yönetimin demokrasinin olmazsa olmazı bilerek belediyelere verilen imar planı yapma ve tadilat yapma yetkisi tekrar bir gözden mi geçirilmelidir?
-Bartın’ın Bozkurt ilçesi sele maruz kalmıştı. Oradaki yerel yönetimler de dere yatağının kenarına yüksek binalar yaptırmamış mıdır?
-Merkezi ve yerel yönetimler şu ana kadar deprem riski taşıyan bölgelerde bir bina güçlendirme çalışması yapmışlar mıdır?
-Bir deprem yapı yönetmeliği acil olarak hazırlanmalı mıydı?
Bu yapılmayıp da ihtiyaçlar listesi çoğaltılabilir. Şu anda o bölgedeki yıkımdan sonra o şehirlerin ihyası için harcanacak para ile tüm Türkiye’deki deprem bölgelerindeki binaların tamamı güçlendirilebilirdi. Can kayıplarımız azalırdı, travmalarımız azalırdı.
Ülke insanımızda da birtakım problemler yok değil. Van depreminden sonra devletimiz üzerine düşeni yaptı ve 5 katlı deprem konutlarını bir bölgeye inşa etti. Memleket insanlı Vanlı kardeşim, o yerleşkeye oturmadı. Eski evinin bulunduğu yerde kaldı. Evini tamir etti ve oturmakta. Önceki yıllarda Van deprem konutlarını yerinde gördüm. Fen ve sağlık kurallarına uygun sağlam binalar boş durmakta. İnsanımız Allah’a bir can borcumuz var deyip ölümden korkmuyor. Bu haslet ve ölümden korkmama 15 Temmuz hain darbe girişiminde tankın önüne yatarken iyidir. Ancak Rabbimin emanet verdiği canı da korumak kollamak adına depreme dayanıklı evlerde oturmak lazımdır.
Konuyu çok uzatabiliriz. Önemli olan deprem öncesi alınacak önlemler. Öncelikle depreme dayanıklı yapıların sağlam zeminlere dürüst inşaatçılar tarafından Allah korkusunu idrak ederek yapılması. Sonrasında ilkokuldan itibaren zorunlu deprem eğitimleri verilmesi.
Biz bu coğrafyada depremle iç içe yaşamak durumundayız. Yüzde 70’i deprem riski altında olan güzel ülkemizde başka alternatif yoktur.
Çuvaldızı kendimize mi batırmalı?
Geçmiş olsun Türkiyem.